26. Bölüm

507 53 55
                                    

Jin'in elindeki fotoğrafları gördüğünde Taehyung'un aklından bir saniyede onlarca küfür geçmişti. Zamanında bu fotoğrafları yok etmesi gerektiğinde ertelediği için kendisine kızmıştı. Fotoğrafların çekildiği günden itibaren o kadar çok zaman geçmişti ki, orda olduklarını bile unutmuştu. Ayrıca Jin'in yatağına bakabileceğini asla düşünmemişti. Bir anlık panikle Jin'in elinde tuttuğu fotoğrafları elinden aldı.

"O gün kamerayı denemek için uzaktan çekim yapmıştım. Daha sonra da fotoğrafları çıkartıp buraya atmışım."

Jin şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp yapılan açıklamayı dinlediğinde hala tatmin olmamıştı.

"Beni çektiğini söyleseydin poz verebilirdim."

"Sürekli seni rahatsız etmek istememiştim..neden bu kadar şaşırdın ki fotoğraflara?"

Taehyung her zamanki gibi oyuncuydu. Konuşma becerisi sayesinde her yaptığını normal gibi göstermek konusunda ustaydı. O böyle rol yapınca, Jin bir anda aşırı tepki gösterdiğini düşündü. Bunda anormal bir şey yoktu ki...Neden bu kadar şaşırmıştı? Fazla tepki gösterdiğini anladığında bakışlarını yumuşattı ve Taehyung'a yaklaştı.

"Haklısın..bir anda fotoğraflarımı görünce şaşırdım..kusura bakma." diyerek Taehyung'un yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Çocukların eşyalarını götüreyim." dedikten sonra sessizce odadan çıktı.

Taehyung odada yalnız kaldığında derin bir nefes verdi. Az kalsın kendinden ödün verecekti.

***

Zaman ilerledikçe Taehyung ve Jin'in ilişkisi de ilerlemeye devam ediyordu. Beraber zaman geçirdikleri her vakit birbirleri hakkında daha çok şey öğreniyorlardı. Arkadaşken bilmelerine çok da  gerek olmayan özel şeylerini birbirlerine açmışlardı. Artık tamamen eski arkadaşlık günleri unutulmuş, sıfırdan tanışıp sevgili olmuşlar gibi davranıyorlardı. Birbirleri için tamamen özel olmuşlardı. Taehyung'un ilk defa bir erkekle birlikte oluşu değildi. Biseksüel olduğunu fark ettiğinden beri takıldığı birkaç kişi olmuştu. Jin'e aşık olduktan sonra bile, onunla birlikte olmasa bile aklı hep ondaydı. Seviştiği çocukların bile yüzünü kapatıp, Jin ile seviştiğini hayal edecek kadar onu istiyordu.  Neyse ki sonradan istediği tek varlık olan Jin'e kavuşmuştu. Hayallerinde değil gerçekte onun olma hissi bambaşkaydı.

Jin için ise yaşadığı her şey ilkti. Daha önceden Taehyung'u test etmek için bir erkeği öpmesinden başka hiçbir erkekle herhangi bir yakınlaşması olmamıştı. Hayatına giren erkek Taehyung olmasaydı, muhtemelen hiçbir erkeğe bakmazdı zaten. Onun erkek olarak ilgi duyduğu tek kişi oydu. Bu tamamen cinsel tercihten öte bir şeydi. O, Taehyung olduğu için kazanmıştı.

Yaz gelmiş ve okullar tamamen kapanmıştı. Jin mezun olduğu için artık lisans hayatı bitmiş olsa da, okulunda yüksek lisans yapmak için başvurmuştu. Taehyung bu durumdan memnundu çünkü Jin'in iş yüzünden başka bir ortama girmesini istemiyordu. Uzun süredir arkadaşken takıldıkları bu okulda artık gerçek sevgililer gibi gezmek istiyordu.

O yaz sessiz ve sakin geçmişti. Bir ara hepsi ailesini ziyaret etmek için ayrılsa da, kısa bir süre sonra tekrar evlerine döndüler. Jin ve Taehyung ise birbirlerinin evinde kalıyordu. Sıcak yaz günlerinde  evde dinlenip tatilin tadını çıkarıyorlardı. Akşamları ise ya beraber dışarı çıkıyorlardı ya da arkadaşlarıyla buluşuyorlardı. Böylece sıradan bir yaz geçip gitmişti. Uzun süredir beraber oldukları için ikisinin de tek ilgi odağı birbiriydi. Taehyung, Jin'e karşı her zaman ilk günkü hislerleydi. Jin ise başta öyle olmasa da zamanla Taehyung'un içine çekilmişti. Sevdiği kişi ve onu seven sadece Taehyung idi. Başka kimse yoktu. 

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin