İyi okumalar......
"Bunun için dediğin Meltem benim en doğal hakkım ama o hak benim elimden alındı. Olaya birde benim tarafımdan bakmayı ne dersin?"
Söylediklerimden sonra bir süre susan Meltem oturduğu koltuktan hafif yan dönüp bana bakmıştı. Anlamıyorlardı ve anlamayacaklardı.
"Kuzum bak haklısın ben sana haksızsın demiyorum ki sadece elinde bir umut var değil mi? Ve ayrıca bu dünyanın sonu da değil. Baktınız olmadı mı bir çocuk sahiplenirsiniz hem o sabiyi mutlu edersiniz hemde siz mutlu olursunuz."
"Ya Bartın istemezse? O vakit ne yapacağım. İlla benim kanımdan olacak diye diretirse ne diyeceğim ben peki?"
"Bartın abinin öyle bir şey diyeceğini sanmıyorum. Adam sana bakarken bile sakınıyor."
"Aynı şey değil!"
"Aynı şey. Seviyorsa seni her halinle kabullenecek. Sen demiyor muydun bana telefonda çok anlayışlı diye eminim bu konuda da sana anlayışla karşılayacaktır..."
Cümlesinin sonunda derin bir nefes alıp bir kaç dakika sustu. Ben ise onun söylediklerini düşünüyordum. Bana uyardı olmuyorsa bir evlat edinir onu kendi evladım yerine bağrıma basardım. Ama Bartın o ister miydi? O da benim gibi bağrına basabilir miydi?
"Doktor sana bir daha anne olamazsın demedi kuzum anne olma ihtimalin sadece diğer sağlıklı anne adaylarına nazaran düşük dedi."
"Yüzde kırk beşlik bir dilim."
"Tedavisi vardır illa. Tıp çok gelişti baktınız olmuyor mu başka çareler var. Sakın Şimal bir delilik yapayım deme. Ben seni tanıyorum kaş çizeyim derken göz çıkarma!"
En fazla ne yapabilirdim ki? Bu evliliği bitirir Bartın'ı terk ederdim. Yada bir anda ortadan kaybolur izimi kaybettirirdim. İkisi de aynı sonuca çıkıyordu. Baba olma duygusu ile yanıp tutuşan bir adama ben bir evlat vermedikten sonra onun o duyguyu yaşamasını engelledikten sonra nasıl mutlu mesut yaşayabilirdim?
"Kesin sonuç belirtmediler ama doktor bile kesin bir sonuç veremiyor."
"Olmuyorsa vardır bir hayır ha kuzum birde bu yandan bak. Allah (c.c) bir kapıyı kaparsa bin kapıyı açarmış. Belki bu bir imtihandır. Sonucu daha güzel bir şeye vesile olacak. Hem benim Selma teyzemi biliyorsun hiçbir sıkıntısı olmadığı halde 10 yıl uğraştılar. 10 yıl sabrettiler ama sonunda kavuştular Batuhan'a. Sende biliyorsun kendi kulaklarınla duydun."
Biliyordum. Kadın ağladıkça bizde ağlamıştık. Tam umutlarını yitirdiği anda almışlardı evlatlarını kucağına. O süreci teker teker anlatmıştı. Eşiyle neredeyse boşanma evresine geldiklerini, evdeki huzursuzluğu herşeyi anlatmıştı.
"Yani demem o ki bir an önce konuş Bartın abiyle. Bak gözü açık biri başkasından öğrenirse daha kötü olur. Senden öğrenmesi daha doğru."
Kafamı sallayıp onayladım. Konuşacaktım onunla ama ya benden giderse? Ya beni istemezse o zaman ne yapacaktım ben.
Dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamamı yuttum. Nefret ediyordum ağlamaktan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralardaki Hüzün (Hüzün Çiçeği Serisi/1)
Teen Fiction... Hayat onun üzerinden kumar oynuyor. O ise bir seyirci gibi kenarda izliyordu. Arkasına dönüp babasına baktı. Yüzünde merhamet namına bir duygu beslemeyen o adama. Baba beni duyuyor musun? Bak kızın artık bir şey başardı. Küçükken senden hiçbi...