3

690 59 22
                                    

___

[İçki Tadı]

Jaehyun

Yan koltukta kaşından çenesine kadar akan kanı umursamadan yolu seyreden Yuta'ya bakmayı bırakıp yola döndüm. Toprak pistteki yarışta arabasının kapısının uçması ve yüzüne kayan cam parçalarından yaralanmasının sorumlusu bir nevi bendim. Önde gelemediğim, sadece iki araba geride kaldığım için panik olup pek ufak olmayan hasarlarla yarışı biz almıştık. Önde gelmememin sebebi tamamen bayrak yarışı olduğundan dolayıydı, bitirici o olduğu için ona güvenmiştim. Daha doğrusu kazanacağından emin halde belki şans eseri kaybeder de dünkü sinirimi onu döverek atarım diye düşünmekteydim.

İçimdeki vicdan sızısı biraz kötü hissetmeme sebep olduğu için durmadan ona bakıp kontrol ediyordum. Tek kelime etmemesi daha da kötü hissetmemi sağlıyordu. Rahatsızca sorma gereği duydum, bir kelime duymaktı maksadım.

"İyi misin, Yuta?"

"Sence?"

Bakışlarımı kaçırıp cevap vermedim. Morali bozuktu, belki de kızgındı, emin olamıyordum. Bara doğru giderken kararan hava soğumaya da başladığından iyice kötü hissediyordum.

"İyiyim ben. Ama arabamın kapısı yok oldu, anlıyor musun? Keşke bütün galibiyet yükünü bana yıkmasaydın."

Sızlanmasına verebileceğim tek tepki kaşlarımı çatmak olduğunda kendinden emin tavrı da biraz garip gelmişti. Tamamen bana yüklemesi saçma geliyordu çünkü kendisi risk alıp dikkatsizce davranmıştı. Öne geçmişken arkasındaki adamları kışkırtarak büyük saçmalık yaptığının farkında değildi galiba, şov yapacağım derken geldiği durumun suçlusu ben değildim.

"Sana yıkmadım, kendi hatandı. Ayrıca bu durumda bile arabanı mı düşünüyorsun?"

"Ne düşünseydim?"

"Ölebilirdin. Kazanacağımız zaten belliyken gereksiz risk aldın. Hep böyle mi yapıyorsun?"

Ses tonlarımız bir yükselip bir düşerken barın önüne çoktan gelmiştik. Ve cidden, arabasına neden bu denli takmıştı anlayamıyordum. Sonuç olarak o bir yarış arabasıydı ve kaza yapması ya da hasar alması kadar doğal bir şey yoktu.

"Genelde seninle yarışmadığım, ikili yarışlarda geride kalan bir yarışçıyla da birlik olmadığım için, bu ilkti. Kaybetseydim piyasanın ağzına sakız olurduk, farkında mısın?"

Endişeli tavrına istemsizce gülüp düzgünce park ettiğim arabadan inmeden önce gözlerine baktım. Bilerek geriden geldiğimi, ona güvendiğimi söylesem içi soğur muydu acaba? Ve evet, güvenerek hata etmediğimden de emin olmuştum.

"Üzgünüm, bir daha olmaz."

Yarı umursamaz, yarı alayla konuşmayı sonlandırıp bara doğru adımladım. Ölmediğine ve kaybetmediğimize göre boşuna söylenmeye gerek yoktu. Önden yürürken kalabalık kapı önündeki bakışların bize döndüğünü gördüm, hiçbiriyle göz göze gelmemeye çalışarak bodrum kattan gelen yüksek müzik sesine ilerledim. Bütün camiayı geri dönerek şaşırtmıştım, bu bakışlar ondandı.

Siesta 'YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin