on dört, underneath the chandlier

5.2K 617 140
                                    

gülüşüm seni mahcup etmesinçünkü daha önce hiç bu kadar ciddi olmamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

gülüşüm seni mahcup etmesin
çünkü daha önce hiç bu kadar ciddi olmamıştım

bruno mars, versace on the floor

⚛️

uyarı; bölümün ilerleyen kısmında soft +18 kısımlar bulunmaktadır. 26 yaşında bir birey olarak benim bunları yazmam sorun değil fakat keşke, 18 yaşından büyük kişilerin okumasını sağlayabilsem sadece. yaş ortalamanızı bildiğim için elimden geldiğince detaya girmeden, soft tutmaya çabalayacağım, rahatsız hissedecekseniz, bu bölümü atlayabilirsiniz, sizin konudan sapmanıza sebep olmayacak.

Ateşi çıkmıştı.

Yatağın içinde kıvranırken bunu hissediyordu; iki gün Taehwan ile yaşadığı yüzleşmenin ardından odasından dışarı adımını atmamıştı ve kendini oldukça halsiz hissediyordu.

Alnında biriken ter damlalarını üzerindeki pijamanın tersi ile silmenin ardından doğrulmaya çabaladı, alt tarafındaki acı ile üst dişlerini alt dudağını kanatacak sertlikte geçirdi.

Ona ne olduğu konusunda bir fikri yoktu, canı yanıyordu ve tüm gücü çekilmiş gibiydi. Ateşinin gittikçe yükseldiğini de hissetmekten alıkoyamıyordu kendini. Bedenini yeniden yatağa bırakma isteği ile dolu olsa da direndi, ayaklarıni terliklerine geçirdi ve zor da olsa kendini banyoya attı.

Ilık bir duş her zaman iyi gelirdi, üzerindekilerden kurtularak kendini küvetin içine attı, ılık suyu ayarlayarak bedeninden aşağıya dökülmesine izin verdi.

Bedenini taşımak onun için gittikçe zorlaşıyordu, yatağa geri dönmek ve tüm acı gidene kadar uyumak istiyordu ama su, biraz da olsa iyi gelmişti ona. Gözleri usulca kapandı, yeniden açıldı. Suyu kapatarak küvetin içinde biraz bekledi.

Teni soğuk fayanslara değdiğinde biraz olsun rahatlamış hissediyordu, küvetten çıktığında kapının arkasında asılı bornozunu geçirdi üzerine ve odasına döndü. "Jeongguk." Odada olduğunu fark etmediği annesi seslendiğinde bakışlarını yerden kaldırdı. "Ateşim varmış gibi hissediyorum, ilaç getirebilir misin?" diye sordu yatağa otururken.

Annesinin bakışlarında bir şeyler vardı ve bunu açıklaması zordu, karmaşık bakışları bedenini süzüyor, ardındna tedirgin bir şekilde gözlerinde duruyordu. "Anne?" diye seslendi, "Ah, elbette getiririm." dedikten sonra telaşla odadan ayrıldı ve Jeongguk, onun bu hareketine gözlerini devirmeden edemedi.

Her şey yolun sonuna gelmiş gibi hissettiriyordu ona, ılık suyun ve soğuk fayansın üzerinde bıraktığı sakinlik terk etmeye başlamıştı onu. Ateşi yeniden yükseliyordu ve acı kendini iyice belli ederken bacaklarını birbirine bastırmadan duramıyordu. Karnının hemen altında kalan kasık bölgesi daha önce hiç olmadığı kadar kendini belli edecek şekilde sızlıyordu.

invisible string' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin