İyi okumalar......
Uyan! Uyan ve sevdiklerin için savaş. Onlar için ayakta dur ve onlar için hayatta kal... Zihnimde yankılanan sözler kapalı bilincim harekete geçiriyordu.
Omzumun sol tarafında bir sızı vardı ve ne olduğunu, neler olup bittiğini hatırlamıyordum. Kafamı Yaslandığım yerden hareket ettirip dudağımı yaladım. Susamıştım ve bedenim bitkin düşmüştü. Gözlerimi açıp etrafıma bakmaya çalıştım ama bulanık olan görüntü buna engel oluyordu. Bir kaç kez gözlerimi kapatıp açtım ve bulanık olan görüntüyü yok saymaya çalıştım. Bir kulübedeydim.
Kan!
Kan vardı. Sağ kolumu dirseğime götürüp tutmaya çalıştım ama hareket ettikçe canım acıyor hareket etmekte zorlanıyordum. Ne olmuştu, nasıl gelmiştim ben buraya? Neler olmuştu burada?
Dişlerimi sıkıp acıyan kolumu düşünmemeye çalıştım. Artan dakikalarda daha çok acımaya ve uyuşmaya başlamıştı. Burada çıkmam lazımdı. Sağ kolumla yerden destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım ama acıyan sol kolum buna engel olmuştu. Son bir kez daha deneyip ayağı kalktım ve kenarda ki tahta rafa tutundum. Kalkmam ile dönen başım bir anda dengemi bozmuş ve bir ayağımın yere çökmesini sağlamıştı. Sol kolumu yere düşmenin etkisiyle rafa çarptığımda acıyla bağırdım.
Elimi sol omzuma götürüp baktığımda daha da çok kanadığını fark ettim. Dudaklarımı bir birine bastırıp tekrardan rafa tutundum ve destek alarak ayağı kalktım. Küçük bir kulübe gibiydi ve yerdeki samanlıktan anladığım kadarıyla eskiden kümes gibi bir yerdi. Sağ ayağımı atıp kapıya yaklaşmaya çalıştım her adımım da omuzumum sarsılıyordu. Elimi kapı kulpuna koyup aşağıya indirdiğimde yavaşça açılan kapıyı avuç içimle ittim ve karşımdaki manzaraya baktım.
Siktir!
Bir adım atıp kulübeden çıktığımda yerde kanlar içinde yatan adamlara baktım. Neler olmuştu burada böyle? Etrafıma bakıp nerede olduğumu kestirmeye çalıştım ama ormanlık bir alanda 2 ölü ile birlikteydim.
Buraya nasıl gelmiştim ben?
....
8 Saat Önce
"Ben seni çok iyi anladım Patrick yarın Türkiye'de çıkış yapmış ol aksi takdirde ben olacaklardan sorumlu değilim."
Son noktayı koyup telefonu kapattım. Ben yüz vermiştim ona. Ben müsaade etmiştim böyle davranmasına. Telefonu yatağa atıp arkama döndüm ve banyoya girdim. Kapıyı kapatıp musluğun önüne geldiğimde aynadaki yansımama baktım. Ben bu değildim. Bu olamazdım.. Musluktan akan suyun altına iki elimi koyup dolmasını sağladım ve yüzüme çarptım. Tekrardan aynaya baktığımda kendi yansımamın arkasında sırıtarak bana bakan beni gördüm. Kafamı yana eğip iyice aynaya yaklaştım.
Yansımamın arkasında sırıtan ben konuşmaya başlamıştı.
"Duyguların seni ele geçirmiş."
Geçirmiş miydi? Ellerime baktım bu ellere kaç kişinin kanı bulaşmıştı. Kaç kişinin sonu olmuştu.
"Kendini, özünü unutmuşsun!"
Kafamı sallayıp arkama döndüm ve banyoda göz gezdirdim kimse yoktu. Aceleyle musluğu bir kez daha açıp yüzüme su çarptım. Halüsinasyon mu görmeye başladım ben... Kapının bir anda çalması ile yerimde sıçradım. Elim korkudan atan kalbimin üzerine giderken kapıya bakmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralardaki Hüzün (Hüzün Çiçeği Serisi/1)
Teen Fiction... Hayat onun üzerinden kumar oynuyor. O ise bir seyirci gibi kenarda izliyordu. Arkasına dönüp babasına baktı. Yüzünde merhamet namına bir duygu beslemeyen o adama. Baba beni duyuyor musun? Bak kızın artık bir şey başardı. Küçükken senden hiçbi...