İyi okumalar......
Valizleri yerleştiren korumalara son kez bakıp kafamı yan tarafa çevirdim. Bartın biriyle birşey konuşuyordu. Kafasını sallayıp telefonu kapattı ve bana çevirdi bakışlarını. O an göz kırpıp 'hayırdır' dedim. O ise omuz silkip 'birşey yok' demişti. Gözlerimi devirip son valizi yerleştiren korumaya bakıp arkama döndüm ve eve doğru baktım. Her ne kadar istemesem de bu dört günde bize yuva olmuş, kollarını açmıştı bu ev. Ve şuna evladını evledirip son vedayı yapan anneler gibi hissediyordum.
Sırayla arabaya yerleştiğimizde kemerimi takıp kafamı cama yasladım. Oldum olası yolculuktan nefret etmişimdir ve şuan bir an önce yolculuğun bitmesi için dua ediyordum.
Ara sıra açtığımız şarkıyı Mina ile eşlik ederken Bartın'ın bize gülerek baktığından haberim yoktu mesela. Ona doğru dönüp baktığımda fark etmiştim. O an gerçekten kısa bir süreliğine aile kavramını hissetmiş ve bu anın bitmesini istememiştim...
Derince esneyip yan tarafıma baktım. Pür dikkat yola odaklanmış, bir eli direksiyonda diğer eli çenesinin altında araba sürüyordu. Arada dikiz aynasına bakıp tekrar yola bakıyordu. Yola çıkalı 4 saat olmuştu ve ben acayip sıkılmıştım ve daha çok mesafe vardı tatil yerine.
Oflayıp telefonu aldım elime başka çarem yoktu. Ama şans ya çekmiyordu. Geri kilitleyip yerine koydum. Bartın sol elini çenesinden çekip direksiyonu kavrarken, sağ eliyle yanı başımdaki su şişesine uzanmaya çalıştı. Ondan önce atılıp alırken kapağını açıp ona verdim. O ise bana bakarken çoktan suyu içmiş bana uzatmıştı.
"Sağol."
"Araba sürüyorsun dikkatin dağılmasın diye şey ettim ben." dedim kendimi açıklamaya çalışırken. Kendine gel Şimal! Bu liseli ergen tavırları da neyin nesi?
"Birşey demedim sakin ol!" dedi sırıtırken.
"Ne münasebet birşey dediğini mi ima ettim ben. Hem sen bana laf yetiştirmek yerine yola odaklansana!"
"Kıvırma kıvırma hemen." dedi bezgin bir ifadeyle.
Kafamı 'He he' dermiş gibi sallayıp sudan bir yudumda ben aldım. Baya sıcak olmuştu burası. Yerine koymaya yeltenirken hala bana baktığını fark ettim. Kafamı salladım.
"Yanlış suyu içtin."
Yanlış su mu? Elimde ki su şişesine bakıp dikkatle inceledim. Neresi yanlıştı?
"Anlamadım? Yanlış su derken suyun yanlışı doğrusu mu var?"
"Benim su şişemden içtin Şimal onu diyorum." dedi.
Onun su şişesi!
Hayır yani aramızda bir su şişenin lafınımı yapacağız.
"Olabilir bir daha ki sefere dikkat ederim."
"Trip mi atıyorsun sen şimdi?"
"Ne tribi ya... Trip atmak ve ben ciddi misin?"
Evet atıyordum.
Ama asıl sorun neden veya ne için attığımı bilmiyordum.
"Yo atıyorsun. Hayır kötü birşey de demedim ama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralardaki Hüzün (Hüzün Çiçeği Serisi/1)
Teen Fiction... Hayat onun üzerinden kumar oynuyor. O ise bir seyirci gibi kenarda izliyordu. Arkasına dönüp babasına baktı. Yüzünde merhamet namına bir duygu beslemeyen o adama. Baba beni duyuyor musun? Bak kızın artık bir şey başardı. Küçükken senden hiçbi...