"Elis'im uyandın mı müsait misin?"
Saçlarımı düzene sokmaya çalışırken babam kapımı çalmış seslenmişti. Ağrıyan parmağım yüzünden tek elle saçımı toplamak dünyanın en zor işi olabilirdi herhalde. Debelenirken babama karşılık verdim.
"Murat usta yetiş!"
Babam yalancı imdat çağrıma karşılık odama hızla daldığında aynanın karşısında çırpınan halime gülerek karşılık vermişti. ''Elis bu ne hâl kızım dur canın yanacak söyleseydin ya..'' Yanıma gelip elimdeki tarak ve tokayı aldı ve arkama geçti.
Gülümsedim.
Bir an İstanbul'daki evimize gitmişti aklım. Sabahları nadiren de olsa babam odama gelip saçlarımı yapmaya çalışırdı. Her ne kadar mükemmel bir iş çıkmasa da o yaptığında gece yatağıma girene kadar dokunmazdım saçıma.
Aynadan birbirimize bakıp gülümsedik. O da hatırlamıştı biliyordum.''Şimdi Murat Usta'nın sihirli ellerinden çıkacak modele odaklanıyorsunuz Elis Hanım..''
Babam, tarakla saçlarımın yanlarını alarak tepemden toparlamaya çalışırken sanki dünyanın en ince işini yapıyormuşçasına özenli ve dikkatliydi. Kafasını bir an kaldırıp aynadan yüzüme baktığında ''Makyaj mı yaptın sen ne o ne o?'' diye sormuştu gülerek.
''Yüzüme resim çizdim baba..''
''Bak bak maymuna bak..''
Güldükten sonra saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Dünyanın en şefkat dolu bu hareketine karşılık huzurla gülümsedim.
Babam saçımı tepeden toplamayı bitirdiğinde aynadaki yansımama baktım. Hiç fena sayılmazdı. Sanki bu defa altından kalkmıştı bizim koca adam. Elimle önlerden birkaç tutam çıkartıp yüzümün önüne düşürdüğümde gayet iyi göründüğümü fark edip mutlu olmuştum.
''Saçımı akşama kadar açmayacağım biliyorsun değil mi yakışıklı?..'' deyip babamın yanağına bir öpücük kondurduğumda ''Eline dikkat ediyorsun Elis tamam mı?" diyerek sargılı elime usulca bir öpücük bırakmıştı o da.
Babam odamdan çıktığında hazırladığım çantamı ve komodinimin üstündeki telefonumu aldım. Kızılcığıma mesaj atmalıydım. Geç uyumuştuk erken kalkabilmiş miydi acaba? Ben baya dünyanın sonuymuş gibi erken uyanmıştım da..
Ben: Kızılcık günaydııın uyandın değil mii
Kızılcık: Heyecandan uyuyamadım 4'e kadar
Kızılcık: Ve heyecandan çok erken uyandım ne oluyor bana fındık?
Ben: Eyvah eyvah
Kızılcık: Sen daha yatakta mısın?
Ben: inanmayacaksın ama 7'de uyandım
Ben: Eyeliner bile sürebildim. Babama saçımı toplattım hazırım ve daha servise 10 dakika var
Kızılcık: Eyy kıyamet kopman yakındır...
Ben: Hadi gel de beraber buradan binelim servise
Kızılcık: Mükemmel fikir koştum
🏀🏀🏀
"Fındık servisteler mi şuan sence he? Belki uyanamamışlardır? He? Ne diyorsun?"
Servis tam önümüzde durduğunda Meriç heyecanla saydırmaya başlamıştı. Bir an sanki ben de heyecanlanmıştım ama ne alakaydı ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Oyun
Teen Fiction"Sen.. sen bana verilmiş en güzel hediyesin Elis.." demişti çocuk. Kızın da gözleri dolmuştu şimdi. Öksürmeye başlamıştı hastalığının verdiği dürtüyle. Çocuk ona telaşlı gözlerle bakarken toparlandı. "Seni çok seviyorum.." dedi Elis, çocuğun yanağı...