Ben: Nerdesin?
xakaybulut: Nasıl yani
Ben: Ne nasıl yani
Ben: Neredesin geldin mi Mudanya'ya
xakaybulut: Geldim de hayırdır
xakaybulut: İlk defa ilk mesajı sen attın kskdkeke
Ben: Ya cevap versene sen deli misin nesin kakekxkrkdkd
xakaybulut: meydandaki emlak ofisindeyiz arkadaşla
Ben: Yıldız Emlak mı?
xakaybulut: Aynen
Ben: Arkadaşının işi daha sürer mi?
xakaybulut: İrem ufaktan benimle mi buluşmaya çalışıyorsun smkdekkdke
Ben: Karşında bir kafe var girişte sağdayım
xakaybulut: Ne kaldkekd
Ben: Geliyor musun?
xakaybulut: Neee
Ben: ?
xakaybulut: Geldim geldim
Kuzey'in söylediği şeyin üzerine sadece gülmüş ve yarım saat sonra babam aramış gibi yapıp yanlarından ayrılmıştım. Emre onlarla takılacak, hatta akşam Kuzeylerde kalacaktı. Meriç'le de gece bizim evde buluşmak üzere sözleşip ayrılmıştık. Zaten yarın tekrar buluşurduk kendimi zorlamayacaktım.
Yanlarından ayrıldığımdan beriyse kendimde değildim. Saatlerce konuşmak istiyordum ama tek kelime edesim de yoktu. Ağlamak istiyordum ama gözlerim bile dolmuyordu.
Ben 2 buçuk yıl önce İstanbul'dan Bursa'ya taşınmış ergenin biriydim. Filmlerde izleyebileceğimden daha eğlenceli zamanlar geçirmiş, hayallerimin ötesinde bir aşk yaşamıştım. Bu aşk böyle bir sonu hak etmemişti ya!
-Sen neden durdurmadın Ali'yi Elis?
+Giden gitmiştir iç ses
-Gittiği gün de bitmiş midir Elis?
+evet
-Gerizekalı mısın Elis?
+aynen
-Gittiği gün bitmedi değil mi Elis?
+Hiç bitmeyecek galiba iç ses...
Şimdi de sırf kafam dağılsın diye ilk aklıma geleni yapmış Bulut'u yanıma çağırmıştım. Biraz bencillik etmiştim belki ama durduramamıştım kendimi. Hâlâ şaka olmasını dilediğim bir gerçeği kafamdan atmak istiyordum çünkü.
5-10 dakika içinde Bulut masamın başındaydı. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Ben de zorlanarak gülümsedim.
"Hoş geldin.." dediğimde dudağının kenarı yukarı kıvrılmış bir şey söylemeden karşıma oturmuştu. Birkaç saniye sonra konuştu. "Sizinkilerle olacaktın? Erken mi dağıldınız?"
"Aynen.. Nasılsın?" derken yine zorla gülüyordum. Bence gayet başarılıydım iyi gibi görünmekte.
"Sen dağılmış gibisin.." dedi içimi okurcasına. Şaşkınlıkla gözlerim ona çevrildi. "Yoo.. Ne alaka?.." dedim inandırıcılıktan zerre kadar uzak bir tavırla. Başarılı filan değilmişim..
"Bir şey mi oldu güzellik?"
Sesinin tonundaki anlayış gözlerimin dolmasına sebep oldu. Neden bana anlayışla sorulan bir soru bile Ali'yi hatırlatıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Oyun
Teen Fiction"Sen.. sen bana verilmiş en güzel hediyesin Elis.." demişti çocuk. Kızın da gözleri dolmuştu şimdi. Öksürmeye başlamıştı hastalığının verdiği dürtüyle. Çocuk ona telaşlı gözlerle bakarken toparlandı. "Seni çok seviyorum.." dedi Elis, çocuğun yanağı...