28

6.5K 399 59
                                    

Aşağıdakilerin binmesi için yukarıda beklerken elimi büyük bir utançla Ali'nin elinden çekmiştim. Utandığımı anladığı için acımış olacak ki çok yumuşak bir ses tonuyla "Daha iyi hissettirecekse elimi sıkabilirsin Elis.. Gözlerini de kapa korkarsan.. Bir şeyler düşünmeye çalış çabuk biter.." demişti.

Yükseklik korkum yoktu şuan durumlar iyiydi. Yani bu 30 metrelik alet hareket etmediği sürece her şey yolundaydı. Ama 360 derece dönerken ne yapardım bilmiyordum.

Ayarsız cesaretimin bedelini ödüyordum işte ne güzel!

Ali'nin söyledikleri üzerine gözlerine baktım. Söylediklerinde ciddi olması dalga geçmemesi beni biraz rahatlatmıştı. Elini önüme doğru uzattığında bir an kalakalmıştım.

Belki de kırkıncı kez soruyordum kendime. Bu çocuk nasıl hem bu kadar uyuz hem de bu kadar ince ruhlu olabiliyordu ki?

Eli hala önümdeyken devam etti. "Madem rahatsız oluyorsun böyle aletlerden ne diye inatlaşıyorsun benimle ufaklık?"

Gerçekten yardımcı olmak istiyordu be. Madem korkuyorsun bile dememişti. Bir şey söylemeden önüme uzattığı elinin bileğini yakaladım. Birkaç saniye içinde de dönmeye başlamıştık.

Ölüm gibi bir şey oluyordu!

Gözlerimi kapatıp Ali'nin bileğini daha çok sıktım. Daha 16 yaşındaydım ya ölemezdim!

"Elis, Sude seni sorduuu.."

Ali'nin biz 360 derece dönerken zar zor bağırarak söylediği şey üzerine vücudumun her yerindeki kan birden sadece beynime toplanmıştı. Sinirden kendimi kaybettiğim sırada Ali tekrar bağırdı.

"Tutma kendini baaaağııııır.."

Onun anlamakta zorlandığım cümlesinin üzerine gözlerimi açıp derin bir nefesle deli gibi bağırmaya başlamıştım. Boğazım acıyana kadar yüzüm uyuşana kadar bağırdım elim hala Ali'deyken.

Sayamadığım turlar bittiğinde inme vaktimiz gelmiş sonunda platform ayaklarımıza değmişti. Şuan kazağımla aynı renk olduğuma emindim.

Aynı görevli çocuk gelip güvenlik ıvır zıvırlarını çözdüğünde kendimi güç bela merdivenlere atmıştım. Ali hemen yanımda bana bakıyordu.

"İyi misin Elis?" diye yüzüme eğilerek sorduğunda "Hemen ikna oluyorsun.. İnsan binme der.. Bir sorar daha önce bindin mi? Nelere bindin? Fırlayıp gitseydim.. Bayılsaydım.. Bileğini sıkarken koparsaydım? Bir de Sude diyorsun! Sude ne? Beni mi sordu o?"

Üstümdeki korkuyu atmaya çalışırken saçmaladığımda Ali kocaman gülmüş elini omzuma yavaşça yerleştirmişti.

"İyi değilsin gel bir oturalım şuraya.." diyerek banklardan birine oturttuğunda ters bir bakış atmış sonra sakinleşmek için gözlerimi kapatıp arkama yaslanmıştım.

"Kafan dağılsın bağırıp rahatla diye uydurdum." dediğinde onu takmadan sakinleşmeye çalıştım.

Biraz sonra kendime geldiğimi hissettiğimde gözlerimi açıp olduğum yerde doğruldum. "Şimdi ben bir oyuncak seçeceğim.." dedim. O sırada Ali'nin telefonu çalmıştı. Kuzey arıyordu. Telefonu açıp olduğumuz yeri tarif ettiğinde onları beklemek için olduğumuz yerde kaldık.

Ben yine sinirle gözümü kapatmış arkama yaslanmıştım. Biraz sonra Ali'nin elini kolumda hissettiğimde aynı anda konuştu.

"Yarın Pars'la tanışıyorsunuz.."

Söylediği şey üzerine doğrulup yüzüne ters ters anlamaya çalışarak baktığımda gözleri ileriye dalmış gülüyordu. Baktığı yere gözlerimi çevirdiğimde şoka girmiştim.

Son OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin