42

2.1K 121 84
                                    

Yoongi gözlerini açtığında bir süre odasına giren ışığa alışmaya çalıştı. Yan tarafına baktığında ise Ada'yı görmeyi bekliyordu fakat onun yerine küçük mavi bir kağıt vardı.

"Günaydın! Diğerleri uyanmadan önce eve gidiyorum. Oradan da şirkete geçeceğim. Akşama boşum........... Öylesine yazdım, sadece bir işim yok akşama. Görüşürüz~"

Yoongi uzunca Ada'nın yazdıklarına bakıp güldü. Ardından ise telefonuna uzanıp ona mesaj attı.

minyoongi: Akşama ben de boşum. Tam olarak saat 8'de şirketin önünde ekstra boş olacağım hatta.

Telefonu bıraktı fakat sırıtmayı bırakamıyordu. Dün geceyi düşündü. Mutluluktan bayılacakmış gibi hissediyordu.

Hızla duşa girdi ve üstünü giyip aşağı indi. Hoseok, Taehyung ve Namjoon kahvaltı yapıyorlardı.

"Günaydın. Diğerleri nerede?"

Taehyung ağzı dolu bir şekilde konuşacakken Namjoon onu durdurdu.

"Seokjin hyung saçlarını kestirmeye gitti. Jimin ile Jungkook'da alışveriş yapacaklar."

Yoongi o sırada masaya oturup bir şeyler yemeye başlamıştı bile. Onunda saçları uzamıştı, bir ara gidip kestirmeyi not etmişti aklına.

"Ada erken mi gitti? Hiç duymadık."

Hoseok'un sorusu üzerine Yoongi birkaç kez öksürdü. Burada kaldığından haberdarlar mıydı?

"Ah, şey... Erken gitmiş olmalı, ben de duymadım."

Boş odalardan birinde kaldığını düşünmüş olmalarını umarak yemeye devam etti. Fakat beraber uyumuşlardı. Bu geçen seferki gibi değildi üstelik. Elini tutmuştu, sarılmış ve saçıyla oynamıştı. Yine tuhaf tuhaf sırıtmaya başlayınca Taehyung'un gözünden kaçmadı.

"Hyung, neye gülüyorsun?"

Kendisi de gülmeye başlayınca Yoongi ciddileşti.

"Hiçbir şey. Ben stüdyoya gidiyorum."

"Unutma yarın toplantımız var."

Yoongi Namjoon'u kafasıyla onaylayıp odasına gitti. Eşyalarını alıp şirkete gitti. Stüdyosuna giderken sürekli etrafına baktı fakat görünürde Ada yoktu.

Yaklaşık beş saatlik bir çalışmanın ardından saate baktı. Saat sekiz olmak üzereydi. Üzerine montunu geçirdi ve eşyalarını alıp aşağı indi. Tam arabasının kapısını açmak üzereyken Ada'nın sesini duydu.

"Ah, tesadüfe bak."

Gülümseyerek ellerini kabanının ceplerine koydu. Tüm gün bu anın gelmesini beklemişti ve işte, Yoongi karşısındaydı.

"Gerçekten büyük bir tesadüf bu. Hemen değerlendirmeliyiz."

İkiside gülüyordu. Ortada komik bir şey bile yoktu ama yüzündeki gülümsemeyi silemiyorlardı bir türlü.

"O zaman gidelim."

Yoongi başıyla onaylayıp Ada'nın binmesi için arabanın kapısını açtı. Ada onun bu haline alışmakta güçlük çekse de şikayetçi değildi.

"Nereye gideceğiz?"

"Açsındır diye düşündüm?"

"Açlıktan öleceğim."

"O yüzden önce yemek yiyebiliriz."

Ada önce sevinse de ardından suratı düştü ve şüpheyle araba süren Yoongi'ye döndü.

texting for min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin