Selam arkadaşlar.
Keyifli okumalar....
Sessizlik içinde yenen kahvaltının ardından, inşaat alanına gittiler. İkisi de her zamanki gibi bir şey olmamışçasına davranmayı seçmişti. Tahir biraz daha dalgın ve düşünceli görünüyordu bugün. Rüya mı görmüştü emin değildi ama Ebru'nun söyledikleri beynini kurcalıyordu.
Aşk...
Ona o kadar yabancı geliyordu ki bu kelime. O hayatından son derece memnundu halbuki. Tek bir kişiye bağlanma düşüncesi bile ona çok yabancı ve uzak geliyordu. Bu kıza karşı hissettiklerinin sadece hoşlanmadan ibaret olduğunu biliyordu. Onun istediği gibi daha fazlası olabilir miydi? Bunu düşünüp durdu tüm gün.
Akşama doğru işleri bittiğinde otele geri döndüler.
'Bu akşam Enes Bey, bizi yemeğe davet etmişti Tahir Bey. Bugün pek dalgınsınız da hatırlatma gereği duydum.'
Kartını sokup kapıyı açmıştı ki, dönüp Ebru'ya baktı. 'Hatırlattığın iyi oldu. Aklımdan çıkmış. Yarım saat sonra, aşağı da buluşalım o halde.' İçeriye girip kapısını kapadı. Genç kız kısa bir süre ardından baktı ve kapısı açık olan odasına girdi.
*
Aynaya son kez baktı. Bu görüntüsü hoşuna gitmişti. Küçük çantasını da aldıktan sonra, vakit kaybetmeden odasından çıktı. Tam o esnada, Tahir'inde kapısı açıldı ve göz göze geldiler.
Kısa bir an bakışlarını kızın vücudunda gezdirip, derin bir nefes çekti ciğerlerine. Bu kadar sade ve bir o kadar etkileyici olmayı nasıl başardığını düşündü. Genç kızın yüzündeki o içten gülümsemeyi görünce, o da aynı içtenlikle karşılık verdi ona.
'Çok güzel görünüyorsun.'
'Teşekkür ederim. Sizde her zamanki gibi yakışıklısınız.'
Tek kaşını yukarıya kaldırdı. 'Bak sen demek beni yakışıklı buluyorsun.' Diye takılarak kızı utandırdı.
'Etrafınızda bir sürü kadın olduğunu düşünürsek, bu inkar edilemeyecek bir gerçek.' Oysa uzun zamandır tek istediği kadın karşısında duruyordu.
'Neyse Enes Beyi bekletmeyelim.' Diye devam etti Ebru ve yürümeye başladı. Daha fazla durursa, yanaklarının kızaracağını biliyordu çünkü.
Enes lobiye inen Ebru'yu görünce gözlerini ondan alamadı. Üzerine giydiği beyaz çiçek desenli elbisesi ve ensesinde topladığı topuz saçları ile muhteşem görünüyordu. Bu kızın masumiyeti insanın aklını başından alacak cinstendi. Gülümsemesi tüm yüzüne yayılırken, hemen ayağa kalktı ve onları karşıladı.
'İyi akşamlar Enes Bey.' Ebru'nun uzattığı eli öperken 'Çok harika görünüyorsunuz Ebru Hanım' Diyerek ona iltifat etmeyi ihmal etmedi.
Ebru'nun utanarak, gözlerini kaçırmasını izledi. Tahir'in elini dostça sıkarken, genç adam onu öldürecekmiş gibi bakıyordu.
'İyi akşamlar Tahir Bey.'
'İyi akşamlar.'
'Arabam dışarı da buyurun lütfen.'
Birlikte otelin kapısında bekleyen, siyah renkli araca bindiler. Arabayı Enes kullanırken, Ebru ve Tahir arkada oturdu. Yol boyunca İzmir'den ve işleri hakkında sohbet ettiler. Enes'in konuşkanlığını sevmişti Ebru. Konuşkan ve eğlenceli bir tipti.
Çok geçmeden deniz manzaralı villa tipi beyaz bir evin önünde durmuşlardı. Tahir şaşkınlıkla baktı eve. Bu ev tam da kendisine yapmak istediği, evin ta kendisiydi ve şimdi canlı bir şekilde karşısında duruyordu. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki. Enes'in babasını gerçekten merak etmişti şimdi. Düşündüğü gibi sıkılmayacağı için memnun oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle Olsun İstemedim TAHİR
RomanceAŞK hiç bu kadar güzel olmamıştı... Tahir Erdem: Genç, başarılı, hırslı, yakışıklı, esprili bir mühendis. Kadınların bir erkekte isteyebileceği her şeye sahip. Ona sakın aşk demeyin çünkü bu kelimeden ödü kopuyor. O özgürlüğün adamı. Bakalım kalbini...