"Ben gitsem iyi olacak."
Yoongi ayağa kalkıp Olaf'a el salladı. Ardından Ada'ya dönüp sarıldı.
"Çocuklarla ve şirketle konuşacağım. Gizli saklı bir ilişki yaşamak istemiyorum artık."
"Ama-"
"27 yaşındayım Ada. Hayatımı istediğim gibi yaşayamayacaksam idol olmamın bir anlamı yok. İnan bana asla pişman olmayacağım. Sonuçları ne olursa olsun..."
Ada onu bu kararından vazgeçiremeyeceğini anlayınca sustu. Bir noktada hak vermişti zaten.
Yoongi gidince içindeki mutluluğu bastıramadı. Dayanamayıp bir müzik açtı ve dans etmeye başladı.
*************
Ertesi sabah uyanıp işe gitmek için hazırlanmaya başladı. Aslında bu şirkete gitmek pek içinden gelmiyordu. Yine de yeni bir iş aramaya çok üşeniyordu.Ülkedeki pek çok insan soğuk karakterli sayılırdı. Kendisi de insanlara kolay alışabilen bir tip değildi. O yüzden üyeler dışında yakın bir arkadaşı yoktu. Gerçi artık onlar da var mıydı pek emin değildi.
Yalnız çalışıp yemeğini çoğunlukla yalnız yiyordu. Başka ülkeden geldiği için ilgisini çeken birkaç kişi haricinde genelde insanlarla samimi olamamıştı bir türlü.
Saçına hızlıca birkaç tane dalga ekledi, yüzündeki solgunluğu gidermek için kapatıcı, rimel, allık ve açık renk bir ruj sürdü. Yıllardır kullandığı parfümü de sıkıp evden çıktı.
Geçen hafta bir üst kademeye terfi etmişti. Bir takım görüşmeler ayarlayıp idollerin yasal sözleşmelerini düzenleme gibi görevler yapıyordu. Pek de önemli bir işi olmasa da en azından artık ayak işleri yapmıyordu.
Eşyalarını dolaba koyup adının yazılı olduğu kartı göğsüne taktı.
"Ada?"
Arkasını döndüğünde Jihoon'un durup gülümsediğini fark etti.
"Ah, merhaba."
Kafasını hafifçe eğerek selam verdi.
"Nasılsın? Dün oldukça yorgun gözüküyordun."
Dün akşamı hatırladı. Yemeğe gitmediği için biraz suçluluk hissetmişti.
"Evet yorgundum ama bugün için yeterince dinlendim."
İki baş parmağını da kaldırıp gülünce Jihoon'da güldü.
"Sevindim çünkü bu akşam-"
"Jihoon ah!"
Grup üyeleri şirkete giriş yapınca Jihoon'un sözü yarım kaldı. Ada onlara da selam verdi.
"Benim çok işi var. Gitmeliyim."
Yanlarından hızlıca ayrılıp işe koyuldu. Bugün de şirketin programı oldukça yoğundu. Jihoon ise arkasından bakmaya devam etti ve sessizce mırıldandı.
"Bu akşam da yemeğe davetlisin."
************
İşten çıktığında hava hala aydınlıktı. Yaz mevsimin ortası gelmişti ama hala tenine tuzlu su damlası bile değmemişti.
Biraz ilerlediğinde Yoongi'yi aynı yerde görünce yüzüne kocaman bie gülümseme yerleşti.
Tam ona ilerleyecekken yan taraftan bir ses duydu. Yavru bir köpek ağlamaklı sesler çıkarınca sesin nereden geldiğini öğrenmek için sol tarafa ilerledi. Jihoon ağacın arkasında küçük bir köpeğe mama yediriyordu.