《 3. Bölüm - Bücür 》

3.9K 248 361
                                    


Sabah saat 08.00' de kapıma birinin tıklatmasıyla uyandım. Odaya Grace girdi.

G: Yemek hazır tatlım.

S: Geliyorum.

Grace odadan çıktı. Yüzümü yıkamak için kalktığımda yatağımın yanında gri bir kazak ve siyah bir kot pantolon gördüm. Vanya' nın koyduğunu düşünerek gülümsedim. Elimi yüzümü yıkadım, üzerimi giydim ve aşağı ışınlandım. Herkes masada oturmuş yemeğini yiyordu. Gidip Klaus' un yanına oturdum. Reginald koşmaya başladı.

R: Herkes burada olduğuna göre, artık derslerinizi size numara 8 verecek. Hepinizin gücüne sahip ve güçlerini en üst düzeyde kullanabiliyor. Size söyleyeceğim saatte çalışmaya başlayacaksınız. Sorusu olan ?

Five alaycı bir şekilde güldü.

F: Gücümü bundan öğrenecek değilim.

Kaşlarımı çattım ve ona baktım, ayağa kalktı ve ışınlandı. Allison da ayağı kalktı.

A: Five' a katılıyorum. Daha yeni geldi, bu kadar 'iyi olduğunu' nereden biliyorsun ?

Önüme döndüm ve sırıtmaya başladım. Cidden hala çocuk gibilerdi. Allison küçükken de böyleydi. Luther ile herkese laf atarlardı. Özellikle Vanya ve Klaus'a. Onları ben korurdum. Allison bana karşı söylenti gücünü kullanamazdı (evet, güçlerimden biri) ve çekip gitmek zorunda kalırdı. Luther de ayağı kalktı.

L: Bu bücür mü benden daha güç-

R: Emirlerime karşı mı geliyorsunuz! Öyle olacak diyorsam öyle olacaktır. Uzatmayın ve önünüzde dönün!

Luther hemen yerine oturdu. Allison bana baktı ve masadan kalkıp gitti. İştahım kaçmıştı.

S: Size afiyet olsun.

dedim ve odama ışınlandım. Bir süre sonra Vanya geldi.

V: Alışverişe gidelim haydi.

dedi ve gülümsedi. Tamam anlamında başımı salladım. Çok uzatmayacağım, gittik ve bir sürü şey aldım çünkü hiçbir giysim yanımda değildi. Yaklaşık 1 saat sonra geri geldik. Giysilerimi dolabıma yerleştirdim. Eşofman takımımı giydim ve mutfağa ışınlandım. Kendime kahve yapmak için bir bardak aldığım sırada omuzumda bir el hissettim ve refleks olarak elimdeki bardağı kafasında parçaladım. Five' ın ağzından 'ah' gibi bir sees çıktı ve kafasını tuttu. Ona hala sabahki sözlerinden dolayı sinirliydim fakat böyle bir durumda gururumu bir kenara bırakmam gerekti. Kafasına baktığımda alnından kan akmaya başladığını gördüm. Gözlerim büyüdü. Kafasına bakmak için ona yaklaştım ama Five geri bir adım attı.

S: Kafan kanıyor gel şuraya Five!

Five dengesini kaybeder gibi oldu hemen yanına ışınlandım ve onu koluma aldım.

S: İyi misin ?

Five cevap vermedi ve kendini bana bıraktı. Bayıldığını fark ettiğimde onu odasına ışınladım, yatağına oturdum ve kafasını dizime yatırdım. Grace' e götürmedim çünkü güçlerimden biri de yaraları iyileştirmekti. Derin bir nefes aldım ve kafasına dokundum. 1 dakika sonra kafasındaki yarık kapanmıştı. Rahatlamışçasına nefesimi verdim, onu yatağına yatırıp üstünü örttüm ve odadan çıktım. Odadan çıkarken Klaus' u gördüm.

K: Ooo n' apıyordunuz içerde?

dedi sırıtarak. Gözlerimi devirdim ve olanları anlattım. Gözleri büyüdü.

K: İyi mi şu an?

evet anlamında başımı salladım. Rahatladı.

K: Yarım saate ders vereceksin bize hocam.

•Sophie Hargreeves• The Umbrella Academy Numara 8'in DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin