Teyzem Benim Annemmiş

1.3K 101 13
                                    

Keyifli Okumalar

Apartopar hastaneye giderken yol boyunca Tahir'in ağzını bıçak açmadı. Ebru onun acısını anlayabiliyordu tıpkı bir oğulun annesine olan düşkünlüğü gibi düşkündü teyzesi sandığı kadına. Tabi o bunun farkında değildi. Arabayı süren kocasının yandan profilini izlerken acaba annesi olduğunu bilseydi ne yapardı nasıl tepki verirdi diye düşünmeden edemedi.

Hastaneye vardıklarında önce aile doktorları onları bilgilendirdi sonrasında Safiye hanımın hangi odada yattığını öğrenip hızlıca odasında aldılar soluğu.

"Teyzecim nasılsın?" Tahir'in endişesi sesine de yansımıştı. Yaşlı kadın kolunda serum yüzünde gizlemeye çalıştığı memnuniyetle derin bir nefes çekti ciğerlerine. İçten içe zafer nidaları yükselirken oğlumu benden asla koparamayacağını anlamışsındır umarım diyordu.

"Merak etme oğlum iyiyim endişelenecek bir şey yok. Kardeşine kaç defa söyledim sana haber vermesin diye ama beni dinlemedi. Sizin de keyfinizi bozduk." Ebru'nun bakışları Sevgi'yi bulduğunda oldukça bitkin ve üzgün hali içine oturdu. Nede olsa hiç alışkın değildi onu böyle görmeye.

"O nasıl söz teyzecim elbette haber vereceksiniz. Benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyormuş gibi konuşma."

"Bilmez miyim ama hatırlattığın iyi oldu." Göz ucuyla gelinine bakmayı ihmal etmemişti.

"Doktorunla konuştum. Bünyen zayıf kalmış çok iyi dinlenmen gerektiğini söyledi. Bundan böyle stres ve üzüntü sana yasak Safiye hanım."

"Ah keşke mümkün olsa." Bu iğneleyici sözlerin hedefi olduğunu biliyordu Ebru. Bu defa Sevgi araya girdi.

"Niye mümkün olmasın teyzeciğim. Hiçbir şey için kendini üzmezsin olur biter. Görüyorsun ki herkesin kendi hayatı var. Sende buna ayak uyduracaksın işte bu kadar basit." Olan biteni çok güzel özetlemişti. İçinden helal olsun sana Sevgi deyip ona hak verdi. Kimsenin hayatına burnunu sokmasa pekala huzurlu bir hayatları olabilirdi. Ama kendi hayatını mahvettiği gibi adeta onların hayatını da parça parça etmekten keyif alıyordu.

"Keşke sesin bu vurdum duymaz hallerin azıcıkta bende olsaydı kızım." Diyerek sitemkar bir şekilde konuşup dudak büktü. Tıpkı nazlı küçük çocuklar gibi görünüyordu.

Kenarda dikilen Ebru onlara bakarken Safiye hanımın çok kurnaz bir kadın olduğunu düşünmeden edemedi. Karşısında asla küçümsemeyeceği bir rakip duruyordu. Keşke iyi biri olsaydı da güzel güzel geçinip gitseydik diye düşündü ama bu kadın ne yazık ki iyilikten anlayacak bir tip değildi hatta iyi niyeti fazlasıyla kullanacak suiistimal edecek bir potansiyele sahipti. Onun için artık üzülmüyordu çünkü ona üzülmesi acıması demekti ve ona acıdığı an bu Ebru'nun savaşı kaybettiği an olacaktı. Bundan böyle her an uyanık ve gözü açık olmak zorundaydı. Aksi halde sevdiği adamı kaybetmesi kaçınılmazdı. Tüylerinin ürperdiğini hissedince ellerini bedenine sarma ihtiyacı hissetti. Resmen iliklerine kadar titremişti. Ya gerçekten onları ayırmayı başarırsa ne yapardı bunu düşünmek bile istemiyordu. Tahir'siz bir hayat kurak bir çölde susuz yaşamaktan farksız olurdu.

Birkaç saat sonra çıkış işlemlerini halledip eve geçtiklerinde genç kadın olan biteni sessizliğini koruyarak uzaktan izlemekle yetindi. Tahir ve Sevgi resmen pervane olmuşlar bir dediğini iki etmiyorlardı teyzelerinin. Bebek gibi muamele görüyordu.

Birden annesini düşündü. Bir tanecik annesi hastalansa o ne yapardı acaba düşünmek bile istemiyordu. Şu dünyada sahip olduğu en değerlisiydi onun annesi. Safiye hanım ve annesini kıyaslamadan edemedi. Bu kadın annesinin eline asla su dökemezdi. Annesi onun gibi çıkarcı kurnaz ikiyüzlü bir kadın değildi. Çok fedakardı, kimsenin huzuru bozulsun istemezdi. İyi niyetliydi. O baş tacı edilecek bir kadındı. Annesini özlediğini fark edip hemen onu aradı. Birkaç dakika sonra salona geldiğinde bir çift gözün üzerine mıhlandığını fark etti.

Böyle Olsun İstemedim TAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin