41

2.3K 145 39
                                    

Okumadan önce merhabalar. İlk olarak çok sevgili sizlere ve kendime bir söz vereyim hemen: Bu bölüm büyük gelişmelerin yaşanacağı bölümlerden birisi. Bunu başta söyledim ki bu söze uygun olarak yazayım çünkü daha önce de söylemiştim bu hikayenin bir kurgusu olmadığını. Yeni sayfayı ne zaman açıp yazmaya başlarsam o anda düşünüyorum neler olacağını.

Önemli şeyler yaşanacak (henüz ben de sizin gibi bilmiyorum neler olacağını :)) çünkü artık hikayeyi yavaş yavaş sona getirmeyi planlıyorum. Yani herhalde 5-10 bölüm sonra bitireceğim. Ama merak etmeyin bu fikri aldığım için kafam rahatladı. Bu da demek oluyor ki kalan bölümleri uzun uzun ve dolu dolu yazacağım. Neyse lafı çok uzatmadan iyi okumalar bebekler~

Yoongi odasındaki büyük aynadan dağılmış saçlarına ve pijamalı ev haline baktı. Bazen oldukça çirkin bazen ise oldukça yakışıklı olduğunu düşünüyordu. Ruh haline bağladı bunu. Bugün oldukça çirkindi mesela.

Kapısı tıklatılınca bakışlarının aynadan aldı.

"Gir."

Oldukça büyük yatağının kenarına oturup Jimin'in odasına girmesini seyretti.

"Hyung, bugün stüdyona gidecek misin?"

"Bugün akşama kadar oturmak istiyorum."

Jimin birkaç saniye Yoongi'yi anlamak istercesine baktı.

"Hasta mısın yoksa?"

Yoongi yatağa sırtüstü yatıp tavanı izlemeye başladı. Sorunun ne olduğunu o da tam bilmiyordu. Sadece bazı zamanlar hiçbir şey yapmak istemezdi insan. İçinde tuhaf bir his olurdu. Şu an yaşadığı şey o türdeydi.

"İstersen Ada'yı çağırayım?"

Yoongi umursamaz gibi durup Jimin'e baktı.

"Ada nereden çıktı?"

Jimin kısa bir süre tereddüt etse de daha fazla bunun bir sır olarak kalmasını istemiyordu. Bu her ikisini de yavaş yavaş yıpratıyordu çünkü. Bunun uzun süredir farkındaydı.

"Hyung... Ada'ya karşı hislerin olduğu ortada."

Yoongi telaşla yattığı yerden doğrulup Jimin'e baktı. Nereden çıkmıştı bu birdenbire?

Jimin nazik bir şekilde gülümseyip yanına oturdu.

"Hem de tanıştığınız ilk zamanlardan beri var. İnkar etme çünkü birçok hareketin seni ele verdi zaten."

Yoongi şaşırmıştı. Aslında saklamak için büyük çabalara girişmemişti ama Jimin'in bunu anlamasına hazırlıksız yakalanmış gibiydi.

"Sadece... Güzel birisi."

"Ve?"

Jimin'in onu cesaretlendirmeye çalışmasını fark etmişti. Fakat çabalamasına gerek yoktu. Yoongi aylardır içinde biriktirdiklerini birisine anlatmak için bekliyordu. Bu kişi Ada değildi belki ama Jimin'de iyi bir seçenekti.

"Ve oldukça anlayışlı, güçlü, komik, zeki... Uyurken mesela yanakları kızarıyor, acıktığında kaşlarını çatarak etrafa bakmaya başlıyor, bir kitabı veya filmi çok beğenirse yoldan geçen insanlara bile anlatmak istiyor, gerçekten çok kötü dans ediyor ama bunu dert etmiyor..."

"Oldukça kötü gerçekten."

İkisi de güldü.

"Hislerimin seviyesinden yüzde yüz emin değilim Jimin-ah ama evet, Ada'ya karşı hislerim var. Onunlayken dünyada yaşanan hiçbir kötülük aklıma gelmiyor mesela. Aklımdan geçen tek düşünce ona sarılma isteği oluyor."

texting for min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin