Kitap hâlâ kütüphanenizde duruyor mu bilmiyorum ama umarım bildirimi alırsınız. Sll için kısa, özel bir bölüm yazdım iyi okumalar.🖤
❄️
Elimi tutan sıcak eli daha iyi kavrarken, düşmemek için adımlarımı dikkatli ve yavaş atıyordum. Yanımda duran ellerin sahibi ise bu yavaşlığıma rağmen bir şey demiyor fakat arada oflamayı ihmal etmiyordu.
Duraksayarak ona baktım. "Oflama Taehyung."
"Oflamıyorum. Önüne bak düşeceksin." Soğuktan burnu ve dudakları kızarmıştı. Bu görüntü gülümsememi sağlarken yürümeye devam ettim. Mekandan içeriye girdiğimizde yüzüme vuran sıcaklıkla içeriyi inceledim. "Geciktik mi? Çok kalabalık duruyor burası."
"Aslında gecikmedik ama on dakikadır içeriye girmeye çalıştığımız için gecikmiş sayılabiliriz bebeğim. Topuklu ayakkabı giymen gerekli miydi?"
Ona baktım. "Sence bu kombinin altına babet mi giyseydim Taehyung?"
Yüzü haylaz bir ifadeye büründü. "Sen ne giysen yakışır."
Hemen yumuşayarak güldüm. "Öyle mi?"
Kafasını salladı. "Şımardın anında. Gel hadi, annemler şurada." El ele gösterdiği masaya yürüdüğümüzde Bayan Kim ve eşi gülerek bizi izliyorlardı. Yanlarına vardığımızda Bayan Kim bana sarıldı. "Hoş geldiniz canım. Geciktiniz biraz?"
Taehyung bunu bekliyormuş gibi hızla konuştu. "Girişte biraz sorun yaşadık anne." Konuşmasına ben devam ettim. "Yerler biraz buzlu olunca," dedim. "Ayrıca Tae arabayı yavaş sürdü."
"İftira." Ciddi bir şekilde bana baktığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. İçerisi sıcak olduğunda üzerimdeki kabanı çıkararak sandalyenin arkasına bıraktım. Taehyung sandalyemi çektiğinde ona bakarak oturdum. "Teşekkür ederim hayatım."
"Rica ederim sevgilim." Ne kadar da beyefendi.
Yanıma oturduğunda annesi gülerek bizi izliyordu. Babası ise etrafı. Uzun saçlarımı dalgalandırmıştım. Üzerime buz mavisi uzun kollu büstiyer, altıma ise aynı renk bir etek giymiştim.
"Çok güzel olmuşsun Lisacığım."Bayan Kim yumuşak sesiyle bana bakarak konuştuğunda gülümsedim. "Teşekkür ederim. Siz daha güzel duruyorsunuz." Bay Kim gülerek eşine baktığında, Taehyung kolunu benim sandalyeme uzatarak bana yaklaştı
"Evet benim güzelimsin neyse ki." Siyah dalgalı saçları alnına dökülüyordu. Üzerinde de siyah bir takım vardı. O kadar yakışıklıydı ki. Isınmış olmalı ki burnunun kızarması geçmişti.
Elini tuttuğumda parmaklarımla okşadım. "Öyle mi?" Diye mırıldandım. Elimdeki elini bacağımın üzerine bıraktığımda işaret parmağımı elinin üzerinde gezdirdim. "Sen de benimsin." Dedim kısık bir sesle. "Ve çarpaz masadaki kız geldiğimizden beri sana bakıyor. Bunu ona göstermemi ister misin?" Kulağına fısıldamayı keserek yanağından öptüm.
Geri çekildiğimde hiçbir şey olmamış gibi gülümsedim. "Ellerin hâlâ soğuk. Bacağımı üşüttü."
Gözlerini yumarak nefesini verdi. "Herkesin içinde kontrolümü kaybetmemi sağlayacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet little lies
FanfictionKim Taehyung yalan söylemeyi severdi. Psikoloğu Lalisa Manoban ise ona inanmazdı. Bir gün Taehyung doğruyu söyleyecekti fakat Lalisa ona inanmamayı seçecekti. Kim Taehyung | Lalisa Manoban