Bölüm 10

6.7K 348 19
                                    

Keyifli okumalar.....

'Ta-hir.' Dedi kekeleyerek, üstelik yanakları yanıyor ve başı fena halde dönüyordu. Kendini zor da olsa geri çekmeyi başardı.

Genç adam yaşadığı hayal kırıklığıyla kızın yüzüne baktı. İkisi de nefes nefese kalmıştı. Burada bitmesini kesinlikle istemiyordu ve bunun için hemen pes edecek değildi.

'Çok güzelsin Ebru. Aklımı başımdan alacak kadar çok hem de.' Bunu saklamanın bir anlamı yoktu zaten.

'Seni çok beğeniyorum ve çok istiyorum.' Ebru'nun kulağına eğilerek 'Benim olmanı istiyorum.' Dedi fısıltıyla. Bu akşam bu iş bitecekti. Elde edecekti bu tecrübesiz güzeli.

Kız duydukları karşısında afallamıştı. Neler diyordu bu adam. Tahir onun itiraz edeceğini anlayınca, hemen dudaklarıyla ağzını kapattı. Konuşmasını ve düşünmesini engellemiş oldu böylelikle. Bu defa daha sert, daha ateşli öptü onu. Hayır diyemeyecek cinsten. Kasıklarını sızlatacak kadar sert ve aklını başından alacak kadar da tutkulu.

Ne kadar süre öpüştüklerini ikisi de bilmiyordu. Zaman kavramını yitirmişlerdi o an. Ebru'nun dudaklarının arasından çıkan küçük bir inleme, adamın bütün duvarlarını yıktı ve onu kucağına aldığı gibi mutfaktan çıkmak için hareketlendi.

Mutfaktan çıktıklarında, salondaki duvara dayadı kızı. Kendini ona doğru bastırdı. Ona neler yaptığını ve ne halde olduğunu anlamasını istiyordu. Bir an önce kıza sahip olmak için yanıp tutuşuyordu. Dudaklarını ayırmadan, elleriyle kızın tişörtünün uç kısmını tuttu ve yukarıya sıyırdı. Eline gelen tepeciği kavradığı gibi yoğurmaya başladı. Ebru gözlerini zorlukla aralarken, neler yaptıklarının farkına varmaya başlamıştı. Aman Allah'ım ne yapıyordu bu kız böyle? Resmen Tahir Erdem onu büyülemiş ve aklını karıştırmıştı.

Kendine gelerek 'Tahir' diye çırpındı, onun kucağında. Kolları ona sımsıkı sarılıydı. Yavaşça gevşetti kollarını. Bu hareket üzerine Tahir pes ederek, istemeyerek de olsa onu kolları arasından bıraktı. Sıkıntılı bir nefes alıp verdi.

Ayakları yere bastığında, resmen bütün bedeni titriyordu. Adamın yüzüne bakmaya cesaret edemedi. Gözlerini ayakuçlarına çevirdi. Bir yandan elleriyle oynuyor, bir yandan da alt dudağını dişliyordu. Şu an yerin dibine girmek ve bu utanç verici durumdan kurtulmak istiyordu.

Adamın çenesini tutması ve ona bakmaya zorlamasıyla, zoraki bir şekilde göz göze geldiler. 'Bu kadar utanma, o kadar da kötü bir şey yapmadık. Alt tarafı öpüştük o kadar.'

Onun için söylemesi ne kadar da kolaydı. Alt tarafı öpüşmemiş, resmen adamla sevişmişti ve bundan dolayı çok ama çok utanıyordu.

Kapının ziliyle Ebru, hemen üstüne başına çeki düzen vermeye çalıştı. Hay Allah kim gelmiş olabilirdi ki bu saatte?

'Birini mi bekliyordun?'

Kaşlarını çatarak sormuştu bu soruyu.

Başını iki yana sallamakla yetindi. Konuşacak durumda değildi zaten.

'Boş ver açmayalım.'

İnanamıyormuş gibi baktı adamın yüzüne. Kapının hala ısrarla çalması üzerine pes ederek 'Sen dur ben bakarım.' Dedi Tahir.

Zaten kızın adım atacak hali yoktu ki. Homurdanarak kapıyı açtığında karşısında gördüğü yüzle, bir an neye uğradığını şaşırdı. Belkıs kollarını boynuna dolarken bile öylece tepkisiz kaldı.

'Nerelerdesin hayatım? Bak nasıl da buldum seni.' Bir anda içeriye dolan parfüm ve sigara kokusuyla birlikte şahit olduğu manzara Ebru'nun midesini bulandırmıştı.

Böyle Olsun İstemedim TAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin