Anna beni elimden tutup sürüklemeye başladı. Anna' yı bulmam o kadar büyük bir şanstı ki... Bunların bir oyun olduğunu biliyordum. Ama neden? Anna' yla hala yürüyorduk. Hatta koşuyorduk. Yaklaşık 20 dakika sonra Toronto' ya geldiğimizi anladım.
S: Tamam! Evimi bulabilirim.
Bu kez ben onu sürüklemeye başladım. Buradan sonrasını rahatlıkla bulabilirdim. Yürümeye devam ederken Five bir anda önüme çıktı.
F: Sophie hepsi bir rüyaydı. Bunların peşinden koşmayı bırak!
Sinirle yumruğumu sıktım.
S: Bana neden bunu yapıyorsun Five? Ben bunları hak etmedim ki. Beni kendi ellerinle tımarhaneye verdin. Hala bana gelip rüya olduğun mu söylüyorsun? Bak, bu Anna. Beni aldattığın gün tanıştık. Beni o teselli etti. Ve beni şu an tanıyor. Bu demek oluyor ki sen yalancı itin tekisin. Ulan beni hiç mi sevmedin? Gram kadar bile mi? *Five' a iğrenir gibi baktım*Senden iğreniyorum.
Anna' nın elini daha sıkı tuttum ve Five' a omuz atarak ilerledim. Anna sesli bir şekilde yutkundu.
A: Sophie biraz sakin ol. Ellerin titriyor. Bak evine gidiyoruz.
Kafamı hayır anlamında sallayıp koşmaya devam ettim. Bir süre sonra donatçının önüne geldik. Kendi kendime gülümseyip devam ettim. Akademinin önüne geldiğimde daha da stres olmuştum.
A: Burası mı?
Başımı salladım. Anna' ya dolu gözlerle baktım. Ne hissetmem gerek bilmiyordum. Anna bana gülümsedi.
A: Hadi gir içeri. Ben burada bekliyorum.
Anna' nın elini bırakmadım. Benimle gelmesini istiyordum. Ona kendimi yakın hissetmiştim.
A: Tamam, girelim hadi.
İç çekip kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda her şeyin aynı olduğun gördüm. Bunlar rüya olamazdı, değil mi? Salona ilerledim. Anna' nın elini hala tutuyordum. Salonda kimse yoktu. Balkonun camında bir hareket gördüm. Baktığımda Diego oradaydı. Kahkaha atıp Anna' nın elini bırakarak Diego' ya koştum. Ona arkasından sarıldım. Bir an duraksadı. Sonra elime dokundu. Sesli bir şekilde yutkundu.
D: Sen kimsin?
Onu sardığım ellerim gevşedi. Benden tamamen ayrılıp uzaklaştı. Bana kaşlarını çatmış bakıyordu. Gözlerinde az da olsa üzüntü görüyordum. Ellerimle kendimi gösterdim.
S: B-benim işte, Sophie?
D: Evimden çıkar mısın? Kimsen seni tanımıyorum.
Bir adım geriledim. Anna gelip elimi tuttu.
D: Sen kimsin peki?
A: Gel Sophie.
S: B-beni tanımıyor musun Diego?
Diego kaşlarını daha da çattı.
D: Adımı nereden-
Gülmeye başladım. O gün geldiğimde de aynı sahneyi yaşamıştım. Beni tanımamıştı. Ama şu an yalan söylediğini biliyordum. Umuyordum... Hepsinin bir yalan olmasını umuyordum. Diego' ya üzgün ve suçlar gözlerle baktım.
D: Seni tanıyorum Diego. Bana yalan söylüyorsun.
Ona bakmadan tekrar içeri girdim. Yukarı kata çıktım. Anna arkamdan geliyordu.
A: Sophie bekle!
Vanya' nın odasına girdim. Keman çalıyordu. Gülümsedim. O ise bana bakınca dondu. Biraz sonra kendine gelip kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Sophie Hargreeves• The Umbrella Academy Numara 8'in Dönüşü
Losowe7 yaşındayken babasının düşmanına evlatlık verilen, kardeşlerini unutan, özel güçlere sahip olan bir kızın hikayesi. xxx Reginald Hargreeves özel güçlere sahip 8 çocuk evlat edinmiştir. Birini küçük yaşta kaybetmiş, diğerlerini güçlerinin tehlikesin...