Selam dostlarım. Tahir hayranlarımı demeliydim yoksa :)
Bu bölümde ikilimizin ev hallerinden bahsettim. Umarım beğenirsiniz.
Bu bölümü en başından beri benden desteğini esirgemeyen ve isabetli yorumlarını eksik etmeyen 42derya313 okuyucuma ithaf ediyorum.
Allah senin gibi hayırlı okurlar nasip etsin 😄😍
Seviliyorsun.
Keyifli okumalarrrr....
Anahtarı takıp kapıyı açtığında heyecandan kalbi duracak gibiydi. İçeriye adımını attığında gözleri kocaman açılmış ağzı ise o şeklini almış bir halde donup kalmıştı. Kapı direk salona açılıyordu ve karşısında son model mobilyalarla döşenmiş bir salon duruyordu. Bembeyaz köşe takımının tam karşısındaki duvarda, devasa bir televizyon vardı. Salonu koyu kahve halı ile ona uygun renklerde yere kadar uzanan tül ve perde tamamlıyordu.
Acaba yanlış yere mi gelmişlerdi. Hafızasını yokladı Tahir bey ona anahtarı verirken, bu adresi tarif etmişti. Kat üç daire dokuz demişti. Dış kapıdan koridora çıktı ve kapı numarasına bir daha baktı. Tamam, doğru yerdeydi.
Şaşkınlığını üzerinden atarak, annesine baktı ‘Burası çok güzel anne’ dedi neşeyle şakıyarak.
‘Bence de kızım. Üstelik sitenin içinde ve özel güvenliğide var. Aklım sende kalacaktı yoksa. Allah'a şükür içim çok rahatladı.’
Annesine sarıldı ‘Ah anneciğim benim için bu kadar endişelenmene gerek yok. Ben iyi olacağım.'
‘Ne yapayım yavrum. Elimde değil. Biliyorsun Alev’in oğlu yeni doğdu ve onu bu şekilde yüz üstü bırakamam. Bana ihtiyacı var. Bizim için yaptıkları onca şeyden sonra bu vefasızlık olur.’
‘Biliyorum ve sana hak veriyorum. Sorun değil anne, ufaklık büyüyünce, benim yanıma gelirsin.’
Beraber diğer odaları gezdiler. Yatak odasının yanında bir oda daha vardı. Burası çalışma odası olarak düzenlenmişti. Oda çok büyük değildi ama ferah ve kullanışlıydı. Bir duvarı kaplayan kitaplığı vardı ve baştan aşağıya çeşitli kitaplarla doluydu. Hafta sonlarını geçirmek için harika bir yerdi burası. ‘Aman Allah’ım ben nereye düştüm böyle’ diye söylenirken, burada daha önce yaşayan kişinin fazlasıyla zevkli olduğunu düşündü Ebru.
Annesi mutfağa girdiğinde o bavullarını alıp yatak odasına götürdü. Duvardan duvara kaplı olan dolabı açtı ve çok fazla olmayan kıyafetlerini yerleştirmeye başladı. Koskoca dolapta çok az yer kaplayacaktı bu eşyalar. İş yerinde giymesi için çok eşyası yoktu. Diğer çalışanları düşününce onların yanında fazla sade ve basit kalıyordu. İlk maaşını alınca alışverişe çıkması ve birkaç kıyafet alması gerekecekti. Bu canını biraz sıksa da üzerinde fazla durmadı. Sonuçta elindekilerle yetinmeyi öğrenmiş bir kızdı o. Böyle mutluydu.
Annesi kapıda belirdi ‘Sen onları yerleştirirken, ben markete kadar gideyim kızım.’
‘Bekle beraber gidelim anneciğim.’ O sırada iç çamaşırlarını yatağın kenarındaki komodine yerleştiriyordu. Ayağa kalktı ‘Bunları sonra da yerleştiririm’ Annesinin yanına gitti ve beraber dışarıya çıktılar.
Gerekli olan ne varsa almışlardı. Ellerinde poşetlerle eve geldiklerinde ikisi de yorulmuştu. Hızlıca aldıklarını mutfağa yerleştirdiler. Ebru hala olanlara inanamıyordu. Bu evin hiçbir eksiği yoktu ve beyaz eşyasından mobilyasına her şeyi fazlasıyla kaliteliydi.
Bir adam neden kiraya vereceği bir yeri böylesine dayayıp döşerdi ki? Belki de çıkan kiracı hiçbir eşyasını almadan çıkmıştı. Kafası karışan genç kız, annesiyle beraber yemek yedikten sonra yatak odasına geçti ve kalan eşyalarını yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle Olsun İstemedim TAHİR
RomanceAŞK hiç bu kadar güzel olmamıştı... Tahir Erdem: Genç, başarılı, hırslı, yakışıklı, esprili bir mühendis. Kadınların bir erkekte isteyebileceği her şeye sahip. Ona sakın aşk demeyin çünkü bu kelimeden ödü kopuyor. O özgürlüğün adamı. Bakalım kalbini...