Ada arkasını dönüp baktığında ellerini eşofmanının ceplerine koyup ona doğru ilerleyen bir adet Min Yoongi ile karşılaştı. Bu onu biraz tedirgin etmişti çünkü en son telefonunu verirken yüz yüze bir iki cümle konuşmuşlardı. Onda da Yoongi oldukça soğuktu ve Ada'da daha fazla konuşmak için çabalamamıştı.
Fakat şimdi ilk kez adam akıllı konuşacaklarını hissediyordu. Diğer üyelerle tanışırken bu kadar gerilmemesinin nedeni ise onların Yoongi gibi sert bakışlara sahip olmamasıydı.
Yoongi aralarına bir adım mesafe bırakana kadar Ada'ya yaklaştı ve kolunu uzatıp kafasındaki şapkayı aldı. Gülerek kendi kafasına taktı ve ellerini tekrar cebine yerleşti.
"Bana daha çok yakışacağını düşündüm."
Ada gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırdı. Kendini dizginlediğinde ise kısık gözlü Yoongi'ye baktı. Kesinlikle ona daha çok yakışmıştı.
"Ama o bana hediye olarak verildi. Ver şunu."
Uzanıp almaya çalıştı fakat Yoongi kafasını geriye çekince başaramadı.
"Oldukça sinir bozucusun."
"Evet, bu konu uzmanlık alanım."
Gülerek etrafına baktı ve tekrar Ada'ya odaklandığında onu baştan aşağı süzmeye başladı.
"Tam olarak ne iş yapıyorsun burada?"
Ada'da üstüne kısa bir bakış attı. Gri tişörtü, siyah kot pantolonu ve salık saçlarıyla oldukça salaş duruyordu. Biraz utanmış olabilirdi. Birazcık...
"Ne yapmam istenirse onu yapıyorum. Telefonlar açıyorum, dosyalar taşıyorum... Ha bir de, bazen caddenin karşısındaki kahveciden Americano taşıyorum."
Gülmeye başladığında Yoongi'de güldü. Bu kadar güleç olacağını tahmin etmemişti Ada. Uzaktan oldukça soğuk duruyordu. Ama şimdi ya o güldürüyordu ya da Ada'ya gülüyordu.
"Hadi gel."
"Nereye?"
"Benim de halletmem gereken birkaç işim var. Bunun içinde yardıma ihtiyacım var."
İlerlemeye başladığında Ada'da peşinden gitmeye başladı. Asansöre bindiklerinde tuhaf bir sessizlik oluşmuştu ve bu her ikisi içinde sinir bozucuydu.
"Mesajlarda çok daha konuşkan gözüküyordun oysaki."
"Normalde de konuşkanım."
"Belli oluyor."
"Sadece gerginim. Bana hiç bir tecrübemin olmadığı bir iş yaptırmaya kalkışırsan diye..."
Yoongi gülerek aynaya yaslandı. Ada'nın konuşurken fazla abartı olmayan ama bir o kadar da sevimli duran mimiklerini daha çok izlemek istiyordu ama onun rahatsız olacağından endişeleniyordu. Ayrıca bunu neden istediğini de önce düşünmesi gerekiyordu.
12. kata geldiklerinde asansörden indiler ve pratik odalarından birisine girdiler. Jungkook ve Hoseok ayna karşısında yeni bir kareografi üzerinde çalışıyorlardı. Onları görünce pratiği kesip yanlarına gittiler.
"Ya! Bu şapkayı ben sana vermemiş miydim Ada?"
İsmini biraz tuhaf seslendiriyorlardı ama bu Ada'nın hoşuna gidiyordu.
"Maalesef birileri benden zorla aldı."
Yoongi gülerek kenardaki sandalyeye oturdu ve şapkayı çıkartıp saçlarını düzeltti. Sonra da yavaş bir şekilde şapkayı Ada'ya attı.