Selam Canokurlar.
+18 sevenler için JULİETTA (Esaret ve Özgürlük) adlı hikayemi tekrar yayınlamış bulunuyorum. inşallah her zaman ki gibi yanımda ve bana destek olursunuz.
Keyifli Okumalar
Şirkete gelir gelmez Şamil'in odasında aldı soluğu.
"Hayatından sıkıldığın keşke evlenmeseydim diyerek pişman olduğun oluyor mu?" Genç adam bu sorunun nedenini anlamıştı hiç düşünmeden cevapladı.
"Sana karşı dürüst olacağım dostum. Biliyorsun Alev ile zor zamanlar geçirdik ama sorunlarımızı çözdükten sonra tek bir gün bile onunla evlendiğim için pişman olmadım. Karımı çok seviyorum. Akşam olduğunda eve gitmek için nasıl can attığımı bilemezsin."
Tek bir kadın ile bir ömür geçirmek...
Bir zamanlar bunun düşüncesi bile tüyler ürpertici iken şimdi gözüne o kadarda korkutucu gelmediğini fark etti.
"Sen iyi bir koca ve iyi bir aile babasısın. Ben senin gibi olabileceğimi hiç sanmıyorum." Bu konuyu neden açtığını bilmiyordu ama merak ettiği bazı sorulara cevap bulması gerekiyordu.
"Açıkçası Tahir bende senin gibi evliliği düşünmeyen bir adamdım ama sanırım doğru kadını bulduğunu hissettiğin anda düşüncelerinde değişiyor. Olmaz dediğin şeyler bir anda oluveriyor. İnan bana buna kendin bile şaşırıp kalıyorsun ve bir bakıyorsun ki evli bir adamsın."
"Bundan korkmadım desem yalan olur. Peki onun doğru kadın olduğunu nasıl anlayacağım?"
"Evlilik düşüncesi bir parazit gibi zihnine girdiğinde ve artık evlilikten bahsetmeye başladığında..." bu sözü tüm gün boyunca tahlil edecekti. Evliliğin lafını dahi etmeyen Tahir şimdi evlilik hakkında düşünüyor ve sorular soruyordu kendinde pek hayra alametler görmediğini fark etti.
"Bu akşam bize yemeğe gelin. Ne zamandır Alev'de söylenip duruyordu. Sizi birlikte görmek ona iyi gelecektir."
"Ebru'ya sormam lazım, o da müsait ise geliriz." Odadan çıkmadan önce son bir kez arkadaşına baktı. Aklında az önce söylediği söz yankılanıp duruyordu.
Tahir evlilikten bahsedecek bir adam değildi ama Ebru'yu tanıdığından beri evlilik kelimesi Şamil'in de dediği gibi bir parazit gibi zihnine yerleşmişti. Bu durum moralini bozdu. Kendini baskı altında hissetmek istemiyordu.
Odasına gitmeden önce kızın odasının kapısına vurdu. Nasılda özlemişti bal dudaklısını.
"Gel."
İçeriye girdiğinde az önceki düşünceler çoktan buhar olup uçmuş yok olup gitmişti. Genç kızı masanın başında oturmuş çalışırken buldu. Uzun saçları eğildiği için omuzlarından göğüslerine kadar uzanıyordu. Dizlerinin hafif üzerinde biten mor renkli elbisenin içinde büyüleyici göründüğünü düşündü. Yavaş adımlarla kızın yanına giderken Ebru onu gördüğü için ayağa kalkmış ve ona doğru yürümeye başlamıştı. Odanın ortasında buluştuklarında beline dolanan elleri hissetti ve kollarını uzatıp adamın boynuna doladı. Ne zaman böyle cesur olmaya başladığını hatırlamıyordu. Bu adam söz konusu olduğunda oldukça farklı ve anlaşılmaz davranıyordu.
"Bu akşam Şamil bizi yemeğe davet etti. Gitmek ister misin diye sormaya geldim."
"Çok isterim. Anne mi de görmüş olurum onu çok özledim."
"Güzel o halde çıkışta beraber gideriz." Onun öpücüklerine alışkın olduğu için her zaman ki gibi öpüleceğini düşünüp beklentiye girdi. Ama beklediği gibi olmadı çünkü Tahir onu bırakıp uzaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle Olsun İstemedim TAHİR
RomanceAŞK hiç bu kadar güzel olmamıştı... Tahir Erdem: Genç, başarılı, hırslı, yakışıklı, esprili bir mühendis. Kadınların bir erkekte isteyebileceği her şeye sahip. Ona sakın aşk demeyin çünkü bu kelimeden ödü kopuyor. O özgürlüğün adamı. Bakalım kalbini...