hissediyor musun?
ısınıyor.
oh, daha fazlasına ihtiyacın varmış gibi görünüyor.bruno mars, versace on the floor
✨
not: merhaba, yeni bir +18 bölüm ile burada bulunmaktayım, öhöm öhöm. ben ne kadar okumayın desem de beni dinlemeyeceksiniz, yine de smutun başladığı ve bittiği kısımlara işaret bırakacağım, isteyen atlayabilir.
✨
|Jeongguk|
Ona eşi olmak istediğimi söylemenin üzerinden üç günden fazla geçmişti; gülümseyerek yanağımı öpmüş, parmaklarımızı birleştirerek yola devam etmemizi söylemişti.
Hata mı yapmıştım onu söylemekle, bilmiyordum. Taehyung bazen tamamen bana karşı açık, bazen de tamamen kapalı oluyordu ve ben, bu iki durum arasında sürekli kalıyordum.
Bisikleti taş duvara yaslarken üzerimi düzelttim, iki katlı evin en üst katı tamamen camdan oluşmaydı ve ne zaman gelsem, bu eve hayran kalmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Kapı ziline bastığımda kısa bir beklemenin ardından Bayan Hwang, beni gülümseyerek karşıladı. "Ben Taehyung'a bakmıştım, yok mu?" diye sordum, yüzünde bir gölgelenme olurken, "Bizim eski evde." dedi.
Onu telaşlandıran durumun ne olduğunu bilmiyordum ama bakışları, beni biraz korkutmuştu. "Jeongguk, oraya gitmesen daha iyi." dedi, nedenini anlamıyordum. Yeniden benim haberim olmayan olaylar dönüyordu, ben dışarıda bırakılmak istenen taraf oluyordum. "Beni yanlış anlama, seni çok seviyorum. Taehyung sorarsam nerede olduğunu söylememi istemedi, o kızgınlık döneminde." Başımı salladım, neden beni kendinden uzak tutuyordu acı çekerken, anlamıyordum.
Ona veda ederek kapının kapanmasını izledikten sonra bisiklete atladım, yolun alt kısmına inerek hatırladığım yolu inmeye başladım. Bir kez birlikte olmuştuk, benim kızgınlığımda yanımda olmuştu ve şimdi, o benimle aynı durumun içindeyken, ondan uzak durmamı istiyor, annesini bile bu konuda uyarıyordu.
Uzun kavak ağaçlarının arasından geçerken akarsuyun sesi rüzgara karışıyordu. Küçük beyaz ev görüş alanıma girdi, arabası hemen kenara park edilmişti. Bisikletimi arabanın kenarına bırakarak dalları evi örten meşe ağacına ilerledim, dizlerimin üzerine çökmeden önce yaşlı gövdesine dokundum. "Selam, eski dost." diye mırıldandım, kuru toprağı eşelemeye başladım. Kapıyı çalarsam benim geldiğimden haberi olacaktı, dışarı yayılan feromonları boğazımı yakmaya başlamış olsa da direndim.
Taehwan ile küçükken kazdığımız toprağa minik bir kutu içinde ikimizin de evin anahtarlarını bırakmıştık. Mavi kutuyu elime alarak açtım. Birinde sarı diğerinde turuncu ipin bulunduğu anahtarlar, hala yerinde duruyorlardı. Parmaklarım tenime geçmek isterken sarı anahtarı aldım, Taehyung'un feromonları tüm bedenimi sarmış haldeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible string' taekook
Fanfictionomegaverse* twin* ''beni çeken bir ip tüm bu yanlış yollardan, doğruca kasaba barına tek bir altın iplik beni sana bağladı'' jeon jeongguk, kendini bir alfanın kollarında bu kadar güvende ve huzurlu hissederken, kendinin de bir alfa olduğunu unutuyo...