2.4

3.4K 346 409
                                    

Üstümdeki pudra rengindeki elbiseyi düzeltirken, dalgalandırdığım saçlarımı geriye doğru attım. Yaklaşık beş dakikadır aynada kendimi inceliyordum ve Taehyung'un aşağıya inmem için aramasını bekliyordum.

Jennie ve Kai'nin nişanı için hazırlanmıştım.

Bir hafta süratle geçip gitmişti ve nihayet bugüne gelebilmiştik. Jimin bu süreçte çoktan hastaneden çıkmış evinde dinleniyordu. Hastanede kaldığı iki gün boyunca Taehyung ve beni bir hizmetçi gibi kullanıp tüm isteklerini yerine getirtmişti. Taehyung ile ise... İyiydik. Yaşadığımız beraberlik yüzünden öncekisinden daha yakındık ve daha farklı.

Telefonumun çalması ile Taehyung'un aradığını görerek açtım. "Alo?"

"Bebeğim? Hazır mısın?" Yüzümde saçma bir gülümse oluştu. "Hazırım. Geldin mi?"

"Aşağıdayım, seni bekliyorum." Onaylar bir ses çıkararak telefonu kapattığımda, siyah ceketimi ve çantamı elime alarak odamdan çıktım. Evi son kez kontrol ederek kapıyı üç kere kilitlediğimde apartmanda duyulan tek ses giydiğim topuklu ayakkabıların sesiydi. Bazı alışkanlıklardan gerçekten vazgeçilmiyordu. Kapıyı üç kere kilitlemem gibi...

Saat dördü geçiyordu.  Davet Jennie'lerin evinde olacaktı. Villa bir eve sahip oldukları için, evlerinin bahçesi davet için hazırlanmaya başlamıştı. Normalde misafirler beş gibi gelmeye başlayacaklardı fakat ben Jennie'nin yanında olmak için erkenden gitmemin daha iyi olacağını düşünmüştüm.

Aşağı indiğimde, binanın önünde duran arabayla bakışlarım oraya döndü. Daha doğrusu önündeki bedene...

Üstünde siyah bir takım vardı ve içine giydiği gömlekte siyah renkteydi. Siyahlar içinde öylece dururken fazlasıyla çekici göründüğünü kendi de biliyor gibiydi. Onu incelediğim gibi o da belli etmekten çekinmezce beni incelerken, gözleri elbisenin açıkta bıraktığı bacaklarıma takıldı.

Aramızdaki mesafeye rağmen kıpırdayan ağzından sakız çiğnediğini anlayabilmiştim. Demiştim, bazı alışkanlıklardan vazgeçilmiyordu.

Yanına vardığımda bakışları yüzüme çıkmış, bu seferde kırmızı ruj sürdüğüm dudaklarımda oyalanmıştı. Yaklaşarak yanağına minik bir öpücük bıraktığımda, dudakları şımarık bir şekilde kıvrılmıştı. "Böyle baktığına göre çok güzel gözüküyor olmalıyım?"

Ellerini belime sardığında yüzünde hâlâ aynı ifade vardı. "Öylesin," yaklaştığında kulağıma doğru mırıldandı. Sıcak nefesi huylanmama neden olmuştu. "Ama ben sana hep böyle bakıyorum."

Gülümseyerek başımı geriye doğru çektim. "Bugün romantik gününde gibisin? Taehyung nerede doğru söyle?"

Gözlerini kıstı. "Güzelliğinle baş etmeye çalışıyor."

İmayla kaşlarımı kaldırdım. Arabaya geçtikten kısa süre sonra Taehyung arabayı çalıştırmıştı. "Sakız ister misin?" Ağzındaki sakızı patlatarak sorduğunda kıkırdadım. "Hayır, sanmıyorum."

Omzunu silkti. "Radyoyu açabilirsin."

Kafamı sallayarak radyoya uzandım. Tanıdık bir şarkıya geldiğimde geri çekilerek eski pozisyonuma döndüm. "Nişan ne kadar sürecek?"

Taehyung'un sorusu ile ona döndüm. "Bilmiyorum ama çok uzun sürmez." Devam ettim. "Sıkılır mısın ki?"

Çocuk gibi mızmızlandı. "Hı hı."

sweet little lies Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin