Bilgilendirme * Bölüm Şimal'in geçmişinden başlıyor. *İyi okumalar....
....
Geçmiş
*Los Angeles - Kaliforniya / 2018*
Suçluluk duygusu ile eğdiğim kafamı karşımdaki adamın söyledikleriyle kaldırdım. Söylediklerini kulağı duyuyor muydu? Yoksa bu bana oynanan bir oyun muydu? Yabancı ülkede tanımadığım insanların yanında kaldığım yetmezmiş gibi birde bu mu çıkmıştı başıma!
"Söylediklerimi kabul etmekten başka bir seçeneğin yok hanımefendi! Ben ne dersem onu harfi harfine uygulamak zorundasın, itirazsız anlatabildim umarım!"
Karşımda yabancı dille konuşan adama anlamsız bir şekilde baktım. Ne diyordu bu ya! Neyi yapmak zorundaydım ben?
"Benimle bu şekilde konuşamazsınız. İlk önce nezaket kurallarını öğrenin derim zira bana karşı aldığınız tavır çok kaba!"
Adam kahkaha atıp karşımdaki sandalyeye oturdu. Bu yaptıklarına kaşlarım çatık izlemek ile yetiniyordum. Elini masaya koyup hafif eğildi.
"Öyle mi? Sizde ilk önce şunu öğrenin benim olduğum yerde nezaket kuralları olmaz. Sabırlı biri değilim ve siz şuan acayip sabrımı zorluyorsunuz! Babanız ile bu şekilde anlaşma yapmamıştım oysaki, kendisi, sizin hakkınızda söz dinleyen birisi olduğunuzu söylemişti."
Gözlerimi kapattım. Ne için gelmiştim buraya nelere şahit oluyordum.
"Bakın beyfendi-"
Aniden ayağı kalkıp yanıma geldi çenemden tutup kafamı kaldırdığında gözlerinin içine baktım. Öfkelenmişti..
"Asıl sen bak küçük! Senin gibi küçük toy kız çocuklarıyla işim yok. Bana cesur biri lazım anladın mı? Ya kabul et- ki etmek zorundasın çünkü imzalar çoktan atıldı şu dakikadan itibaren benim öğrencimsin... O yüzden ona göre davran beni kışkırtma! Anladın mı?"
Cevap vermemem ile çenemi biraz daha sıkmıştı. İçimden 3'e kadar sayıp ani hareketle adamın kolunu ters büktüm. Bu tepkimi beklemediği için hazırlıksız yakalanan adam derin bir yakarış koparıp küfür etmişti. Kolunu biraz daha büküp ayağına tekme attım. tek dizi yere çökerken kısık sesli birşey mırıldanıyordu. Saçını tutup kafasını geri ittim. Yüzünü yüz hizama getirip kafamı omzuma yatırdım.
"O zaman sende kulaklarını aç ve beni iyi dinle! Seni uyardım benimle bu şekilde konuşma diye ama sen takmadın. Sen yada bir başkası fark etmez kimse bu şekilde bana bir eşyaymışım gibi davranamaz. Davrandırtmam!"
"Bitch! "
Kafasını daha çok çektim.
"Anlamadım ne dedin?"
"Bırak baş belası tamam ne dersen tamam!"
Kafasını geri itip bir adım geri gittim. Böyle adamı dize getirirlerdi.
"Adam ol böyle!"
Bir eliyle destek alıp kalkarken kafasını kaldırıp bana baktı. Ayağı kalktığında ilk sendelemiş sonradan koltuğa tutunup dengesini sağlamıştı.
"Seni eğiten kişi güzel eğitmiş. Beni bile bu şekilde etkiz hale getirdiğine göre senden harbi güzel adam olur?"
Kaşlarımı çattım hala adam diyordu!
"Kabul ettiğimi hatırlamıyorum."
"Et yada etme dediğim gibi imzalar çoktan atıldı."
Sinirle bir adım attım. Adam elimde kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralardaki Hüzün (Hüzün Çiçeği Serisi/1)
Teen Fiction... Hayat onun üzerinden kumar oynuyor. O ise bir seyirci gibi kenarda izliyordu. Arkasına dönüp babasına baktı. Yüzünde merhamet namına bir duygu beslemeyen o adama. Baba beni duyuyor musun? Bak kızın artık bir şey başardı. Küçükken senden hiçbi...