Kapı, benden biraz kısa hafif kilolu güler yüzlü bir kadın tarafından açıldığında bu tonton teyzenin Kuzey'in bahsettiği Zeliş teyze olduğunu anlamıştım.
''Hoş geldiniz çocuklar buyurun buyurun..''
Zeliş teyzenin sıcak karşılamasını ''Hoş bulduk..'' diye yanıtlayarak içeriye bir adım attığımızda onun hemen arkasından ''Yehuuuuuuu Yiğit'im geeeeldiiiiiii..'' diye cırtlak sesle küçük bir kız koşturmuştu bize doğru. Pardon Ali'ye doğru. Küçük kız çocuklarının genç erkek aşkı örneği.. Aman ne güzel..
Kardeşi olmayan tek çocuklar ne kadar çocuk severdi bilmiyordum ama ben pek sevmezdim. O yüzden umarım bana bulaşmazdı.
Ali, elindeki poşetleri yanına bırakıp ona doğru koşan kız çocuğunu kucakladı. ''Naber böcük?..''
Ben onun bu sorusuna istemsizce gülerken küçük kız kollarını Ali'nin boynuna dolayıp bana baktı. ''Ne gülüyorsun sen? Ben Yiğit'in böcüğüyüm..'' diye dil çıkararak bunu söyledikten sonra bakışlarını Ali'ye çevirdi.
''Bu kim canım? Niye seninle geldi?''
Eyvah eyvah küçücük çocuk dövecektim..
Ben öyle nezaket olsun diye iyi de davranamazdım. İnşallah elimden bir kaza çıkmazdı.
''O benim ve abinin arkadaşı Mina'cığım.. Adı Elis.. Birlikte ders çalışmaya geldik..''
Ali'nin yaptığı bu açıklama üzerine içimden ben soru sorsam böyle adam akıllı cevap vermezsin dizime gelen çocuğa açıklama yapıyorsun demiştim. Haklıydım değil mi?..
Kız tip tip bana bakarken Ali onu yere indirmişti. Zeliş teyze üzerimizdeki ceketleri almış Ali'nin yardımıyla poşetleri mutfağa geçirmişti. Kuzey'le Meriç de salondan bize seslendiler.
''Buradayıııız gelin..''
Koala Mina, beni ittirip Ali'nin yanında bacağına tutunarak yürüdüğünde tekme atıp fırlatmamak için kendimi çok zor tutmuştum. BAK ÇOCUK!
Sonra bir an kendi kendime gülüp saçmalama İrem çocuk 6 yaşında sakinleş biraz diye duruldum. Sonuçta Kuzey'in kardeşiydi. Küçücüktü. Biraz daha sakin olabilirdim. Yani inşallah.
Salona girdiğimizde Kuzey kardeşine dönüp ''Mina sen Zeliş teyzenin yanına gidiyorsun.. Buraya gelmek yok demedim mi sana prenses?..'' demişti.
Meriç, Mina'ya gülümseyerek bakıyordu ama Mina, bir bana bir ona öldürecek gibi bakıyordu.
Bir 6 yaşındaki kızla kapışmadığımız kalmıştı. Müthiş müthiş..
''Ama abi! Yiğit geldi.. Onu bu kızla yalnız bırakamam..'' diyerek parmağıyla beni işaret ettiğinde ben hariç herkes gülmüştü. Gülmeye çalışarak kıza doğru eğildim.
''Merak etme ben onun yanına bile yaklaşmam..''
Ali bana ters ters bakarken kız da kollarını önünde bağlamış memnun bir yüz ifadesiyle ''Aferin..'' demişti.
Tövbe estağfirullah...
Biz, daha doğrusu ben küçük kızla uğraşırken Zeliş teyze salona geldi. ''Kuzey oğlum ben Mina'yı alıp Türkan hanımlara gideyim.. Onlar Bora'yla oynar. Siz de rahat rahat ders çalışırsınız.. Babanla annen de geç geleceklermiş.. Bir ihtiyacınız olursa arayın beni oldu mu?''
Zeliş teyzenin söylediklerinin üzerine Kuzey ''Tamamdır Zeliş teyzem..'' derken Mina sesli düşünmeye başlamıştı. ''Off kararsız kaldım ben.. Bora'yla oynamak da çok güzel.. Ama Yiğit'im de burada.. İkisi de yaşışıklı.. Ne yapsam?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Oyun
Teen Fiction"Sen.. sen bana verilmiş en güzel hediyesin Elis.." demişti çocuk. Kızın da gözleri dolmuştu şimdi. Öksürmeye başlamıştı hastalığının verdiği dürtüyle. Çocuk ona telaşlı gözlerle bakarken toparlandı. "Seni çok seviyorum.." dedi Elis, çocuğun yanağı...