72

2.5K 224 81
                                    

Kimseden çıt çıkmazken asansörün kapısı kapanmış ve aynı sessizlikle saniyeler içinde 3.kata ulaşmıştık. Uğradığım şoku ne zaman ve nasıl atlatırdım bilmiyordum ama şimdilik sessiz kalmayı tercih etmiştim. Ali de Emre de tek kelime etmiyordu. Emre etmezdi evet.. Her ne kadar Sude meselelerini bilse de fotoğraflardan tanısa da şu an ona düşmeyen lafları sarf edecek kabalıkta biri değildi. İyi ki de değildi çünkü şokta olduğum kadar dokunanı yakacak derecede de öfkeliydim.

Ali'nin yüzündense iki ifade okunuyordu. Bunu nasıl başarıyordu bilmiyordum ama hem sakin hem telaşlıydı. Muhtemelen hiçbir sorun olmadığını söyleyecek kadar sakin, bana bu konuyla ilgili tek kelime etmediği içinse telaşlıydı.

Kapıyı sertçe tıklattığında birkaç saniye beklemiştik. Açılan kapının arkasında bu saatte uyanmasına hayret ettiğim Kuzey vardı. Beni görür görmez kocaman gülümsemiş ve Ali'yi kenara ittirip sıkıca sarılmıştı.

"Aman da fındık gelmiiiiş.. Hoş gelmiş.. İlk misafirimiz miymiş? Senin için uyandım valla.."

Şokumu bir kenara bırakmaya çalışarak karşılık verdiğimde omzumun üstünden Emre'yi de selamlamıştı.

"Ooo Emre sen de hoş geldin.. Geç geç.. Nabersin ya?"

Ayaküstü selamlaşma faslımızın ardından Kuzey sürprizime onu ortak etmediğim için söylenip durmuştu. Egemen ara ara bana laf atıyor ama Emre'nin burada oluşundan rahatsız olduğu için doğal davranamıyordu. Ben her ne kadar ortama adapte olmaya ve ayak uydurmaya çalışsam da Sude'yle karşılaşmamızı atlatamamıştım. Herkesin içinde de Ali'yle tartışmak istemiyordum.

Ulan uzun zaman sonra bir güzel gün geçirdik ya hemen ağzımıza sıç hayat...

Kuzey sayesinde eğlene eğlene ettiğimiz kahvaltının ardından, her ne kadar kolilerin tamamını yerleştirmemiş olsalar da evi gezdirmişlerdi bize. Alt katı 2+1 üst katı 1+1 olan yeni bir daireydi. Üst katın terası da vardı. Anlaşmalarına göre üst kat Ali'nin olmuştu. İşini biliyordu Ali.

İki katın da mutfağı banyosu vardı. Odalar genişti. Ev aydınlıktı. İdeal bir aile evi olabilirdi hatta. Böyle güzel bir evde yaşayacak olmalarına sevinmiştim. Sude'yle komşuculuk da oynarlar bu güzel evde! Sus iç ses yoksa katil olurum..

Hâlâ daha kendimi sakin tutmaya çalışırken Kuzey ve Egemen yetenek sınavına gitmek için hazırlandılar. Egemen'e bol şans dileyip yolculayacağımız sırada Emre de kahvaltı sırasında İpek'le buluşmak için anlaştıklarını söyleyip onlarla çıkmıştı. Biliyordu bir fırtına kopacaktı. Burada olmaması yararınaydı. İpek'le buluşacak olmasınaysa sakinleşince sevinecektim.

Kapı kapanıp başbaşa kaldığımızda Ali'ye bir şey söylemeden üst kata çıktım. Odasına girip kolilerde göz gezdirdim. O bir şey söylemeden tek kelime edemeyecek gibiydim. Kolilerden birini açtım. Bölümüyle ilgili aldığı kitaplar çıkmıştı içinden. Tek tek çıkarıp, yatağının başlığının yaslandığı duvara monte edilmiş raflara yerleştirmeye başladığımda Ali'nin ayak sesleri odanın kapısına ulaşmıştı.

Elime geçen kitabın kapağına baktım.. Veterinerlik Biyoistatistik... Sanki üzerinde 'Gerizekalı Sözlüğü' yazıyormuş gibi göz devirip önceki yerleştirdiğim kitapların yanına vurarak koydum. Ali'den hâlâ tek kelime duyamadığımda devam ettim.Veteriner Özel Histoloji.. "Hebebe bee hebele hebelee.." diye mırıldandım. Sanki kitap suçluydu. Onunla kavga ediyordum. Uyuz kitabı da koydum sertçe yerine. Arkasından birkaç kitaba daha aynı muameleyi yaptıktan sonra elime geçen "Suç ve Ceza" kitabında kaldı bakışlarım. Derin bir nefes aldığımda Ali de sessizliğini bozmuştu nihayet.

Son OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin