28

2.9K 169 51
                                    

Sabah odayı alarm sesi doldurunca Ada yüzünü buruşturarak uyandı. Uyanmaktan nefret ediyordu. Yoongi'nin alarmı kapatmak için uzandığını fark ettiğinde gözleri açıldı.

"Alarm sesin "Seesaw" muydu ben mi yanlış duydum?"

Yoongi havalı bir gülümseme atıp dirseğini yatağa dayayıp eline kafasını koydu.

"Şarkımın ismini söylerken "Olağanüstü güzelliğiyle insanları büyüleyen Seesaw" dersen daha doğru olur."

Ada gözlerini devirip üstündeki örtüyü kaldırdı. Telefonuna baktığında birkaç gereksiz bildirim ve annesinden gelen bir mesaj vardı. Mesajı okumadan kafasını kaldırıp Yoongi'ye baktı.

"Ne oldu?"

Yoongi bir terslik olduğunu o an anlamıştı. Bakışlarında büyük bir tedirginlik olduğu belliydi.

"Yok bir şey. Saat henüz 6. Odama gidip biraz daha uyuyacağım."

Aceleyle ayağa kalkıp terliklerini giydi ve telefonunu aldı. Ellerinin titremesini Yoongi'den saklamak için arkasında birleştirdi. Annesinden mesaj gelmişti. Yaklaşık 2 senenin ardından annesinden ilk kez mesaj gelmişti.

"Iı... Şeyi unutma... 11'de hazır olman gerekiyor. Provaya gideceksiniz. Ben odamdayım."

Arkasını dönüp hızla odadan çıkmayı planlarken Yoongi'nin ismini telaffuz etmesiyle hareket etmedi.

"Bir sorun mu var?"

Ada, meraklı bakışlarına karşılık zorla gülümsedi.

"Sorun mu? Hayır tabiki de. Uyanmaktan pek haz etmiyorum sadece."

Yoongi ona şüpheci bakışlarını atmaya devam etti. Odadan çıkmak için arkasını döndüğünde suratını düşürdüğünü görmüştü. Kesinlikle bir sorun vardı.

Dünü düşündü. Acaba farkında olmadan bir şey mi yapmıştı?

"Hayır. Her zamanki bendim. Hatta çok daha keyifliydim."

Belki de artık bu işten sıkılmıştı ve buraya gelmek istemiyordu. Zaten en baştan beri gönülsüz gibiydi.

"Ama düne kadar bu durumdan şikayetçi değildi. Hatta gayet mutlu gözüküyordu."

Kendi kendine sesli bir şekilde düşünürken en sonunda vardığı sonuç hiçbir şeydi. Geçici ve küçük bir şey olduğunu umarak yatağa yattı. Biraz daha uyumak şu an istediği tek şeydi.

******************

Güneş kısa bir süre önce doğmuştu ve Ada'nın odasının camından içeri süzülmeye başlamıştı bile. Oda sıcaklığı yeterince sıcaktı ama bu sıcaklık onun ellerini bir türlü ısıtmıyordu. Buz tutmuş elleriyle telefonun karanlık ekranına baktı. Acaba ne yazmış olabilirdi? Belki de onu çok özlediğini fark etmişti ve görüşmek istiyordu. Bu düşünce onu heyecanlandırdı. Görüşseler bile ne konuşacaklardı ki? Hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirler miydi?

Gözlerini kapatıp telefonun tuşunu açtı. Cevabı karşısındaydı işte. Gözlerini açtığında ne yazdığını görecekti. Kalbinin ritmini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı ve gözlerini açtı.

"dtl&-)6)62667"

"Telefonum Can'daydı. O yanlışlıkla yazmış olmalı."

Bu kadardı.

Şimdiki kocasından olan iki yaşındaki oğlunun göndermiş olduğu tuhaf bir mesaj ve onun, durumu açıklayan bir mesajı.

Bu kadardı. İçindeki tüm umut, endişe, korku bu kadardı. Hepsi birden yok olmuştu. Hepsi puf diye patlayıp havaya karışmıştı.

texting for min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin