054...: Kızılcık
Meriç kaşlarını çatıp mesaja girdiğinde Kuzey'in fotoğrafını görmüştük. Şaşkınca bana baktı.
"Fındık.. Ne oluyor? Bismillah."
Her zaman olduğu gibi eli ayağına dolaşmıştı. Heyecanlandığında gerçekten kendini kaybediyordu bu kız. Ben daha bir şey diyemeden sordu.
"Ne yazayım? Ne? Ne diyeceğim? Efendim?"
Hem onu sakinleştirmek hem de gülmek için yalandan triplere girmiştim.
"Nasıl kızılcık yazar ilk mesajda? Bir kere sen benim kızılcığımsın."
Ben böyle söylediğimde Meriç gülmüştü ama hala o kadar heyecanlıydı ki ciddi olduğumu düşünüp açıklamaya başlamıştı. "Tabi ki senin kızılcığınım kesin ne diyeceğini bilememiştir işte samimiyet olsun diye öyle şey yapmıştır.."
Gülümsemem bu sözleri üzerine iyice büyüdükten sonra birlikte derin bir nefes almıştık. "Sarı yaz sen de.." dedim Ali'nin ona öyle hitap ettiğini hatırlayarak. Meriç de sanki asrın icadını yapmışım gibi bana baktıktan sonra hemen ellerini telefonunun klavyesine götürmüştü. Sarı yazarak cevapladığı mesajdan sonra numarasını kaydetmek için kişi eklemeye girdiğinde bir süre öylece durdu. Nasıl kaydedeceğini düşünüyordu tabi ki.
"İstersen bakmayayım belki özel bir isimle kaydetmek istersin.. Çekinme.." diyerek güldüğümde, panikle koluma vurmuştu.
Bir şeyler yazdıktan sonra telefonu bana hiçbir şey olmadığına ikna etmeye çalışır gibi göstermişti. Resmen kankalık görevimi yapıp onunla dalga geçmemem için çocuğu Kuzey Akyol Okul diye kaydetmişti.
"Oooo bu kadar resmiyseniz tamam. Asla bir şey olamaz aranızda.." diye alayla ellerimi havaya kaldırdığımda Meriç de biraz olsun kendine gelmiş ve gülmeye başlamıştı. Beklenen itiraf gelecekti şuan ondan biliyordum.
"Ya Fındık bu çocuk beni çok etkiledi ya.. Neden bu kadar etkiledi ki? İlk defa görmüyorum sonuçta.."
"Meriç herkes ilk görüşte aşık olacak değil ya.. Hem seninki birkaç gün üst üste denk gelmeniz ve Kuzey'in atak olmasının sonucu küçük bir hoşlantı.." diyerek daha çok iyi tanımadan kendisini kaptırmaması için telkin etmiştim Kızılcığımı. Çünkü bizim yaşımız için gayet normal olan bir şey vardı. Kankanın yorumları ve söyledikleri hissettiklerini çok etkilerdi. Ben de Meriç'in kontrollü hareket etmesi için duygularını şimdiden coşturmak istemiyordum.
Hem Kuzey'i kendinden çok yukarda görüyordu Meriç. Önce özgüvenini sağlamamız gerekiyordu. Tabi bir de Kuzey'in varsa duygularını yoksa da bu kadar adım atmasının sebebini çok iyi anlamamız lazımdı. Ben bunları düşünürken Meriç de Kuzey'in sonrasında yazdıklarını ve ona verdiği cevabı okutmuştu bana.
Kuzey Akyol Okul: Kızılcık
Meriç: Sarı?
Kuzey Akyol Okul: Vaaay güzel karşılık ajxjjdjf
Kuzey Akyol Okul: Ben şey diyecektim
Meriç: Şey olabilir mi? İrem'in numarasını ondan habersiz Yiğit'e verdim. Sana da sormadan numaranı aldım. Bunlar için özür dilerim?
Şokla Meriç'e dönmüştüm. Yiğit Ali bana mesaj attığında bunu gülerek karşılamıştı. Kuzey onu takip ettiğinde heyecandan delirmişti. Beğenilere yorumlara çıldırmıştı hatta. Şimdi bu ciddi tavrı ve sorgusu da neyin nesiydi? İstemsizce gülerek sordum. "Meriç bu sonuna kadar doğru ama bir o kadar da yersiz çıkışını neye borçluyuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Oyun
Teen Fiction"Sen.. sen bana verilmiş en güzel hediyesin Elis.." demişti çocuk. Kızın da gözleri dolmuştu şimdi. Öksürmeye başlamıştı hastalığının verdiği dürtüyle. Çocuk ona telaşlı gözlerle bakarken toparlandı. "Seni çok seviyorum.." dedi Elis, çocuğun yanağı...