- sevgilim, sen benim istediğim tek kişisin ve
kağıttan yüzükler ve resim çerçeveleri ve edepsiz rüyalar,
oh, sen benim istediğim kişisin.taylor swift, paper rings
Ω
Arabadaki eşyaları toparlarken Taehyung'un nereye kaybolduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Kasabadaki konuk evinde kalmak düşündüğünden daha iyi bir fikir olmuştu, gece Taehyung ile yatağa girdiğinde başını onun boynuna yaslamış, onun bir eli Jeongguk'un beline sarılırken diğeri de karnına gitmişti.
Sevgilisinin sıcak parmaklarının karnında geziniyor olması onu mutlu ediyordu, gözleri kapanmış ve tatlı orman kokusu ile uykuya dalmıştı. Kahvaltının ardından Taehyung ondan eşyaları toparlamasını isteyerek ortadan kaybolmuştu ve kendini biraz olsun yalnız hissediyordu.
Eşyaları yerleştirmeyi bitirmenin ardından kalçasını arabanın kaputuna yasladı, elinde tuttuğu bebek patikleri ile kasaba yolundan gelecek olan Taehyung'u beklemeye başladı. Patikleri elinden bırakmak istemiyordu, bir an önce gelmesini ve ona ayakkabıları giydireceği anı bekliyordu deli gibi.
Kasaba yolundan duyduğu ayak sesleri ile başını oraya çevirdi, Taehyung üzerindeki kalın ceketine sarılmış halde geliyordu. Kolları sıkı bir şekilde Jeongguk'u sararak saçlarını öpmenin ardından "Seni özledim. Sadece bir saat ayrıydık ama çok özledim." dedi, Jeongguk da kollarını onun beline dolayarak başını onun boynuna sakladı, bayılıyordu onun sert fakat orman kadar iç rahatlatan kokusuna.
Arabaya yerleştiklerinde emniyet kemerlerini taktılar, ayaklarını torpidoya uzatarak koltuğu hafif arkaya itti ve güzelce yerleşti oraya. Taehyung'un açtığı keman solosu arabanın içini doldururken gözlerini kapattı, Taehyung parmaklarını direksiyona vurarak sürüyordu arabayı. "Gideceğimiz kasaba ilk araştırmayı yapacağımız Deonghan. Oradaki eski kitapları inceleyeceğiz." Başını salladı Jeongguk, orada ne bulacaklarını bilmiyordu, artık lanetin ya da hiçbir şeyin önemi yoktu onun için.
Telefonunu çıkararak gelen arama ve mesajları kontrol etmenin ardından Jimin'i aramaya karar verdi, arkadaşının neşeli sesini duymak evini ve Bukchon'u çok fazla özlemişti. "Jiminie, seni çok özledim." Arkadaşının kahkahası, arkadan gelen Min Yoongi'nin gülüşü ve Namjoon'un ona söylenmeleri arasında "Ben de seni özledim, telefonu hopörlere veriyorum." dedi, gülmeden duramadı ve bu yanındaki Taehyung'un da gülümseme sebebi oldu.
Jimin arkadakilere bir şeyler söylemeye çabalarken onların konuşmalarının bitmesini bekledi, "Jeongguk, siz döndükten sonra Hoseok ile evleniyoruz biz!" Namjoon'un arkadan bağırmasını duyduğunda gülümsemesi daha da büyüdü, "Hyung çok sevindim! Bir an önce gelmek istiyorum, çok özledim orayı." Jeongguk'un gözleri nemlenirken Taehyung'un eli uzandı ve onun boşta olan elini kavradı, "Biz de seni özledik Kookie, ama üzülme bak bir hafta bitti bile." Namjoon onu neşelendirmek için gülerek konuşuyor olsa bile iyi hissettirmedi Jeongguk'a. Taehyung ve Yoongi'nin selamlaşmasının ardından telefonu kapattı, kasabaya dönme konusunda ciddi olarak düşünmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible string' taekook
Fanfictionomegaverse* twin* ''beni çeken bir ip tüm bu yanlış yollardan, doğruca kasaba barına tek bir altın iplik beni sana bağladı'' jeon jeongguk, kendini bir alfanın kollarında bu kadar güvende ve huzurlu hissederken, kendinin de bir alfa olduğunu unutuyo...