19

6.9K 436 67
                                    

Kulaklığımı çıkarıp tek kaşım havada ne diyeceğini bekledim.

"Oturabilir miyim?" diye gülümseyerek sorduğunda her ne kadar yalnız kalmak istesem de hayır diyememiştim. "Tabi."

Hemen yanıma sırtını yaslayarak oturduğunda bir eliyle dağınık saçlarını düzeltmişti. Sonra kaşları çatık bir şekilde sargılı elime baktı.

"İyi misin ne oldu eline?"

Sesi gereğinden fazla mı telaşlı çıkmıştı bana mı öyle gelmişti?

"Önemli bir şey değil ya.."

Saçımı kulağımın arkasına alarak yüzüne baktığımda hala aynı telaşlı ifadesiyle elime baktığını gördüm. Gerçekten bir parmak incinmesi bu kadar büyütülecek miydi? Hem de bir kere karşılaştığım bu çocuk tarafından bile?

"Selim'di değil mi?" diye konuyu değiştirmek için gülümsemeye çalışarak sordum.

"Evet.. Semih filan dememene sevindim."

"Semih ne alaka ya?"

Söylediğinin üzerine anlamadığımdan gülerek karşılık verdiğimde o da gülmüş ve "Ne bileyim hatırlamaz da başka bir isim sallarsın sanmıştım. Sabah ki olay etkiledi herhalde beni." demişti. Allah'tan jetonum erken düşüyordu. Sude meselesini görmüştü büyük ihtimalle o yüzden dalga geçerek konuyu açmıştı. Ben gülerken o devam etti.

"Sormak bana düşmez zaten tanımıyorsun beni hiç.. Henüz tanımıyorsun diyelim.."

Elini ensesinde gezdirirken gözleri de bendeydi. "O yüzden şunu söylemek istedim. Yiğit'le aranızda bir şey varsa da yoksa da Sude sana pek rahat vermeyecek.."

Gerçekten mi ya?

"Selim.. Tesadüfen ilk kez oturup muhabbet ediyoruz ve gerçekten bunları mı konuşacağız?" diye gülümseyerek konuyu değiştirmek için bir hamle yaptığımda şaşkın ama bir o kadar memnun bir ifadeyle bakmıştı yüzüme. Belli ki onun da asıl konuşmak istediği bu değildi.

Saçlarını bir kez daha eliyle düzeltip konuşmaya hazırlandığında reklam arası gibi durup durup karşıma çıkan Sude yine yanı başımızda belirmişti.

Acaba sinirden kendi saçımı mı yoksa onunkileri mi yolsam?

"Selim sen bir müsaade et canım.." diyerek Selim'e işaret verdiğinde Selim sadece ayağa kalkmış ve Sude'ye bakarak "Etmiyorum." demişti.

İçimde çok kötü şeyler olacağına dair bir his olduğunda yanılmak için dua etmiştim. Sakince kulaklığımı çıkararak cebime koymuş olduğum yerden kalkmıştım.

Sude, Selim'e dönük şekilde cırlamaya başladığında sesimi yükseltip kimseyi başımıza üşüştürmemek için sakince "Sude derdin ne? " diye sordum. Selim'in üstünde olan gözleri beni ve sonrasında sargıdaki elimi bulmuştu.

"Konuşmayı geçtin sen. Dokunmalar takılmalar.. Ben sana ne dedim yeni kız?"

Sude sinirle bana doğru iyice yaklaştığında gözlerim bize doğru hızla gelen Ali'yi bulmuştu.
Selim Sude'nin kolundan tutarak "Sude sakin olur musun?" diye yatıştırmaya çalıştığında bir şey söyleyip söylememek arasında gidip geliyordum. Kız kavga çıkarmak istiyordu kesin. İstediğini vermeli miydim?

"Sude!"

Ali yanımıza ulaşıp Sude'yle aramıza girdiğinde içinde olduğumuz durum iyice canımı sıkmaya başlamıştı.

"Bir dakika ya.. Bir açılır mısınız?"

Ali'yi de Selim'i de kenara çekilmeleri için uyardığımda bakışlarımı Sude de sabitledim.

"Söyle derdin ne senin?"

Herkes sessizce beni dinlerken Kuzey ve Meriç de koşarak yanımıza gelmişlerdi. Arkalarından da Egemen..

Daha var mıydı ya gelecek?

"Söyler misin Sude? Daha ilk haftadan gelip bana abuk subuk konuştun ben de sana söyleyeceğimi söyledim. Ne yapacaksın? Her seferinde gelip bana böyle hesap mı soracaksın ya da kavga mı edeceğiz?"

Kimse çıt çıkarmadan beni dinlerken kimin ne tepki verdiğini göremiyordum çünkü gözlerim Sude'ye öyle bir takılmıştı ki..

Dişlerini sıkarak bana doğru bir iki adım attığında Ali hareketlenmişti. Elimle durması için işaret verdiğimde gözleri elimdeki sargıya kaymıştı.

Tam o anda ben ne olduğunu anlamadan Sude'nin eli sargıdaki elimi bulmuş var gücüyle sıkmaya başlamıştı. Olayın şoku ve parmağımın acısıyla dudaklarımın arasından küçük bir çığlık kaçtığında ortalık karışmıştı.

Sude "Çok canını yakacağım senin yeni kız!" diye bağırarak bana ulaşmaya çalışıyor Egemen'se onu tutmuş sakinleştirmeye çalışıyordu. Meriç cırlayarak bir beni kontrol edip bir Sude'ye saydırıyordu. Selim diğer yanıma gelmiş eli omzumda nasıl olduğumu sorarken Kuzey'se "buz buz" diye bağırınıyordu.

Tüm bu karışıklığın arasında sağ elimde hissettiğim el beni çekiştirmeye başlamıştı.

Piknik tüpü herkesin arasından beni nereye götürüyordu şuan acaba?

Son OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin