2.7

3.3K 323 199
                                    

Üzerimdeki önlüğü çıkarıp dolaba koyduğumda, yanımda getirdiğim keten krem ceketimi bluzumun üzerine geçirdim. İçinde kalan saçlarımı dışına çıkarttığımda saatime baktım.

Yarım saat sonra Sihyeon'la buluşacaktık.

Ama onun benimle buluşacağından haberi yoktu.

Yüzümdeki gülümsemeyle çantamı toplayarak odadan çıktım. Tüm randevularım bu saatte bittiği için şanslıydım. Aksi taktirde Sihyeon bir şeylerden şüphelenip buluşmayı erteleyebilirdi. Bu yüzden onun istediği saati kabul etmiştim. Topuklu ayakkabılarımın sesi duyulurken kliniğin koridoruna çıktım. Geçen ki günlerde hastaneye gelmediğim için birkaç arkadaşım meraklanıp bir sorun olup olmadığını sormuştu. Onlara tabi ki sevgilim bir kavgaya karışıp hapise girdi diyemeyeceğim için sorun olmadığını söyleyip geçiştirmiştim.

Çıkış kapısına yürürken karşıdan gelen Sehun'u görmemle yavaşladım. O da elindeki telefondan başını kaldırarak beni gördüğünde yüzünde silik bir gülümseme oluşmuştu.

"Çıkıyor musun?"

Karşımda durarak sorduğu soruyla kafamı salladım. "Evet. Sen? Daha buradasın anlaşılan..."

Yorulmuş gibi oflayarak güldü. "Önceki seans uzadığı için diğer hastanın görüşmesi gecikti."

Anlayarak ona şakacı bir ifadeyle baktım. "Seni tutmayım o zaman. Zaten yorgun gözüküyorsun."

"Lisa." Birden adımı seslenmesiyle kaşlarımı kaldırdım. "Benle konuşurken çekinir gibi davranma lütfen."

Bunu beklemediğim için ilgiyle ona baktım. Bir şey dememe kalmadan konuşmaya devam etti. "Yani her şeyden önce biz arkadaşız... Sana hislerim olduğunu söylemiştim ama bunu aşmaya çalışıyorum. Eskisi gibi değil, belki de aştım." Gülümsedi. "Dün akşam birisiyle buluştum. Uzun süre sonra ilk kez kendimi mutlu ve farklı hissettim. Anlayabiliyor musun?"

Yüzümdeki yumuşak ifadeyle ona bakmaya devam ediyordum. Bu konuşmayı yapması çok iyi olmuştu çünkü her seferinde onun kalbini kırmaktan korkarak davranmak beni zorluyordu. "Belki de senin için doğru kişi o dur?"

"Belki de." Nefesini verdi. "Sadece rahat olman için yapıyorum bu konuşmayı. O çocukla mutlu olduğunu görebiliyorum, seni gerçekten seviyor. Diğer arkadaşlarına nasıl davranıyorsan bana da öyle davranabilirsin. Yaşanan birkaç şeyin arkadaşlığımızı bozmasını istemiyorum. Geçmişte kalsın."

"İyi ki varsın." diyerek gülümsedim. "Sana gerçekten değer veriyorum Sehun ve bunu öylesine söylemiyorum. Hayatına seni mutlu edecek birinin girmesi en büyük dileğim çünkü sen en iyisini hak ediyorsun. Ve teşekkür ederim bu konuşmayı yaptığın için."

"Rica ederim Lisa. Sonra görüşürüz yine, dikkat et kendine."

Sehun'la ayrılarak arabama ilerlerken kendimi daha huzurlu ve rahatlamış hissediyordum. O gerçekten iyi birisiydi ve mutlu olmayı hak ediyordu. Arabayı çalıştırarak yola çıktım. Sihyeon'la buluşacağımız kafe buraya yakın olduğu için acele etmiyordum.

Onu kandırmak basit olmuştu. Taehyung'dan gizlice telefon numarasını aldığım için kendi telefonumdan ona mesaj atmıştım. Taehyung'un yakın bir arkadaşı olduğumu ve Taehyung'la ilgili bir olay olduğunu söyleyip merakını toplamıştım. Adını ise Taehyung'dan birkaç kere duyduğumu ve bu yüzden rehberinden onun numarasını aldığımı söylediğimde tamamen ikna olmuştu.

sweet little lies Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin