Karşımdaki adam öylece gözlerime bakarken,ona nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum.Sadece odaklanmış bir şekilde gözlerime bakıyor,koyu kahve gözlerini kırpma gereği bile duymuyordu.
"Bay Taehyung"diye sesimi yükselttim.Nihayet gözlerini kırptığında sorar şekilde bana baktı."Buraya isteyerek gelmediğinizi biliyorum fakat böyle susarak bir şeyleri çözüme kavuşturamayız.Biliyorsunuz değil mi?"
Tepki vermedi.Elini cebine sokarak bir şey çıkarttığında,derin bir nefes alarak onu izledim.
Cebinden çıkardığı şey sakız mıydı?
Ambalajını açarak sakızı ağzına attığında şaşkın bakışlarla onu izliyordum.Bu adam buraya beni sinir krizi geçirttirmek için mi gelmişti.Ya da getirtilmişti...
Sinirden kızardığımda halime acımış olmalı ki nihayet konuştu."Benim çözüme kavuşacak bir sorunum yok Bayan Manoban"
Ve ilk yalan dedi içimdeki ses.İlk yalanını söyledi...
"Pekala sorununuz yok.Öyleyse geçen hafta yaşadığınız olayı nasıl açıklayacaksınız?"
Kaşlarını çattı."Ne?"
Ukalaca güldüğümde sandalyemi alarak oturduğu koltuğun yakınına bıraktım.Sadece onu incelemek istiyordum.Mimiklerini daha detaylı görmek, gözlerini daha iyi incelemek...
"Anneniz geçen hafta sizle tanıştırmak istediği kızı odaya kilitlediğinizi söyledi"
Şaşırdı ama kısa sürdü."Ne olmuş yani"
"Sizce bu normal mi?"
Sakızını patlatarak arkasına yaslandı.Gözlerini kaçırırken-büyük ihtimal telaşlanmış olmalıydı-nefes alış verişleri hızlanmıştı.
"Onunla konuşmak falan istemiyordum.Ayrıca sapık gibi bana dokunmaya çalışıyordu."
Açıklamasıyla gülecek gibi olsamda bunu durdurdum.Şu an işimi yapmaya çalışıyordum ve ciddi kalmam lazımdı.
"İnsanların sana dokunmasından hoşlanmıyor musun?"
Bakışlarını bana dikti."Hayır.Durmadan bana soru sormalarından da hoşlanmıyorum"imalı şekilde konuşmasıyla oturduğum yerden ayağa kalktım."Peki nelerden hoşlanırsınız?"
"Sessizlikten"
"Nelerden hoşlanmazsın?"
Ayağa kalktığında bana doğru iki adım atarak kafasını yüzüme doğru eğdi.Bu ani hareketine karşılık istemsizce yutkundum.Ne yapıyordu bu adam?
"Sessiz olmayan şeylerden.Anlamışsınızdır umarım Bayan Manoban."göz kırptığında arkasını dönerek iki adım attı fakat bir şey unutmuş gibi tekrar bana döndü.
İlgiyle onu izlerken elini cebine sokarak bir şey çıkarttı.Yere sarkan elimi avucunun içine aldığında elime bir şey koyarak avucumu kapattı."Sinirini alır"
Sırıtarak uzaklaştığında ona seslendim.
"İnsanların size dokunmasından hoşlanmadığınızı söylemiştiniz."
Kapının kulpunu açtığında kafasını bana doğru çevirdi."Evet ama benim onlara dokunmamdan hoşlanmadığımı söylemedim"
Daha sonra ise kapıyı çekerek odadan çıktı.
Arkasından bakakalırken elime bıraktığı şeyi hatırlamamla elime baktım.Alayla güldüğümde bu adamın ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum.
Elime bıraktığı şey sakızdı.
Giriş bölümü gibi düşünün;)
Birden bu kurgu aklıma geldi yazmak istedim,oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Özellikle bol bol yorum!
❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet little lies
FanfictionKim Taehyung yalan söylemeyi severdi. Psikoloğu Lalisa Manoban ise ona inanmazdı. Bir gün Taehyung doğruyu söyleyecekti fakat Lalisa ona inanmamayı seçecekti. Kim Taehyung | Lalisa Manoban