Babamın konuşmasının üstüne Ali de ben de heyecandan sesimizi çıkaramamıştık. Salondakilerin anlamaması için babam bizi harekete geçirip aşağı indirmişti. Olayın şokunu atlatmaya çalışıp muhabbetlere katıldık.
1-2 saat muhabbet edip daha yakından tanışma evrelerini atlatınca ertesi gün hem iş hem okul olduğundan müsaade isteyip gitmişlerdi.
Onlar gidince ortalığı toparlamıştık. Ama babaannem babamın da benim de mutfağa girmemize izin vermemişti. Kendi halledecekti yine. Tabi durum böyle olunca da babamla baş başa kalmıştık. Yüzüme bakıp güldükten sonra odamı işaret etmişti. Uygun adım marş marştı o zaman..
Odama girip kapıyı kapattık. Yatağıma oturduğum gibi saatlerdir suçlu hissetmemin verdiği baskıyla döküldüm.
"Baba yemin ederim ilk sana anlatacaktım ama çok utandım zaten dün gelişti her şey.. Ben ilk defa olunca biraz.."
"Elis'im.. Dur bakalım dur.." diye araya girmişti babam. Dudağımı ısırarak bakışlarım önümde söyleyeceklerini bekledim.
"Bir kere utanmanı anlıyorum. Yani babanım ben senin küçük hanım.. Çekin biraz benden tabi.. Ama başını kaldır bakalım.."
Bakışlarımı babama kaldırdım. Karşımdaki tekli koltukta dirseklerini dizine dayamış ellerini önünde birleştirmişti. Benimle ciddi konuşacağında yapardı bunu. Ve bu hareketi bana kendimi büyük ve önemli hissettirirdi. Nedenini bilmesem de..
"Babalar hisseder.. Evine bıraktığımız gün anlamıştım.." diye devam ettiğinde heyecanla atladım.
"Hayır hayır baba o zamanlar hiçbir şey yoktu yemin ederim.. Hatta.."
Babam bu kez gülerek durdurdu beni. "Elis tamam biliyorum kızım.. Yani hissettiğim aranızda bir şey olacağıydı.. Bak benim güzelim.. Yaşın çok küçük.. En deli çağlarınız.. Yiğit'e aşık olman ve buna şahit olmam tarifsiz bir duygu.. Bunu sana izah edemem. Annenle bugünün hayalini çok kurduk o daha sana hamileyken.. Ona sözüm, sana bu konuda hiç karışmamak. Sen benim en kıymetlimsin. Senden tek beklentim her zamanki İrem Elis olman. Zaten benim kızım neyi nasıl yapacağını bilir.. Utanmanı ve bu yüzden anlatamamanı da anlıyorum. Hatta bunun için Meriç'le bu denli samimi olup ona içini açabildiğin için çok mutluyum. Ama biliyorsun baban ne zaman istersen yanında ve ne zaman istersen seni dinler.."
Babamın ağır ağır yaptığı konuşmasını gözlerim dolarak dinlemiştim. Bir şey diyemeden yanına gidip sımsıkı sarıldığımda gözyaşlarım düşmesin diye gülerek şakalar yapmaya başlamıştı.
"Ama tabi o kadar detaylı da dinleyemem.. Ben kız babasıyım şimdi Yiğit'e kötü şeyler yapmak zorunda kalmayayım.. Herkes sınırını bilecek bak.."
Belki de o kadar şaka değildir emin olamadım..
"Nasıl anladın ki sen?" diye sordum birden. İkimiz de gülüyorduk.
"Babalar.." dediğinde "anlar.." diye tamamladım onu. Bu duygusal ve tatlı konuşmamızın ardından biraz da günler sonra başlayacak basketbol turnuvasından konuşmuştuk. Gün değerlendirmesi ve Ali'nin ailesini de konuştuktan sonra babam saçlarımdan öperek odamdan çıkmıştı.
Ben de Ali'ye ve Meriç'e konuştuklarımızı kısaca anlatıp uykuya dalmıştım.
🏀🏀🏀
Sabah alarmla gözümü açtığımda gülerek uyanmıştım. Çünkü aklımda tabi ki Ali vardı. Demek aşık olmak gerçekten böyle bir şeydi. Yerimden fırlayıp hazırlanmaya başladım. Dans ederek hazırlanmak ve ben? Vay be aşk nelere kadirdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Oyun
Teen Fiction"Sen.. sen bana verilmiş en güzel hediyesin Elis.." demişti çocuk. Kızın da gözleri dolmuştu şimdi. Öksürmeye başlamıştı hastalığının verdiği dürtüyle. Çocuk ona telaşlı gözlerle bakarken toparlandı. "Seni çok seviyorum.." dedi Elis, çocuğun yanağı...