4.Bölüm

875 119 77
                                    

Aradan birkaç gün geçmişti. Geçen bu birkaç günde herkes kendi hayatıyla uğraşırken Taehyung bir yandan günlük rutinini devam ettirirken bir yandan da kendisiyle konuşuyordu. Okulda sürekli etrafı izliyordu ve hep düşünceliydi. Arkadaşlarına düşünceli olduğunu asla göstermiyordu. Herkes için her şey çok normaldi. Grubuyla her gün okula gitmeden önce kampüste buluşup daha sonra Jimin ve Jungkook ile diğerlerinden ayrılıp dersine giriyordu.

Beraber oturdukları zamanlarda bazen diğerleri sevgililerini de getiriyorlardı. Hepsi aynı okulda olduğu için konuşacak konu çoktu. Yine beraber oturdukları bir zaman, aralarında sadece Jin yoktu.

"Jin hyung 5 dakikaya geliyormuş..şimdi mesaj attı." Hoseok telefonuna gelen mesajı göstererek konuştu.

Taehyung kafasını çevirerek mesaja baktı ve umursamaz bir tavırla omuz silkti. Onun gelmesini hem istiyor hem de utanıyordu. O gece iki saat boyunca arkadaşını nedensizce izlemişti. Dışardan bakılınca manzara çok korkunç duruyordu. Karanlık odada uyuyan bir adamın tepesinde gözünü hiç kaçırmadan onu izleyen başka bir adam...dışardan çok yanlış anlaşılabilirdi. Fakat içinde iki ses vardı ve ikisi de susmuyordu. Barda sevgilisiyle öpüşmesini izlemek isteyen kişiyle, tüm gece arkadaşının uyumasını izleyen kişi aynı kişiydi ve Taehyung bu kişiyle daha önce tanışmamıştı.

Ondan utanan kişi ise tamamen Seokjin'in arkadaşı Taehyungdu.

O aklında kendiyle çelişirken Seokjin, Min Seo ile el ele arkadaşlarının yanına gelmişti.
Herkes kafasını çevirip onlara bakmıştı. Min Seo'yu beklemiyorlardı. Normalde birisi sevgilisini getireceği zaman haber verirdi ama Jin haber vermemişti. Taehyung Min Seo'ya gittikçe gıcık oluyordu. Kendisini zorla davet ettirdiğine emindi. Diğerleriyle selamlaşarak grubun yanına oturdular.

"Ödevler için bir sürü fotoğraf çekmemiz gerekiyor çocuklar...bir an önce güzel manzaralar bulmamız lazım." dedi Jimin bıkkınlıkla. Hocaları çok fazla ödev vermişti ve hemen halletmeleri gerekiyordu.

"Neden şimdi aklıma getirip canımı sıkıyorsun oğlum? Yaparız bir şekilde işte" dedi Jungkook.
"Güzel manzara için beni çekebilirsiniz çocuklar." demişti Min Seo gülerek. Diğerleri de ona gülüp dalga geçtiler. Taehyung da dışardan en çok kendisi eğleniyormuş gibi gösteriyordu. Rol yapması gerekmese şu an öldürücü bakışlarını atıyor olabilirdi.

Taehyung neden bu kıza böyle hissettiğini çözemiyordu. Tüm arkadaşlarını eşit seviyordu aslında. Jinle de bayağı anlaşırdı ve onun tarzını severdi. Jin, yaşı onlardan büyük olmasına rağmen onun tarzında eğlenmeyi iyi bilirdi. Bazen bir arkadaş grubunun içindeyseniz, elbet birine daha yakın hissedersiniz. Jimin, Taehyung'un her şeyini biliyordu ama onunki masum bir arkadaşlıktı. Jin'e ise bir çekimle yaklaşıyor, beraber bir şey yaptıklarında dibinden ayrılmıyordu. Hepsi çok yakın olduğu için kimse bunu anormal görmüyordu.
Aslında anormal değildi. Anormal olan Taehyung'un içinde daha önce hiç tanışmadığı, ona daha önce yapmadığı şeyleri yaptıran o sesti. Taehyung ise bu sesi dinliyor, daha sonra hiçbir şey yapmamış gibi hayatına devam ediyordu.

Seokjin'in hiçbir şeyden haberi yoktu. Eğer olursa iyi şeyler olmazdı.

*****

Daha sonra Taehyung, Jimin, Jungkook ve Jin fotoğraf çekmek için buluşmuşlardı. Jin onları fotoğraf çekmeleri için Achasan Tepesi'ne götürecekti.

Neyse ki Min Seo yok diye düşündü Taehyung. Arkadaşlarıyla yabancı olmadan rahatça takılmak istiyordu.

Tepeye geldiklerinde hepsi dağılmaya karar vermişti. Jimin ve Jungkook yanlarından ayrılmıştı. Taehyung, Jin'in kendisiyle gelmesini istedi ve beraber yürümeye başladılar.

"Burdan çok güzel manzaralar çıkacak...sen de çok güzel çekeceksin eminim." dedi Jin. Taehyung'un fotoğraftaki yeteneklerini iyi biliyordu ve bu konuda onu her zaman överdi.

"Min Seo'yu getirsen onu çekerdim aslında...senin için en güzel manzara sonuçta" dedi Taehyung. Laf sokmak istemişti nedensizce. Söyledikten bir saniye sonra pişman oldu bu dediğine. Bir yanı ise içten içe bir oh çekmişti.

"Evet bazen saçma yerlerde lafa dalıyor farkındayım. Çok rahatsız olmuş gibisin?" dedi Seokjin.
Bu konuşmayı yaparken en tepede bankta yan yana oturup manzaraya bakıyorlardı. Yüzlerine güneş ışığı keskin bir biçimde vuruyordu ama ikisi de rahatsız olmadı ve güzel havayı içlerine çektiler.

"Neden rahatsız olayım hyungim, sadece komik geldi." dedi Taehyung. Kendini kamufle etmesi gerektiğini hissediyordu. Bu tavırla devam ederse yanlış anlaşılabilirdi.

"Evlenme konusu ne oldu?" Taehyung sohbete devam etmek istemişti ve düşüncelerini merak ediyordu. Canını sıkan bu konu hakkında bilgi edinmeliymiş gibi hissetti.

"Emin değilim aslında....onu seviyorum ama bazen bazı hareketleri...bu zor bir karar gerçekten...belki de kendimi hazır hissetmiyorumdur."

Taehyung'un yüzünü hafif bir gülümseme kaplamıştı. Kafasını arkadaşına doğru çevirdi. Permalı siyah saçları gözlerini kapatıyordu. Bu iyi bir şeydi böylece Jin onun gözlerindeki belirsiz ışıltıyı görmeyecekti.

"Zamana bırakmalısın...hem hep beraber eğleneceğimiz çok zamanımız var." dedi
Seokjin'in arkadaşı olan Taehyung diyordu bunu. Jin gülümseyerek ona bir bakış attı ve "Hadi sen çekmeye başla ben buralarda dolanıyorum." dedi. Taehyung'un sevimli yakın arkadaş rolünde olduğunu bilmiyordu.

Taehyung kendince manzarayı çekiyordu. Ara sıra bir gözüyle Jin'in nerde olduğunu takip ediyordu. Kendisi güzel bir manzara yakalamak için ordan oraya giderken, Jin başka şeylerle ilgileniyordu.
Taehyung çokça fotoğraf çekti. Her saniye deklanşöre basıyordu ve açısını değiştiriyordu. İçindeki o deli ses bir ona görev vermişti ve bunu yapacağı için birden bire çok heyecanlandı. Jin etrafta dolanırken bir sürü fotoğrafını habersizce çekmişti. Jin Taehyung'a bir an baktığında ise başka bir yere çeviriyordu kamerasını. Seokjin yine fark etmemişti. Kendisi bile ne yaptığını fark edemiyordu zaten. Bir anda içindeki sesle transa geçip yapmak istediğini yapıp normal benliğine geri gönüyordu.

Saat çok geç olmuştu ve hepsinin dönmesi gerekiyordu. Jin'in arabasının olduğu yerde toplandılar ve arabaya bindiler. Jimin ve Jungkook çektikleri fotoğrafları için mutluydu. İkisi de arka koltukta fotoğrafları birbirlerine gösteriyorlardı.

"Acayip güzel oldu bu fotoğraflar İyi ki buraya geldik Jin hyungim, sen olmasan kara kara düşünüyorduk." dedi Jungkook minnetle. Sadece Jin'in arabası olduğu için onları sadece o getirebilirdi.

"Taehyung-im sen ne çektin göstersene. Eminim bizimkilerden daha güzeldir." dedi Jimin. Ondaki yeteneği bildiği için çok güzel fotoğraflar çektiğine emindi.

Taehyung ön koltukta sessizdi. Kendisini birazcık suçlu hissediyordu. Bir yandan da yaptığı şeyin heyecanıyla mest olmuştu. Ama fotoğrafları gösteremezdi. Eğer görürlerse Jin habersiz şekilde çekildiğini öğrenirdi ve çok kızardı.

"Fotoğrafları çıkartınca göstericem Jimin-shi. Sadece çıkarmamı bekle."

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin