18. Bölüm

741 94 75
                                    


Seokjin aniden sınıftan çıktığında hızlı adımlarla
lavaboya doğru yürümeye başladı. Kendinden beklemediği bir anda verdiği bu öpücüğe kendisi de şaşırmıştı. Taehyung'u sınıfa götürdüğünde aklında sadece soru sormak varken, Taehyung'un tavırları yüzünden içinde tutmak istediği hisleri bir anda dışarı çıkarma isteği duymuştu.

Lavaboya geldiğinde hızlıca kapıyı açtı. İçeridekileri ürküttüğünü umursamayarak aynanın karşısına geçti ve yüzüne birkaç kez su çarptı. Yıllardır dostu olarak gördüğü birini öpmek her ne kadar tuhaf hissettirse de, ikinci kez onu öpmesine rağmen asla bir iğrenme hissetmiyordu. Aslında daha çok hoşuna giden şey, Taehyung'un ona karşı apaçık görülen ilgisiydi. Seo'dan bahsettiğinde bir anda suratının değişmesini, sinirlenmesini sakince izlemişti. Onu biraz çıldırmış görmek, içinde onu öpme isteği uyandırmıştı.

Aynada suratına baktığında yüzündeki kızarıklığın geçtiğine emin olduğunda derin bir nefes alarak olduğu yerden çıktı. Az önce yaşadıklarının etkisiyle hala heyecanlıydı. Koridorda yürürken karşıdan Min Seo'nun siluetini gördüğünde, bir anda geriye dönüp saklanmak istedi. Tam yapacakken kuzeninin evinde kendisine verdiği sözü hatırladı ve tüm duygusallığını gizleyerek yüzünü ifadesiz bir hale büründürdü. İyice yanına yaklaşan Min Seo ise, Jin'in karşısına geldiğinde hemen konuşmaya başladı.

"Jin biraz konuşabilir miyiz?" Seo'nun gözlerinde mahcup bir ifade vardı ama Jin artık yumuşamamak konusunda çok ciddiydi.

"Seninle konuşacağımız bir şey olduğunu sanmıyorum artık." Jin söyleyebildiği cümlelere şaşırıyordu. Eskiden olsa Seo'ya karşı asla böyle konuşamazdı. Eskiden arkadaşını da öpemezdi. Kısa bir sürede bayağı bir şey değişmiş gibiydi.

O sırada ani bir hareketle Jin'in elini tutan Seo ise yalvarırcasına konuşmaya başlamıştı. "Lütfen bak...hiçbir şey gördüğün gibi değildi...artık açıklamama izin ver."
Jin eli tutulduğunda başını aşağı çevirdi ve gülümsedi. "Ne olursa olsun başkasıyla öpüştüğün gerçeğini değiştirmiyor Seo...artık hiçbir şey anlatmaya çalışma."

Umursamaz ifadesiyle gülerek bir yandan da konuşurken, hala Seo elini çekmemişti ve Jin bunun farkında değildi. Tam o sırada Seo'nun arkasından yavaşça yürüyen Taehyung onlara doğru yaklaşıyordu. Taehyung'un geldiğini gören Jin'in yüzündeki gülümseme bir anda soldu. Taehyung yanlarından geçerken sadece donuk bakışlarıyla ikisine de bakıyordu. Bir anda gözü ellerine gitti ama hemen toparladı. Daha sonra gözleri Jin ile buluşunca, en soğuk bakışıyla gözlerinin içine baktı ve yanlarından geçip gitti. Taehyung yanlarından geçerken hala ona bakan Jin ise arkasından bakmaya devam ediyordu.

Bir anda karşısında Seo'nun olduğunu hatırladı ve hemen elini çekti.
"Beni oyalama artık. Herkes kendi hayatına baksın...benden uzak dur." dedi ve cevap beklemeden yanından uzaklaşıp sınıfına doğru yol aldı. Sınıfına girdiğinde ders hala başlamamıştı ve sırasına oturup dersinin başlamasını bekledi.

***

Akşam olup hepsinin dersi bittiğinde kampüste buluşmuşlardı. Artık 7 kişi oldukları için hepsinin keyfi yerindeydi. Birbirleriyle sohbet ederken sürekli şakalaşıp, birbirleriyle dalga geçiyorlardı. Taehyung ve Jin ise aralarında hiçbir şey geçmemiş gibi gayet doğal davranıyorlardı. İçinde oldukları durumu sadece yalnızken sürdürüyorlardı. Diğerlerinin yanında yine eskisi gibi iki arkadaşlardı.

Akşamın karanlığı çöktüğünde, hep beraber olmayı özledikleri için hala bahçede oturuyorladı. Artık güneş yerini ay'a bıraktığında etrafı sokak lambaları aydınlatıyordu. Hepsi birbirine şaklabanlık yapıp, yüksek kahkahalarla etrafı inletiyorlardı.
Tamamen yaz geldiği için hava çok sıcaktı. Meltem rüzgarları sayesinde serinlerken, rüzgar etrafa hoş bir hava katmıştı. Yazın ve gençliğin güzelliği o havada hissediliyordu. Hepsi çimende otururken Jin olduğu yerden kalkıp çeşitli taklitler yapmaya başlamıştı. Diğerleri ona kahkahalar atarken, Taehyung kollarıyla geriye doğru yaslanıp, ayaklarını uzatmış bir şekilde gülümseyerek onu seyrediyordu. O an, onun dediklerini duymuyordu. Sanki sessiz bir film izlercesine arka plandaki sesi kısıp sadece yüzünü izliyordu. Bunca zamandır anlık bir etkileşimle bu zamana kadar gelmişti. Onun yüzünden daha önce yapmadığı şeyleri yapmış, birkaç insanı kullanmıştı. Hatta iftira bile atmıştı, sadece onun için. Onunla yakın olmak için kendisine zarar vermiş, başkasıyla sevişirken bile onu hayal eder hale gelmişti. Şu an olanları düşündüğünde asla pişmanlık hissetmiyordu. Hatta bütün bunları yapmasaydı onunla asla öpüşecek duruma gelemezdi bile. Kendisiyle savaşıp dönüştüğü kişiye anlam veremediği zamanlar olmuştu. Sadece bırakıp normale dönmek isterken, bir şeyler tekrar onu Jin'e itmişti. Aklındaki küçük bir kısmı yaptıklarını istemeyerek yapsa da, içindeki tutkusu buna engel oluyordu. Jin'e karşı her şeyden önce büyük bir tutkusu vardı. Ona dokunmadan bile etkilenmesinin tek sebebi buydu. Uzun zaman boyunca onu başkasıyla öpüşürken, el ele tutuşurken, sarılırken izlediğinde bile bundan etkilenmişti.

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin