Yoongi otelin restoranına inip onların oturduğu büyük masaya yöneldi. Ada'nın yanının boş olduğunu görünce oraya oturup önündeki menüye göz gezdirdi.
"Hyung artık ayağın iyileşiyor gibi."
Taehyung şüpheli bir şekilde ayağını bakıp onay bekliyor gibi duruyordu. Yoongi ise düz bir şekilde cevapladı:
"Evet ama son konserde de oturmak zorundayım sanırım."
"Hey İtalya konserini izlemeliydiniz. Bu arkadaş sırf dans edemiyor diye sürekli tatlılıklar yapıp herkesin ona bakmasını sağladı."
Ada yüzünü büzüştürerek bunu söylemişti ama Yoongi'yi eğlendirmek için yaptığını anlamamak imkansızdı.
"İşe de yaramış gözüküyor. Sanırım gözlerini benden alamadın?"
Yoongi yarım bir gülüşle ona baktı ama Ada somurtarak ona karşılık vermeyi tercih etmişti.
"Sahnede ben olduğum sürece başkasının tatlılık yapmasına gerek yok."
"Kim Seokjin beye katılıyorum."
Ada gülerek ona katıldığını belirtince Seokjin'de ona göz kırptı. Bir süre sonra herkes siparişlerini verip büyük bir iştahla yerken Ada şüpheli bir şekilde etrafa göz gezdirdi. O kız şu an burada olabilirdi. Elinden gelse Yoongi'yi gidene kadar odadan çıkartmamak istiyordu. Ama bu mümkün değildi.
"Ne oldu?"
Yoongi sesini çok da fazla yükseltmeyerek ona sorusunu yönelttiğinde Ada önündeki yemekten bir lokma aldı.
"Yok bir şey."
Umursamaz bir şekilde cevap vermeye çalışmıştı ama Yoongi bu hareketlerinden şüphelenecek kadar dikkatliydi. Yine de üstelemeden yemeğini yemeye devam etti. O sırada Ada tam ağzına eti götürürken üstüne sos döküldü.
Yoongi önündeki medili alıp silmeyi denedi ama işe yaramayınca Ada lavaboya gitmeye karar verdi.
Üstündeki lekeyi suyla çıkarmaya çalıştı ama bir türlü çıkmayınca sinirle söylenmeye başladı.
"Bu kadar ısrarcı olmak zorunda değilsin küçük pislik."
O sırada kapı açılınca içeri giren kişiye bakmak için kafasını kaldırdığında gördüğü kişiyle birlikte yüzü düz bir hal aldı.
Havaalanında gördüğü kızdı. Yoongi'nin peşinde dolanan kız.
Ayağındaki topukluların çıkardığı tok sesler eşliğinde Ada'nın önünde durup yapmacık bir gülümseme yolladı.
"Sanırım sen beni tanıyorsun, Ada?"
İsmini biliyordu. Ada buna şaşırmak yerine ağzından koca bir "Hah!" çıkmıştı. Tabiki de bilecekti. O bir psikopat sapıktı. Daha önceden de kendisini sık sık görmüş olmalıydı.
"Derdin ne?"
Ada tuttuğu lekeli tişörtünü bırakıp kollarını önünde bağlayıp karşısındaki kişiye dik bir şekilde bakmaya başladı. Yoongi'ye bu denli zararlı birisinin şu anda karşısında durması, onun içindeki sinir hücrelerinin ellerinde toplanmasına neden olmuştu.
"Derdim? Ah, aslında benim tek derdim Yoongi."
Onunla birlikte tuvalete dolan ağır parfüm kokusu Ada'yı şimdiden rahatsız etmeye başlamıştı.
"Bana tüm bu pislikleri ona yapma hakkını nerden bulduğuna dair tek bir mantıklı şey söyle."
Kız ona küçümseyici bir bakış atıp uzun saçlarını omzunun arkasına attı. O sırada Ada'nın gözü boynuna takıldı. Birkaç gün önce Jimin'in ona gösterdiği eski bir fotoğrafta bu kolyenin aynısı Yoongi'nin boynundaydı. "Demek ki ondan zorla aldığın kolye bu." diye geçirdi içinden.