Keyifli Okumalar
"Israr etme Tahir konuşmak istemiyor işte." Zehra'ya öldürücü bir bakış attı.
"Sen karışma Zehra."
O sırada Enes onları gördü ve yardım etmek için hemen arabadan indi. Yanlarına geldiğinde kavgaya hazır bir hali vardı. Zaten Tahir denen bu adamı ilk gördüğü andan itibaren sevememişti.
"Bir sorun mu var Ebru?"
"Yine mi sen?" diye söylendi Tahir, avının üzerine atlamaya hazır bir aslan edasıyla. Aynı şekilde o da kavgaya hazır görünüyordu.
"Sorun yok Enes Tahir beyde gidiyordu zaten."
"Sensiz hiçbir yere gitmiyorum." Zehra olayları heyecanla izlerken zihninden yazacağı romanı düşünüyordu ve kurgusu için harika bir malzeme bulmuşçasına sevinmişti.
"Ebru'yu duymadın sanırım." Genç adam üzerine doğru yürürken bu kışkırtma karşısında Tahir hızlı davranarak ona bir yumruk attı. Enes öfkeyle kanayan dudağını silerken tam yumruğunu kaldırmıştı ki arkadan bir ses duydular.
"Enes oğlum sakın Tahir'e vurma." Bir anda bütün gözler Ali beye çevrildi. Enes babasının sesiyle yumruğunu yere indirirken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Babasının neden bu adamı böylesine koruduğunu evde ondan bahsederken nasılda gözlerinin içinin parladığını hatırladı. Tahir ile gurur duyuyor gibiydi. Tıpkı bir babanın oğluyla gurur duyması gibi...
Ebru Ali beye bakarken başını iki yana salladı. Hayır diye sessiz çığlıklar yükseliyordu. Şimdi gerçekleri itiraf etmenin ne yeri ne de zamanıydı. Ali Beyin bunu yapmayacağını umuyordu yalvaran gözleriyle bakarken.
"Ama baba." Enes kabullenemiyordu olanları. Babası neden karışıyordu ki, bıraksa da bir güzel karşılık verse olmaz mıydı?
"Hadi oğlum biz gidelim onlar problemlerini kendileri çözebilir."
Tahir minnetle baktı Ali beye. Ona karşı içinde tarif edemediği bir şeyler hissediyordu. Enes'e vurduğu içinde oldukça pişmandı ama olan olmuştu artık. Baba oğulun uzaklaşmalarını izlerken Ebru'nun eve doğru yürüdüğünü gördü.
"Ebru lütfen sadece birkaç dakika." Genç kız sevdiği adama bakarken duygularını kalın bir duvarın arakasına kapatmıştı.
"Söyleyeceklerin hiçbir şey değiştirmeyecek Tahir. O nedenle ikimizde vaktimizi boşa harcamayalım." Sesi kırık ve öfkeliydi.
Nasıl bir çaresizlikti şu an hissettiği. Nasıl izah edecek duygularını nasıl ifade edecekti bilmiyordu Tahir.
Kızın kararlı bir şekilde arkasını dönüp evine girişini izlerken adeta yere mıhlanıp kalmış gibiydi. Yolun ortasında öylece kalakaldığında bu durumu yaşayacağını tahmin etmemişti. Ne ummuştu bilmiyordu ama Ebru'nun bu kadar sert olacağını asla ummamıştı.
Ne yapacaktı şimdi?
"Niçin buradasın?" Yanında duran Zehra'yı fark etti.
"Geç oldu ama fark ettim ki Ebru'yu seviyorum. Onsuz bir hayat istemiyorum. Ona evlenme teklif etmeye gelmiştim ama olanları gördün."
"Vay canına Tahir Erdem ve evlilik ha? Açıkçası yan yana bile yakışmıyor."
"Lütfen bana yardım et Zehra. Ne istersen yapmaya hazırım." Kendini o kadar çaresiz hissediyordu ki, sanki denize düşmüş ve önüne çıkan yılana sarılıyor gibiydi. Zehra kısa bir an kafasında ölçüp tarttı.
"Bak bu teklife hayır demem. Bir bakalım neler yapabiliriz." Az sonra ikisi birden eve girdiler. Ebru ortalarda görünmediğine göre demek ki kendini odasına kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle Olsun İstemedim TAHİR
RomantizmAŞK hiç bu kadar güzel olmamıştı... Tahir Erdem: Genç, başarılı, hırslı, yakışıklı, esprili bir mühendis. Kadınların bir erkekte isteyebileceği her şeye sahip. Ona sakın aşk demeyin çünkü bu kelimeden ödü kopuyor. O özgürlüğün adamı. Bakalım kalbini...