30

2.7K 149 17
                                    

Ada hazırlanıp Yoongi'nin odasına gitti ve kapıyı çaldı. Bir süre bekledi fakat açılmayınca cebinden kartı çıkarıp içeri girdi. Fazlasıyla sessiz olduğu için endişelendi çünkü Yoongi odasından pek fazla dışarı çıkmazdı. Etrafa baktı ama göremeyince banyonun kapısına yöneldi. Su sesleri duyduğunda sıkıntıyla nefes verip camın önündeki koltuğa oturdu. Odasında loş bir ışık vardı. Pencereye yönelip perdeleri açmak için yöneldiğinde banyonun kapısının açıldığını fark etti. "Neyse ki çok fazla beklemedim." diye düşünüp arkasını döndü.

Ama kesinlikle yarı çıplak bir adet Min Yoongi görmeyi beklemiyordu.

Birkaç saniyelik sessizlik oluştu ama Ada asla ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Mesela gözlerini üstünden çekmeyi bırakmalıydı. Hemen...

Aynı şey Yoongi için de geçerliydi. Ada'yla karşılaşmak aklına hiç gelmemişti ve şimdi burada böyle durması... Sadece utandırıcıydı.

"Burada ne işin var?"

Sonunda konuştuğunda Ada'da gözlerini çekmeyi akıl edebilmişti. Duvarda asılı televizyona bakarak konuşmaya başladı.

"Saat beşe geliyor. Çocuklar gelmeden pizzaları söylemen için gelmiştim."

Hızlı hızlı konuşması ve tırnağının kenarını kazımaya başlaması şu anda ne kadar stresli olduğunun kanıtıydı.

Yoongi banyoya yönelip kapıyı kapatmadan üstünü giymeye başladı. Bir yandan da telefonunu alıp sipariş etmesi için Ada ile konuşuyordu.

Su değmemesi için ayağına geçirdiği bantlı ambalajı çıkarıp siyah şortunu da giyince çıkmak için hazırdı. Kapının önünden değneklerini aldı ve koltuğa yöneldi.

"Siparişleri verdim."

Yoongi başını sallayıp etrafına göz gezdirdi. İkisi de az önceki anı unutmaya çalışıyordu ama ne kadar başarılı oldukları tartışılırdı. Odada tuhaf bir sessizlik vardı ve bu onlara hiç yardımcı olmuyordu.

"Ee, ayağın nasıl bugün?"

Ada aklına gelen ilk soruyu sorup topu Yoongi'ye atmak istedi.

"Çok daha iyi. En azından kısa süre sonra üstüne basabileceğim."

Ada kafasını olumlu anlamda sallayıp kollarını göğsünde bağlayıp ona bakmaya başladı.

"Ne?"

"Saçını kurutmamı ister misin?"

Yoongi yamuk bir gülümseme atıp kafasını geriye yasladı.

"Buna hayır diyemeyecek kadar halsizim."

Ada ayağa kalkıp çekmeceye yöneldi. Saç kurutma makinesini alırken Yoongi'nin neden öyle dediğini düşünüyordu.

"Hasta mısın?"

"Hayır. Sadece sürekli hareketsiz bir şekilde durmak beni tembel yaptı."

Gülerek gözlerini kapatında Ada'da güldü ve makineyi çalıştırdı. Diğer eliyle saçlarını karıştırırken bir yandan da kusursuz yüzünü inceliyordu. Burnunun kenarında küçük bir sivilce çıkmıştı ve beyaz teni bunu hemen ele veriyordu. Kısa kirpikleri ve seyrek kaşlarına göz gezdirdi Ada. Son olarak da pembe dudaklarına...

Saçlarını tamamen kuruttuğuna emin olduğunda makineyi kapattı.

"Hey, bana uyuduğunu söyleme Min Yoongi."

Yoongi homurdanarak eliyle saçlarını düzeltti.

"Sadece gözlerimi dinlendiriyorum."

Ses çıkarmadan koltuğun köşesine oturdu ve bir türlü düzeltemediği saçlarını yavaşça düzeltmeye başladı. Basbayağı uyumuştu işte. "Neyse, çocukların gelmesine yaklaşık yarım saat var. O zamana kadar uyumana izin vereceğim Min Yoongi." diye geçirdi içinden.

texting for min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin