Geceleri içime çöken kasvete çözüm bulamazdım.Gece ne kadar bense,bir o kadar da ben değildi.Ayın odama vuran ışıkları ne kadar beni geceye bağlasa da,o ışıkların odamı tamamen aydınlatmaması bu kasvetin sebebiydi.
İçime çöken huzursuzlukla,bu seferde sola döndüm.
Uyuyamıyordum.
Ondan ayrıldığımdan beri içimdeki sesler susmamıştı.Ne demek istiyordu,ne yapıyordu bilmiyordum.Zorluyordu, beni gerçekten zorluyordu.Ördüğüm duvarlara dayanmış, yıkmaya çalışıyordu ama buna izin veremezdim.
Onu bıraktıktan sonra evime gelmiştim.Eksik olan bazı eşyalarımın boşluğunu, onun sayesinde gelen yeni eşyalar kaplamıştı.İnce düşünceliydi."Ben kötüyüm"tavrında takılan erkeklerden değildi,ama bir o kadarda değişikti.
Uyuyamıyordum çünkü kafamın içi doluydu.Uyuyamıyordum çünkü korkuyordum.Ben aslında karanlıkta kalmakta değil,o karanlığın içinde yalnız başıma kaybolmaktan korkuyordum.
Geceyi binbir düşünce içinde, sürekli korkarak sıçradığım için toplasan dört saati bulmayan bir uykuyla geçirmiştim.
Ertesi günü ise sabahın köründe telefonumun çalmasıyla uyanmıştım.Arayan Jennie'ydi."Akşama Kai ile birlikte gece kulübüne gideceğiz ve sende geleceksin itiraz istemiyorum!Kaç gündür birlikte dışarı bile çıkmıyoruz.Ben sana saat ve konumu mesaj atarım."daha sonra ise kapatmıştı.Ben ise duraksasam da kabul etmiştim.Çünkü kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.Ya da kafam zaten dağınıktı ve toplamaya ihtiyacım vardı?
Bugün izin günümdü.Akşama kadar bir şekilde vakit geçirdim işte.Odamı topladım, kendime bakım yaptım.Müzik açarak mutfağı topladım.Bir şekilde akşam etmiştim vakti.Kısa bir duş alarak üstümü giydim.Beyaz bir askılı giyerek altına siyah bir etek giydim.Saçlarımı açık bırakarak dudaklarıma vişneli bir parlatıcı sürdüm. Birkaç takı takarak telefonumu elime aldım.Arabamla kendim gidecektim.Jennie beni almayı teklif etsede yolları bana ters düşüyordu o yüzden böyle bir şeye gerek yoktu.
Evden çıktığımda,bu evden en son çıktığımda başıma gelen şeyi hatırlamamla tüylerim diken olmuştu.Hırsızların talan ettiği evim şimdi o hâlde olmasada korkuyordum işte.Ne kadar güçlü durmaya çalışsam da savunmasız, zayıf bir kızdım.O gün o vakit bu evin içinde olabilirdim ve zarar görebilirdim.Kötü düşüncelerden kurtulmak için kafamı iki yana sallayarak evden çıktım.Arabaya bindiğimde,en son arabaya Taehyung'la bindiğim an aklıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet little lies
FanfictionKim Taehyung yalan söylemeyi severdi. Psikoloğu Lalisa Manoban ise ona inanmazdı. Bir gün Taehyung doğruyu söyleyecekti fakat Lalisa ona inanmamayı seçecekti. Kim Taehyung | Lalisa Manoban