özlemiyorum, kayboldum
*
Kahvelerinden ayrılmayan koyu gri gözler ile ne yapacağını bilemez halde odanın ortasında dururken dizlerine bile inmeyen bornozunun içinde olduğunu unutmuş gibiydi Jeongguk, ıslak saçlarından su damlaları düşerek tenine değiyordu. ''Jeongguk...'' Boğuk ses adını fısıldadığında dudakları neredeyse hiç kıpırdamamıştı, yutkunarak başını sallayabildi sadece. Onu ne zaman gördüğünü hatırlamıyordu, pek bir değişim görememiş olmak üzülmesine mi yoksa sevinmesine mi sebep olmalıydı, emin değildi. ''Taehwan...'' İkizinin adı dudaklarından döküldüğünde bir eli yukarı doğru ilerleyerek ensesindeki uzamış saçları çekiştirdi, ''Seni merak ettiği için beni gönderdi.'' diye devam etti, Jeongguk'un sakin nefeslerinin aksine karşısındaki alfanın nefesleri sıktı ve farkında olmadan kokusunu odasına bırakıyordu.
Kim Taehyung, Kim Hansol'un alfa oğluydu ve en yakın arkadaşının ikiziydi, onları görüntü olarak ayırmak çok zordu fakat birinin alfa, diğerinin omega olması Jeongguk için işi kolaylaştırıyordu. Taehwan ile çok fazla vakit geçirmesinin yanında Kim Taehyung'un ben buradayım diye bağıran özellikleri vardı. Kaş yapısı, biri tek diğeri çift gözkapakları, burnunun ucundaki beni, elmacık kemiğinin hemen üzerindeki beni. Taehwan çok fazla bene sahip değildi. Taehyung feromonlarını çok fazla bıraktığını fark ettiğinde kendini toparlamak için boğazını temizlemiş, parmaklarını önünde birbirine geçirmeden önce ''İyi misin?'' diye sormuştu Jeongguk'a, hala gözlerini ondan ayırmıyordu. ''Evet, hyung. İyiyim.'' Jeongguk'un mırıltıları odaya karıştığında gülümsedi Taehyung, ''Taehwan'a ileteceğim, iyi geceler Jeon.'' Yanından geçip gitmeden önce onun kokusu burnuna yeniden dolmuş, Jeongguk'un nefes almak için bir zamana ihtiyaç duyması gerekmişti.
Kim Taehyung'un ikizi istediği için kendisini buraya kadar görmeye geleceği aklının ucundan bile geçmezdi, onunla en son bir ortama girdiklerinde belki daha lise öğrencisi olmalıydılar. Bornozunun kemerini açarken gözlerine kilitlenmiş koyu gri gözleri düşünmeden edemiyordu. Taehyung'un kurdunu bir kez görmüştü; Taehwan ile birlikte ormana gitmişlerdi, çok fazla uzaklaşmamaları gerekiyordu ama arkadaşı çoğu zaman sorumsuz biri olabiliyordu. Dağ sınırına yaklaştıklarında boş gezinen bir kurt sürüsü ile karşılaşmışlardı, hala kendi kontrollerinde dönüşemeyen Taehwan ve alfa olmasına rağmen hiçbir özelliği olmayan Jeongguk. Kolay yemlerdi onlar için.
Beş kurt ikisini dairenin ortasına aldığında kaçışı olmadığını düşünmüştü, hayatının bittiğini ve ne olduğunu anlamadan öleceğini. Acısız bir ölüm olması için dua ediyordu. Acı çekmekten hoşlanmıyordu. Bir kurt üzerine doğru gelmeye başladığında yoğun ağaçların arasından duydukları kurt uluması ile onlar kadar etrafını saran kurtlar da şaşkındı. Ulumaya yeni kurtlar da katıldığında başını ormana çevirmiş, ağaçlarından arasından çıkan beyaz, koyu gri lekelere sahip kurdu görmüştü. Bir elliden daha uzun, başını yana yatırmış ve gri gözlerini kendisine dikmiş kurt hem tanıdık hem de yabancıydı. ''TAEHYUNG!'' Hemen yanındaki Taehwan'ın çığlığı tüm kurtların dikkatini üzerine çekmişti, Taehyung'un arkasında beliren kahverengi tüylerinden hatırladığı Seokjin hyungu, kızıl posta sahip Min Yoongi ve tanımadığı biri ile gözlerini kapatmış, rahatladığını hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible string' taekook
Fanfictionomegaverse* twin* ''beni çeken bir ip tüm bu yanlış yollardan, doğruca kasaba barına tek bir altın iplik beni sana bağladı'' jeon jeongguk, kendini bir alfanın kollarında bu kadar güvende ve huzurlu hissederken, kendinin de bir alfa olduğunu unutuyo...