Bilgilendirme; "Bölüm Şimal ve Bartın'ın çocukluk anılarından başlıyor. Şimal'in 5, Bartın'ın ise 9 yaşında olduğu zamanlar."
İyi okumalar.
...
Dudağımı iyice büzüp elimdeki siyah saçlı bebeğime iyice sarıldım. Küçük birşey istemiştim neden kızmıştı ki bana? Dolu dolu gözlerle ona baktığımda bana bakmadığını fark ettim. Burnumu çekip ağlamaya başladığımda anında kafası bana dönmüştü. Bir süre bana baktıktan sonra kafasını yukarıya kaldırdı ve derin bir nefes verdi.
"İşini iyi biliyorsun yemin ediyorum. Biliyorsun sana olan zaafımı hemen kullanıyorsun istediğin olmayınca."
Huysuzca konuşunca daha çok ağlamaya başlamıştım. İstemiyordum artık işte. Gitsin başka kızlarla konuşsun! Ona bakıp omzumu kaldırdım.
"İnatçı keçi!"
Tekrardan omzumu kaldırdım ve bir ayağını yere vurup ona bebeğimle vurdum.
"Sensin o!"
"Tamam ağlayıp durma! Başka birşey iste yapayım olmaz mı?"
Kafamı sallayıp ağlamama devam ettim. Ben onu istiyordum bir kere!
"Ben onu istiyorum ama banane."
"Şimal!"
Ona diklenip daha çok ağlamaya başlamıştım.
"Bartın!"
Bana yan bir şekilde bakmaya başladığında ağlamam artmıştı. Hadi Şimal, hadi başaracaksın. Anlını kaşıyıp sağ elini uzattı bana!
"Tamam ver hadi. Ama bak bu son anladın mı? Bune ya her gün her gün elbise giyemem ben!"
Heyecanla kafama sallayıp yerde örtünün üzerinde duran beyaz elbisemi ona verdim. Arkamı dönüp giyinmesini beklerken bebeğime bakıp gülümsedim. İşte bu kadardı. Ne olduğunu anlamadan bir anda kapşonumdan tutulup arkaya çekilmiştim. Kafamı arkaya çevirdiğimde Bartın bana huysuzca bakıyordu.
"Yardım et bana! Şu fermuarı çek."
Dediğini yapıp fermuarı çektim. Bana döndüğünde yerimde iki kez zıplayıp ona sarıldım.
"Teşekkür ederim Bartın."
"Önemli değil de elbise giyince ne oluyor ben onu anlamıyorum!"
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Çok tatlı oluyorsun ki ya, ondan valla bak!"
Kafasını sallayıp geri çekildi. Üzerine bakıp yüzünü buruşturduğunda gerçekten ben istedim diye giydiğini bir kez daha anlamıştım. Sert bir şekilde elbisesini silkip yere serili örtünün yanına gidip oturdu. Bende onu takip edip yanına oturdum.
"Küs müsün bana?"
Kafasını iki yana sallayıp somurtkan bir yüzle bakmaya başladı bana.
"Ben sana küs kalamam ki. Sadece kızgınım o da birazdan geçer merak etme. Bir yolunu bulur yine sevdirirsin sen kendini!"
Sırıtmaya başladığımda üzerinde ki elbiseye baktım. Tam bir gelin olmuştu tek fark erkek olmasıydı. Elimle dudağımı kapatıp gülmeye başladım.
"Bak ya birde kıkır kıkır gülüyor. 5 dakika giyer çıkarırım tamam mı?"
"Tamam ya amma mızıkçılık yaptın. İstemiyorum işte şimdi çıkar."
"Tamam birşey demedim. Hemen alınma!"
Omzumu kaldırdım banane yapmasaydın. Yerde tabağın içinde duran çileği alıp yemeye başladım. Bartın'da uzandığında kaşlarımı çatıp eline vurdum. Bir anda bana bakınca dudağımı yalayıp ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralardaki Hüzün (Hüzün Çiçeği Serisi/1)
Novela Juvenil... Hayat onun üzerinden kumar oynuyor. O ise bir seyirci gibi kenarda izliyordu. Arkasına dönüp babasına baktı. Yüzünde merhamet namına bir duygu beslemeyen o adama. Baba beni duyuyor musun? Bak kızın artık bir şey başardı. Küçükken senden hiçbi...