↪️dışarısı karanlık sanmıştım
arctic monkeys, one for the road
⁂
Parmak uçları soğuk zemine değdiğinde yumruk yaptığı ellerini gözlerine götürerek ovaladı, gece gördüğü kabuslar üzerini tamamen sararken esnedi ve ayaklandı. Terliklerini giymenin ardından banyoya girdi, aynada kendi yüzünü görmek afalattı Jeongguk'u; gözlatları şişmiş ve kızarmıştı, dağılmış saçları alnına dökülüyordu. Kendi görüntüsünden ürkmüş olsa da elini ve yüzünü yıkadı, birbirine girmiş saçlarını topladı.
İki gündür dışarı çıkmak ya da herhangi bir şey yapmak istemiyordu, kışın ardından kalan soğuklar tamamen gitmişti ve kasaba kendi ruh halinin aksine tamamen neşeli bir hale bürünmüştü. Odasına geri döndüğünde gerçekten bayılacak gibi hissediyordu, yatağa yeniden oturdu ve komodinin üzerinde duran telefonunu eline aldı. Jimin ve Namjoon'un nasıl olduğunu soran mesajları dışında Taehwan'dan gelen aramalar vardı, onlara grupta birkaç gün kimseyi görmek istemediğini belirtmişti.
"Jeongguk."
Annesi kapıyı aralarken adını seslendiğinde bakışlarını telefonundan kaldırarak ona baktı, "Kahvaltı hazır, bebeğim." Başını sallayarak onayladı, odasının kapısı kapanırken çalan telefonu ile ayaklandı. "Jeongguk, nasılsın?" Jimin'in telaşlı sorusu ile ne yapacağını bilemedi, "Ben iyiyim de sen iyi olduğuna emin misin?" Jimin'in ağlama seslerini duyduğunda iç geçirdi, "Hyungie, neyin var?" Dolabının kapağını açarak siyah bir kazak ve siyah pantolon çıkardı, gri büyük hırkasını da alarak yatağın üzerine bıraktı. "Lütfen, gel." Hemen geleceğini söyleyerek telefonu kapattı hızlıca üzerini değiştirdi ve odadan çıktı.
Annesine gitmesi gerektiğini söyleyerek hazır kahvaltı masasını arkasında bırakarak evden çıktı, dönüşürse daha çabuk gidebilirdi ama buu yapabilecek durumu yoktu. Patikadan ana yola doğru koşmaya başlarken bir yandan parmakları sıkıca telefonu sıkıyordu. Yönünü kasabaya çevirdiğinde kısa bir an için duraksadı ve nefeslerini kontrol etmeye çabaladı, kalbi deli gibi atıyordu. Arkasında bir korna sesi duyduğunda yoldan kenara çekilmek istedi, başını çevirdiğinde siyah Volvo'nun içindeki Kim Taehyung'u görmek bayılacak gibi hissetmesine sebep oldu.
Kapısını açmasını ve inmesini beklemiyor olsa da ümit ediyordu, araba çalışarak yolda devam ettiğinde oraya çökerek ağlamak istiyordu. Kalbi acırken yola devam etmesi gerekiyordu, Jimin'in sesi kulaklarından gitmiyordu. Yeniden kasabaya doğru koşmaya başladığında telefonu çalmaya başladı, Namjoon'un aramasını cevapladı. "Jimin hiç iyi değil, geliyor musun?" Yutkunmaya çabaladı, "Evet, ne oldu hyung?" diye sordu, yanından geçen arabalara aldırmadan adımlarını hızlandırarak devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible string' taekook
Fanficomegaverse* twin* ''beni çeken bir ip tüm bu yanlış yollardan, doğruca kasaba barına tek bir altın iplik beni sana bağladı'' jeon jeongguk, kendini bir alfanın kollarında bu kadar güvende ve huzurlu hissederken, kendinin de bir alfa olduğunu unutuyo...