Saat tam 14:48'di.
Ada oflayarak elindeki dosyaları bıraktı ve saçını hızlıca topuz yapıp odadan çıktı. Fakat o sırada ayakkabısının bağcığının çözüldüğünü fark etti.
"Bir sen eksiktin küçük isyancı."
Eğilip bağlamaya başladı. İşini bitirmesine yakın görüş alanına başka bir çift beyaz ayakkabı girince kim olduğuna bakmak için kafasını kaldırdı. Boş bakışları, siyah şapkası ve siyah saçlarıyla Yoongi başında dikiliyordu. Ada doğruldu ve üstünü düzeltti.
"Selam. Bende tam yukarı geliyordum. Bir türlü bırakmadılar beni. Seviliyorum galiba."
Ortamı yumuşatmak için güldü ama Yoongi gülmemişti. Ah, saat neredeyse üçe geliyordu ve sinirlenmekte son derece haklıydı.
"İsteklerimi yapacağını söylemiştin ama kaytarmaya çalışıyorsun hissine kapılıyorum."
Kollarını önünde birleştirdi. Şu an Ada'ya karşı sert olmaya çalışıyordu ama karşısında oldukça yorgun gözüktüğü için bunu başarmakta güçlük çekiyordu. Sanırım gerçekten de çok çalıştığı için yanına gelmeye vakit bulamamıştı.
"Hayır tabiki de! Gerçekten bugün çok önemli bir toplantı vardı. Sende biliyorsundur. Onun hazırlıklarıyla uğraştım. Ama şimdi işim bitti."
Baş parmağını yukarı kaldırıp gözlerini kapatarak gülümsedi. "Böyle sevimli olmaya çalışmamalı." diye düşündü Yoongi. "Bu sadece beynimdeki düşünceleri durduruyor."
"Pekala çalışkan arı. Benim de işim bitti. Fakat stüdyoya gidip yeni bestemin üstünde çalışacağım."
"Pekala o zaman... Sonra görüşürüz."
Ada gitmeye yeltendiğinde Yoongi onu yavaşça bileğinden tutup durdurdu.
"Senin de gelmen gerek."
***********************
"Bu bir kamera mı?"
Yoongi güldü ve yuvarlak cihazı eline aldı.
"Bu bir mikrofon."
Ada şaşkın bir şekilde mikrofona baktı. Şekli gerçekten de tuhaftı.
"Beni buraya neden çağırdığını sorabilir miyim Min Yoongi? Bestene söz mü yazmamı isteyeceksin? Ah, veya senin için şarkı söyleyebilirim."
Güldü ve yandaki koltuğa oturdu. Yoongi ise karmaşık düzeneğin önündeki sandalyesine oturdu ve bilgisayarı açtı.
"Bugün baya bir komiksiniz Ada Hanım. Ama güldürmüyor."
"Sadece seni güldürmüyor. Jimin olsaydı sürekli gülerdi."
Yoongi kafasını çevirip Ada'ya baktı fakat bir şey demeden önüne döndü.
"Bir şey yapmanı istemiyorum. Sadece otur."
"Beni sadece oturmam için mi getirdin? Evde de oturabilirdim. Veya bir kafede..."
"Fakat şu an yetenekli yapımcı Min Yoongi'nin yanında oturup onun çalışmalarını izleyeceksin."
Güldü ve bilgisayardan hızlıca bazı sayfaları açtı. Ada ise şimdiden sıkılmıştı. Hiç anlamadığı bir konuydu ve o sadece burada oturacaktı.
"En azından başka bir bilgisayar varsa oyun oynayabilirim."
"Maalesef."
Cevabı üzerine ofladı ve gözleriyle stüdyoyu taradı. Burası küçük bir odaydı. Ekipmanlarla iyice dar bir alan kalmıştı geriye. Fakat oldukça temiz ve düzenli duruyordu her şey.