Son Oyun

56

Gelen yorumlardan bir kaç tanesi arasında kararsız kaldık ama baktık ki sizin de bir yoruma +1'leriniz gelmiş biz de yapıştırdık

Yorum atan herkese teşekkürler..

Eline sağlık @mavimsiimor  ❤️

🏀🏀🏀

''Beni aşkla tanıştıran, bana aşkı en güzel haliyle yaşatan Sevgilim.. Her şey için teşekkür ederim.. En çok da beni bu kadar güzel sevdiğin için. Kalbimdeki tüm boşlukları varlığınla doldurduğun için. İyi ki varsın Ali.. Hep yanımda ol..''

Koç gelmeden önce Ali'ye bunları söylemiştim. Derin bir nefes eşliğinde tüm cesaretimle parmak uçlarımda yükseldim. Hızlı hareket etmeye çalıştığımdan afallamıştım ama dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.

Olduğu yerde kaldığında ben de hâlâ daha tuttuğum nefesimle alt kata indim. Ahmet'e hızlıca el sallayıp kontrol ede ede hiç durmadan koşmuştum. Kaldığımız eve ulaştığımda kapıyı çaldığım gibi Sera açmıştı. Beni bekliyordu herhalde..

Heyecanlı bakışlarına karşılık gülerek içeriye girdim. Pınar bile deli gibi heyecanlıydı. Merak seviyesi arş-ı âlâya çıkınca ben de dayanamayıp hemen telefonumu elime aldım. Tabi ki Kızılcığım da duyacaktı her şeyi.

Meriç telefonu neredeyse çalmadan açtığında hepimiz gülmüştük. Telefonu yanı başımıza sabitleyip olanları anlatmaya başladım.

🏀🏀🏀

Gece, Meriç'in bize görüntülü olarak eşlik ettiği 1 saatlik dedikodu saatimizden sonra Sera ve Pınar'la biraz daha muhabbet etmiş ve yataklarımıza dağılmıştık. Hayatımın en güzel günü bitmişti. Eee bir sonu olacaktı tabi...

Şimdi de doya doya Ali'yi izleyeceğim bir maç günündeydik. Bugün bizim maçımız yoktu. Rahat rahat erkek takımını izleyebilecek ve sonrasında biraz serbest kalacaktık. Akşam üzeri de koç kısa bir antrenman yaptırıp rakibimize göre oyun planını anlatacaktı.

Kız takımı olarak yerimizi aldığımızda tam karşımıza eski okulumun takımı yerleşmişti. Alilerin maçının galibi onlarla maç yapacaktı yarın. Bu yüzden izlemeye gelmişlerdi. Dün burada olup olmadıklarını bilmiyordum ama bugün hem erkek hem kız takımı olarak tam karşımdaydılar.

Gözlerim kaçamak halde hepsinin yüzünde gezdiğinde garip hissetmiştim. Özlememiştim onları ama kaçasım da yoktu. Beni pek sevmemeleri, o zamanlar kabuğundaki yabani kız olmam çok umurumda değildi şuan.

Gider ayak bana laf sokmaya çalışan Buse.. Her fırsatta halimi hatırımı soran Zehra.. Bana kafa tutan ve genelde benimle maç yapmak isteyen erkek takımından çocuklar.. Hepsine sırayla baktıktan sonra hiçbiriyle göz göze gelmeden Ali'nin yanına inmeye karar verdim.

Sevgilime bir başarılar dilemeyeyim mi? 1.90'lık piknik tüpüme?

Pınar'la Sera'ya hemen geleceğimi söyleyip yerimden kalktım. Takım, soyunma odasından salona geçerken Ali'yi görüp koluna yapışmıştım.

''Piknik tüpü..''

''Ufaklık..''

''Hazır mısın?''

Sağ eliyle yanağımı okşamıştı gülerek.

''Senin için oynayacağım.. Hazırım..''

Elini tutarak gülümsedim ben de.

''Başarılar sevgilim sana güveniyorum..'' diyerek sarıldığım sırada karşımda Buse'yle Fatma'yı görmüştüm. İkisi de şokla bana bakıyorlardı. Ali'den ayrılıp onları görmezden gelerek yürümeye başladım. Ali de Ahmet'le beraber salona girmişti. Tribüne çıkmak için merdivenlere yöneldiğimde Buse yanıma koşmuştu resmen.