Göğsümün derinliklerine işleyen duyguların, orada solan çiçekleri açtırdığını biliyordum. Onun bana olan sevgisi içimdeki sonbaharı bitirmişti. Sadece ilkbahar vardı. Ilık esen rüzgar, yeni açan çiçekler ve kendini belli eden güneş. Onun bende ki huzuru ilkbahar kadar güzeldi.
Gözlerimi yavaşça açtım. Onun kollarında uyuduğum geceden daha huzurlu bir gece yaşamamıştım daha önce. Korkardım ben, yalnızlıktan... Karanlıktan. O varken ikisi de yoktu.
Ama şu an o da yoktu.
Aniden doğrulurken yatağın diğer tarafına baktım. Yoktu. Sersem bir şekilde gözlerimi ovalarken, üstüme gözlerimi çevirdim. Dün Taehyung'un giydiği tişört vardı ve bunu bana o giydirmişti. Gitmiş olacağını düşündüğüm esnada, içeriden duyduğum seslerle nefesimi verdim. Böyle bir gecenin ardından onu yanımda görememek beni korkutmuştu.
Üstümdeki örtüyü çekerek yatağın içinden kalktım. Tişört kalçalarımın altında bitiyordu. Kapıyı açarak hızla lavaboya ilerledim. İhtiyacımı giderdikten sonra aynadan kendime bakarak saçlarımı düzelttim. Fena gözükmüyordum, sadece biraz gözlerim ve dudaklarım şiş duruyordu. Kendimi incelerken dün gece ki anlar zihnime doluşmuştu. Kendi kendimi utandırmayı keserek lavabodan çıktım.
Duyduğum müzik sesini takip ederken, adımlarım mutfağa gidiyordu. Kapının önüne geldiğimde, omzumu kapının girişine yasladım.
Taehyung kahvaltı hazırlıyordu.
Gülüşümü saklamak için dudaklarımı ısırırken, beni daha fark etmemişti. Açtığı şarkıya kendini kaptırmış uyumlu hareketlerle bedenini hareket ettirirken, bir yandan da tavadaki omleti ters çeviriyordu. Üstündeki tişört benim üstümde olduğu için, üstünde bir şey yoktu. Bu görüntü beni bir hayli etkilerken, ocağın altını söndürdü. Tavadaki omleti geniş bir tabağa koyacağı esnada bakışları beni buldu.
Gözlerimi kırpmadan ona bakarken, onun yüzünde hoş bir gülümseme oluşmuştu. "Seni uyandırmaya geliyordum."
Güldüm. Kapının önünden ayrılırken ona doğru adımladım. "Seni yanımda göremeyince gittiğini düşündüm."
Yanına iyice yaklaştığımda, ellerini belime koyarak beni kendine çekti. "Senden gidemem."
Elimi yanağına çıkarttım. "Ben de senden..."
Bu güzel anımızın çok uzun sürmesini beklemesem de hemen bozulmasını da beklemiyordum. Kapının çalan zili nefesimi vermeme neden olurken, Taehyung oflayarak geri çekildi. Kaşlarını çatarak bana baktı. "Kargalar bile bokunu yemeden evine gelen kim olabilir Lisa?"
Haklı itirazına bir şey diyemezken geriye döndüm. "Bakıyorum."
Kolumdan tutulmamla olduğum yerde kalmıştım. "Böyle gitmeyi düşünmüyorsun değil mi?"
Gözleri yavaşça üstümü süzerken, ben de onunla birlikte üstüme baktım. Üzerimde sadece onun tişörtü vardı. Saçlarımı karıştırdım. "Hemen değiştiriyorum. Sen bak kapıya." Bir şey demesini beklemeden odama ilerledim. Gece duş aldığım için kendimi şanslı hissederken, üstümdeki tişörtü çıkararak, dolabımdan aldığım mor bluzumu geçirdim. Altına siyah dar pantolonumu giydiğimde, az önce çıkardığım Taehyung'un tişörtüne gözlerim takıldı. O an ise gözlerim büyümüştü.
Ondan kapıyı açmasını istemiştim fakat onun da üstü çıplaktı.
Tişörtünü elime alarak hızla odadan çıktığımda, görmeyi asla beklemediğim görüntü gözlerimin önündeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet little lies
FanficKim Taehyung yalan söylemeyi severdi. Psikoloğu Lalisa Manoban ise ona inanmazdı. Bir gün Taehyung doğruyu söyleyecekti fakat Lalisa ona inanmamayı seçecekti. Kim Taehyung | Lalisa Manoban