Aradan iki hafta geçmişti. Sınav dönemi yaklaştığı için herkes kendi işleriyle meşguldü. Gündüzleri buluşup, havadan sudan konuşuyorlardı. Daha sonra hepsi dersten çıkıp evlerine dağılıyorlardı. Jin kendisini Taehyung'dan uzaklaştırmıştı. Diğerleri bunu farkında değildi çünkü onların hep bir sınırı vardı. Jin aslında Taehyung'un samimiyetini seviyordu çünkü kendini iyi hissettiriyordu. Çoğu zaman diğerlerinden görmediği ilgiyi ondan görüyordu. İki yıl içinde bu durum normalleşince aralarında asla yanlış anlaşılma olmuyordu. Jin, Min Seo'nun tavrını gereksiz buluyordu ama bir süre böyle denemek zorundaydı. Taehyung ise o zamanki öfkesini dindirmiş ve akıllıca davranmayı seçmişti.
Jimin, Jungkook ve Taehyung aynı sınıfta oldukları için sürekli beraberlerdi. Bir cuma akşamı okul çıkışı Jimin Taehyung ile birlikte biraz yürümek istedi. Jungkook işi olduğunu söyleyip onlardan ayrıldı."Eve gitmeden önce biraz dolansak ya Tae?"
"Ahh Jiminie çok yorgunum, başka zaman gitsek olmaz mı?" Taehyung okulda sürekli Jin'i gözetliyordu. Nereye gittiğinden ve ne yaptığından sürekli haberi vardı. Okuldan çıkınca ise direkt evine gidip bilgisayarını açıyor, bütün akşam Jin'in ne yaptığını izliyordu. Ritüel haline gelen bu döngüyü bozmamak için uzun süredir akşamları evinden çıkmıyordu ve kimseyi davet etmiyordu."Çok durmayacağız, seninle biraz konuşmak istiyorum."
Taehyung istemsizce endişelendi. Acaba Jimin bir şey mi anlamıştı? Her zaman onun iyi ya da kötü olduğunu ilk o fark ettiği için özellikle ondan duygularını saklaması çok zordu. Bu yüzden Jimin'e de çok yaklaşmıyordu. "Tamam ama bir saatten uzun sürmesin."Jimin gözlerini devirdi ve sadece "Olur" diyebildi.
Sıcak bahar akşamında havanın serin esintisiyle birlikte yürüdüler. Güneş yeni batıyordu ve batmadan önceki yakıcı turunculuğu ikisinin de yüzüne vuruyordu. Sessizce yürüyüp bir banka oturmaya karar verdiler. Jimin çok uzatmadan konuşmaya başladı."Bu aralar biraz değişiksin ama keyfin yerinde olduğu için bir şey yapmıyorum." Jimin bunu söylerken ona bakmıyordu. Taehyung'u sürekli izliyordu ve ruh halini hemen anlıyordu. Bir ay önce çok kötü bir haldeyken bir anda bu kadar neşelenen arkadaşında bir sorun olduğunu düşünüyordu. Onunla konuşmasa içi rahat etmeyecekti.
Taehyung ise bakışlarını yere çevirmişti. "Ben iyiyim zaten...sadece bir ara havanın etkisiyle modum düşmüştü."
"Tae, ben senin yakın arkadaşınım biliyorsun değil mi? O yüzden bana içindekileri her zaman söyleyebilirsin...asla seni yadırgamam." Taehyung hala yere bakmaya devam ediyordu. Tabiki ona bir şey söylemeyecekti. Zaten yeterince delilik yapmıştı ve arkadaşları duyarsa onla ilişkilerini kesebilirlerdi.
"Jin hyung son zamanlarda sana karşı bir soğuk sanki, fark ettin mi?" Taehyung'un Jimin'in neden Jin hakkında konuştuğundan en ufak bir fikri yoktu.
"Bu aralar sevgilisiyle sorunları var o yüzden canı sıkkın olabilir" dedi Taehyung. Konuyu geçiştirmeye çalışıyordu."Ne gibi sorunlar?" Jimin konuyu bir türlü değiştirmiyordu ve bu yüzden Taehyung'un dikkatli cevap vermesi gerekti. "Tamamen bilmiyorum ama onunla daha çok ilgilenmesini istiyormuş."
"Ahh anladım...yine de bize karşı normalken sana daha bir tavırlı gibi." Jimin düşünceli bir şekilde konuşuyordu. Grupta bir sorun olduğunda hemen anlıyordu. Aralarındaki bu durumu anlaması da gerçekten şaşırtıcıydı. Jimin'e karşı daha dikkatli olması lazımdı çünkü her şeyi hemen fark ediyordu.
O an Taehyung'un aklına bir fikir geldi. Min Seo'nun Jin'in arkadaşlarından rahatsız olduğunu biliyordu ama geçen hafta Jin'in tavırındaki sertlikte başka bir neden vardı. Jinle çok konuşmadığı için ona soramazdı ama sebebini mutlaka öğrenmeliydi. Jin'in kendisini üzdüğü kadar onun canını yakmak istiyordu. Dışardan bunu çok umursamıyormuş gibi görünse de Jin'i kendinden uzaklaştıran kim varsa canını yakacaktı. Eğer bunu isteyen Jin ise, artık onun üzülmesini umursamadan hareket edecekti. Jimin'e yapacağı teklifi içinde uzunca bir süre düşünürken aradan biraz zaman geçmişti. Jimin'in yanlış anlamayacağından emin olduğunda ise cesaretini topladı."Aslında ben de nedenini merak ediyorum ama tek başıma öğrenemem...belki sen bana yardım edersin." Jimin bir anda şaşırmıştı. "Ne gibi bir yardım?"
Taehyung kelimelerini dikkatlice seçerek devam etti.
"Ben onunla konuşamıyorum biliyorsun ve yakın arkadaşımla böyle olmak beni çok üzüyor."Taehyung neredeyse ağlayacaktı, o kadar üzgün görünüyordu ki asla rol yaptığı belli olmuyordu. Onu öyle görünce Jimin tüm samimiyetine anında inanmıştı.
"Ne yapmamı istiyorsun söyle hemen." Jimin, Taehyung üzülmesin diye o an her şeyi yapmaya hazırdı.
"Sen onla buluşup benim merak hakkımda bir şeyler soracaksın daha telefonunla beni arayacaksın ki ben de hakkımda ne söylediğini duyayım...böylece aramızı düzeltebilirim belki."Jimin bu fikri pek beğenmemişti. "Biraz fazla iş çevirmek gibi olmadı mı Tae-shi?" Taehyung masum Jimini nasıl ikna edeceğini bildiğinden konuşmaya devam etti.
"Ama başka türlü öğrenemem çünkü benimle konuşmuyor. İyiliğin sayesinde eskisi gibi olabiliriz...sen de öyle olsun istemez misin?"
Jimin ikna olmuş gibiydi. Arkadaşlıkları eskisi gibi olsun diye Taehyung'a yardım edecekti. "Tamam, hala içime sinmese de dostluğunuz için bunu yapacağım."Taehyung sonunda ikna ettiği için yüzüne bir gülümseme gelmişti. O anki mutlulukla Jimin'e kocaman sarıldı. "Sen gerçekten bitanesin. Ne kadar mutlu olduğumu tahmin bile edemezsin şu an."
Taehyung aşırı tepki gösterdiğini fark edip bir anda duruldu ve gülümsemesini yok etmek için öksürdü. Normal davranmak için kendisini çok zorluyordu.
"Artık kalkalım mı? Eve gitmem gerekiyor."Taehyung'un evinde izlemesi gereken bir filmi vardı ve saniyesini bile kaçırmak istemiyordu. Banktan kalktıktan sonra sessizce yan yana yürümeye başladılar. Jimin düşünceli duruyordu. Hala kendi içinde kararsızdı bu yüzden onu cesaretlendirmesi lazımdı. "Sen iyi bir şey yapıyorsun biliyorsun dimi? İki arkadaşın arasını düzelteceksin Jiminshi."
Jimin hafifçe gülümseyerek "Biliyorum" dedi sadece. Daha sonra en önemli soruyu unuttuğunu fark etti. "Ne zaman yapalım?""Yarın akşam ne dersin? Haftasonu zaten rahat olur."
***
Taehyung kendine imreniyordu. Beş dakikada aklına gelen bu fikirle birçok şeyi açıklığa kavuşturacaktı. Kendisine soğuk olduğu için Jin'e bir yumruk atmak istiyordu. Uzaktan izlediği bu çocuğa, uzaktan olsa bile daha yakın hissediyordu. Hiç kimsenin hatta sevgilisinin bile görmediği özel anlarına tanık oluyordu. Bu durumda istemeden ona daha çok yakınlaşmıştı. Aslında onun üzülmesini istemediği için kendi zevkini sadece uzaktan gideriyordu. Eğer araları iyi olsaydı böyle devam edebilirdi. Min Seo ile yaptıklarını, kendisiymiş gibi hayal ederek bile iyi hissedebiliyordu. Eğer Jin ona ters davranmasaydı iyi niyetini sürdürecekti ama arkadaşı istemeden onu daha çok kışkırttı ve yapacağı şeyler onu üzse bile durmayacaktı. İyi niyetli Taehyung olmayı, neredeyse bir aydır her akşam arkadaşını izlerken çoktan bırakmıştı.
Eve geldiğinde ilk yaptığı şey bilgisayarını açmak olmuştu. Görüntü ekrana gelirken üstünü değiştirdi. Jin odasında yoktu. Boş odayı izlerken bir şeyler yemeye karar verdi. Saat neredeyse gece 12 olmuştu ve Jin hala odasında değildi. "Artık başka yerlere de kamera koymalıyım." diye düşündü. Böyle boş boş beklemek canını sıkıyordu.
Neredeyse bir saat sonra ekrana bakmaktan vazgeçtiğinde koltukta uzanırken, sol tarafında sehpanın üzerinde duran bilgisayarda bir hareketlilik oldu. Jin, Min Seoyla öpüşerek dip dibe odaya girmişti. Hararetli bir sevişmenin başında gibiydiler. Taehyung git gide onları izlemekten rahatsız oluyordu. "Bu aptalın yerinde olmalıyım" diye düşündü. İçinde biriktirdiği büyük bir hırs ve nefret vardı ona karşı. İki senedir umrunda olmayan bu kıza karşı bir anda kinlenmişti. Zaten içindeki hislere, geldiği hale bir türlü anlam veremiyordu. Bu durumda olmak onu hem üzüyor hem de anlayamadığı bir zevk veriyordu. Jin'e olan hislerine ise daha sonra karar verecekti.
O an izlediği şeyler onu tekrar etkilemeye başladı. Jin'in her yerini, her zerresini tekrar görünce içinde bir hareketlenme hissetti. Onları izleyip yavaşça kendine dokunmaya başladı. Hayalgücünde, ekranda gördüğü sevişmeyi kendi yaşıyormuşçasına hayal etti. Hayalinde bile bu kadar etkileyiciyken gerçeğini kesinlikle yaşayacağına dair kendisine söz verdi.
"Uzun sürse de istediğimi alacağım" dedi kendi kendine.
O akşam isteklerini bir seviye daha yükseltti. Bundan sonra amacı Min Seo'nun yerine geçmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİN
Fiksi Penggemarİyi biri olduğunda içindeki boşluğu dolduracağını sanıyordu Taehyung. Normal olmak için kendisiyle çatışırken kendisinin bile bilmediği diğer kişiliği Seokjin yüzünden onu ele geçirmeye başlamıştı. Yıllardır süren arkadaşlıkları yön değiştiriyordu.