on iki, with the right amount of sugar

5.3K 674 193
                                    

sorun değil, kapını çalacağımaşağıya inip beni alamaz mısın?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sorun değil, kapını çalacağım
aşağıya inip beni alamaz mısın?

beabadoobee, coffee

|Taehyung|

Her zaman durmam gereken noktayı bilen biri olmak çok zordu.

Arkasına bile bakmadan uzaklaşan Jeongguk'un ardından gidecek gücü ne kendimde bulabilmiş, ne de hala Seokjin ile iskelede oturan Taehwan konusunda bir şey yapabilmiştim.

Festivalin ortasında aldığım koku genzimi yakmıştı; tanıdık ve hırçındı. Jeongguk kendini kontrol etmeye o kadar alışmıştı ki belki de artık feromonlarının ortaya çıkmama nedeni kendisiydi. Sadece iki kez tüm kontrolünü kaybetmişti ve gözleri kararak yere düşerken tek yaptığım ona doğru koşmak olmuştu.

Kollarım arasında bedenin gözleri kapalı, kokusu tatlı bir esinti gibi geziyordu ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. Çaresinin kaldığım her anı bir şekilde çözebilen ben, o an, hiçbir çözüme sahip değildim.

Onu yatağına bırakmak, ayakkabılarını çıkarmak ve doktor olan Seokjin hyungun babasını beklemek arasında geçen süreyi hatırlamıyordum. Hafızam tamamen o anları yok sayıyordu. Jeongguk'un yatağının dibine çökmüş ve elini tutamamanın verdiği çaresizlik ile üzerine örtülmün battaniyeye sıkıca parmaklarımın arasına almıştım.

Her şey karışıktı, bir çark koparak fırlamış ve dişliler sürekli ses çıkarıyordu ama sorun değildi, Jeongguk iyi olduğu sürece hiçbir şey sorun değildi.

O anki bekleyiş beni geçmişin anılarına sürüklemişti; hızlı ve özensizdi. Anılar bir görünüp bir kayboluyor, birbirine karışıyor ve tüm doğruları unutturuyordu.

Onu ilk tanıdığımda beş yaşındaydı, bahçenin ortasında oturuyor ve elindeki küçük dozer ile bahçedeki kalıplaşmış kumları çıkarmaya çabalıyordu. Pantolon ve tişörtünün üzerine giydirilmiş kırmızı şişme montu hareket ettikçe tuhaf sesler çıkarıyordu.

Beni fark etmemiş, sadece oyuna odaklanmıştı. Onunla gidip oynamak istiyordum ama bunu yapamazdım, babam bekliyordu ve bana öğretecekleri vardı. Her zaman öğretecekleri olurdu. Onu ardımda bırakınca sadece iki saat sonra geleceğimi ve onunla birlikte oyun oynayacağımı düşünüyordum.

Geldim de ama yanına gidemedim, Taehwan ile oyuna dalmış olan ikiliye sadece uzaktan bakmanın ardından geri döndüm tüm yolu.

Şimdi düşününce her şey çok saçmaydı, kendimce yaptığım çocukçaydı, her ne kadar o zaman sadece yedi yaşında bir çocuk olsam da.

invisible string' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin