___
[Sokaklar ve Kaldırımlar]
Jaehyun
Buz kesen parmak uçlarımla kabanımın cebini sıkı sıkıya tuttum ve konuşulanları dinlemeye devam ettim, bütün ekip her türlü pis işlerimize şahit olan bu depoda toplanmıştık. Bu gibi toplantılar genelde acil durumlarda ya da bir sonraki gecenin pis işlerini planlarken yapılırdı. Bu seferkinin benim durumumla alakalı olduğunu biliyordum.
"O dosya yüzünden mekanlarımdan birine dahi zarar gelirse, olacakları ben bile kestiremiyorum."
Doyoung dişlerini sıkarak sinirine hakim olmaya çalışırken ortamın gerginliğini de giderek arttırıyordu. Taeyong dosyaya çalındı süsü vererek diğerlerini harekete geçirmeyi seçmişti, aklındaki şeyleri ön göremiyordum, sadece o doğrultuda ilerliyordum.
"Odaklanmamız gereken tek bir isim var, Seo Soojin. Ten onu garson olarak aldığından beri mal teslimatları ile ilgili bilgileri sızdıran kişi o, dosyanın yerini de bilgileri nasıl öğrendiyse öğrenip çalmış olabilir."
Sinirle sırıttım, Taeyong gruba yalan söylemek zorunda kalıyordu, benim yüzümden. Cümlesinin sonunda sert bakışlarını sağımda duran Mark'a çevirip okların ona dönmesine sebep olmuştu ki bunun karşısında sessiz kalacak kadar sakin biri değildi Mark.
"Basit bir dosyayı bile koruyamıyorsun, suçlu ben mi oluyorum? Düşüp kalkacağım kızları da mı size göre ayarlamam gerekiyor?"
"Sarhoş olup gevşek çeneni kapayamadığın için bütün bunlar başımıza geliyor, suçlu sensin ve bastırmaya çalışma."
Doyoung hakim olamadığı siniriyle Mark'ın üzerine doğru birkaç adım attığında kimse durdurmak için yeltenmemişti. Sarhoşken Soojin ile birlikte olduğu öğrenildiğinde malların teslimatının onun yüzünden patladığı kesinleşti fakat dosyayla bir ilgisi olmadığını biliyordu Taeyong, cezayı ona keserek hırslandıracak ve istediği kıvama geldiğinde açtığı belaları kendisinin temizlemesini sağlayacaktı büyük ihtimalle.
"Kimse suçlu aramıyor. Soojin işten çıktığı gün kimliğini gizliye çekmiş, nerede olduğu hakkında kayıtlı bütün bilgiler silinmiş. Onu bulacağız, Mark başta olmak üzere hepimiz onun peşine olmalıyız."
"O kız bizi kendi ayaklarıyla liderine götürecek, bu işte hata yapma payımız yok."
Taeyong, Johnny'i desteklercesine konuştuğunda son cümlesini benim gözlerime bakarak söyledi. Üzerimde olan sadece onun gözleri değildi, Yuta oturmak için karşımdaki sandalyeyi seçmiş ve dikkatle beni izliyordu. İkisiyle de en ufak bir göz temasına girmek istemediğimden bakışlarımı ayak uçlarıma indirdim.
"Barın güvenliğini arttırmakla başlayacağız, bütün temizlikçileri, garsonları, baristaları sıraya dizeceksin, Ten. Hepiniz bir süre işlerinize ara vereceksiniz, dövüş yok, yarış yok, kumar yok-"
"Ot da mı yok?"
"Ot da yok."
Lucas'ın Johnny'e olan isyanı soğuk depoda yankılanırken birkaçımızın ciddiyetinin bozulmasına neden oldu, Lucas'ın bu etkisi kaçınılmazdı. Yuta yanında oturan Lucas'ın sırtını sıvazladığında sırıttım, tam karşımda olduğu için bakışlarım arada bir ona kayabiliyordu. Bugün, şu ortama rağmen, iyi günümdeydim bu yüzden yakışıklı göründüğünü kabul ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siesta 'YuJae
FanfictionSeninle bambaşka bir dünyada rast gelelim isterdim. [Jaehyun + Yuta] *satır arası yorumları tarafımdan yenilmiş bir kitap