5. Bölüm

840 112 136
                                    

Çıkarttığı fotoğrafları tek tek masasına dizdi. Ödev için çıkardıklarıyla Seokjin'in fotoğraflarını ayırmıştı. Gözleriyle arkadaşının habersiz pozlarını incelemeye başladı. Çektikten sonra silmesi gerekiyordu. Etik değildi bu durum. Yakın arkadaşı bile olsa böyle yapması affedilemezdi. Ama dayanamadı ve hepsini tek tek inceledi. Yıllardır gördüğü ve asla dikkatini çekmeyen bu insanı nedensizce inceliyordu. İçinde bulunduğu boşluğu böyle mi dolduracaktı?

Bu aralar kızlara ilgi duymadığını biliyordu. Erkeğe duysa bile bu sevgilisi olan yakın arkadaşı mı olmalıydı? Sadece Seokjin'in sevgilisini öpme şeklini çok beğenmişti. Bu yüzden gözlerini ondan alamamıştı zaten. Tek mesele buydu. Bu etkilenmeyi kendi içinde yaşayıp bitirecekti. En doğru karar buydu.

Kafasında bunları planlarken hala fotoğraflara bakıyordu. Sivri çenesi, adem elması ve dudakları güzel çıkmıştı. Saçları alnının iki yanına ayrılmıştı ve yakışıklı gözüküyordu. Bir hışımla yerinden kalktı ve fotoğrafları toplayarak odasına gitti. Aslında yırtmak istemişti ama biraz daha bekleyecekti. Onları hemen yok etmek istemiyordu. Fotoğrafları yatağının altına sakladı. Arkadaşları evine gelse bile oraya bakmaları için bir neden olmazdı. Bu yüzden güvendeydi.
Saatler geçtikten sonra Taehyung'un telefonu çaldı. Arayan Namjoondu.

"Aloo Taehyungie ne yapıyorsun?" dedi Namjoon. Sesi keyifli geliyordu.
Telefonun arkasından çokça ses geliyordu. Belli ki yanında birileri vardı.
"Evdeyim tek başıma takılıyorum sen ne yapıyorsun asıl? Çok fazla ses geliyor"
"Ahh evet..Bu akşam çift çift beraber takılalım dedik. Yoongiyle beraber Jin'in evindeyiz.." Taehyung durgundu. Sadece "Ah anladım..." diyebildi.
"Diğer çocuklar da beraber takılıyormuş ama sen gitmemişsin madem, buraya gelsene?"

Namjoon Taehyung'un hala düzelmediğini düşünüyordu. Bu yüzden onu yalnız bırakmak istemiyordu. Jimin, Jungkook ve Hoseok beraber takılmak için teklif sunmuşlardı fakat Taehyung geri çevirmişti. İçindeki iki karakter birbiriyle çatışırken eğlenemiyordu. Aksine bu durum onu çok yoruyordu. Kendi gibi değildi. Evinde tek başına düşünüp sorunu çözeceğini sanmıştı.

"Ee gelmek istemez misin? Seni alabiliriz istersen?" Namjoon ısrarcıydı. Taehyung düşünüyordu. Belki de üstüne gitmesi gerekti. Ortama karışınca, eskisi gibi olabilecekti. Kaçınca işler daha da kızışıyordu.

"Tamam ben gelirim almanıza gerek yok hyungim, orda görüşürüz." bu cümleyi söylerken, kendi içinde yaşayıp bitirme çözümünü de kendisi yok etmişti.

Bir saat sonra Jin'in evine geldiğinde eli doluydu. Evdekiler ona bira ve votka alması için sipariş vermişlerdi. Eve geldiğinde kapıyı Namjoon açtı. Onu görünce kocaman gülümsedi ve sarıldı.
Taehyung böyle karşılanmayı beklemiyordu bu yüzden şaşırmıştı. O da Namjoon'a sarılıp içeri geçti.
Yoongi ve sevgilisi salonda oturuyordu. Gözleri Jin'i aradı fakat bulamadı. Ev sahibi olmasına rağmen onu karşılamamıştı. Hafiften bozuldu. Birkaç dakika sonra Min Seo ile salona geldiler. Uzaktan onların öpüştüklerini görmüştü. Jin Taehyung'un onlara doğru baktığını gördüğünde Min Seo'dan çekildi ve normal bir şekilde onu selamlamaya geldi.

"İyi ki geldin Taehyung...biz de senin hakkında konuşuyorduk." Dedi Seokjin.

Taehyung şaşırmıştı. Bu çift onlar hakkında ne konuşabilirdi? Çok merak etse de sormadı. Sadece gülümseyerek geçiştirdi.

Saatler geçti. Beraber oyun oynayıp gülüyorlardı. Çiftlerin arasında tek sap olduğu için biraz garip hissediyordu. Hepsi olur olmadık zamanda birbirlerini öpüyorlardı ve Taehyung utanıyordu.
Bir anda kahkahayla gülerken gözünün önünde Jin ve Min Seo öpüşünce anında modu düşüyordu.

Onun için tam bir sabır gecesiydi. Üstüne gitmek konusunda hata mı yapmıştı? Hala bok gibi hissediyordu.
Saat gecenin bir yarısı olduğunda Namjoon ve Yoongi sevgililerini alarak evden ayrılmışlardı. Hepsi çok sarhoştu. Taehyung dışında. Ne kadar içerse içsin etki etmiyordu. Bu konuda güçlü bir bünyesi vardı. Fakat evden gitmek için hiçbir harekette bulunmamıştı. Jin ve Min Seo aşırı sarhoştu ve bunu sorgulamadılar.

"Ah Taehyung sen bu halde gitme tamam mı? Burda yatarsın." Dedi Jin. Doğru düzgün konuşamıyorken bu cümleyi kurması bayağı başarıydı onun için. Taehyung'u sarhoş sanıyordu boş bakan gözleriyle.
Min Seo, Taehyung'un orda kalmasını pek istemedi ama karşı gelemeyeceği için sadece gözlerini devirebildi. Jin biraz kendine geldiğinde Taehyung'a kendi pijamalarından verdi. Taehyung Jin'in önünde soyunup üstünü değiştirdi. O sırada da Jin Taehyung'un vücuduna kısa bir göz gezdirdi.

"Bu pijamalar sana daha çok yakışıyor, sana mı versem acaba?" dedi Jin eliyle Taehyung'un saçlarını karıştırırken.

Bu sırada Jin'in odasında onu bekleyen Min Seo seslendi. "Aşkım gel artık, seni bekliyorum." Taehyung kızın sesine her türlü sinir oluyordu. "İyi geceler Jin hyungim" dedi elini omzuna atarak.
"Beni çağırdığınız için teşekkür ederim." Sadece konuşmayı biraz daha uzatıp Min Seo'yu sinir etmek istiyordu.

"Burası senin de evin saçma sapan konuşma...ahh hadi artık ben gidiyorum iyi uykular." dedi Seokjin ve onu bekleyen sevgilisinin yanına, kendi yatak odasına gitmişti.

Taehyung o gece uyuyamayacağını biliyordu. Dakikalar geçmek bilmemişti. Karanlık ve sessiz o evde üçünün olması garip hissettirdi. Azıcık gözünü kapattığında ikisinin o odada beraber yattığı aklına geliyordu ve hemen uyanıyordu. Üstüne gitmek işe yaramamıştı. Kafası bir türlü yerine gelmiyordu işte. Hissettiği sinirin anlamını bilmiyordu. Kendini içindeki o deli sese vermeye çok hazırdı. Düşünceleri ilerledikçe psikopatlaşmış hissediyordu. Ne ara bu hale gelmişti? İki senelik arkadaşı bir anda, nedensizce gözünde değişmişti. Mantıklı değildi bu. İnsanlar boşuğa düşünce saçma şeyler yapardı...ama bu kadarı fazla değil miydi?

Kanepede yatıp bunları düşünürken Jin'in odasından bir ses geldi. Hemen dikkatini oraya verdi. Nefesini tutarak sesi duymaya çalıştı ve bir "ah" sesi duydu. Yavaşça yerinden kalktı ve ağır adımlarla yatak odasının önüne geldi. Kapı hafiften açıktı ve tek gözüyle aralıktan bakmaya başladı. Bunu yaparken asla nefes almıyordu. Karanlık evde kendisi de kamufle olmuştu. Jin ve Min Seo sarhoş oldukları için onu asla fark edemezlerdi.

Pencereden vuran ay ışığıyla karşısındaki manzarayı rahatlıkla izleyebiliyordu. Seviştiklerini gördü. İkisi de yatakta oturup birbirlerinin boynunu, vücudunu öpüyordu. Min Seo'nun arkası dönüktü bu yüzden sadece Jin'i seçebiliyordu gözleri.

Barda gördüğü hali gibiydi. Büyük dudaklarıyla Min Seo'nun boynunu öpüyordu yavaş yavaş. İkisi de çıplaktı ama Jin'in sadece yüzünü ve göğsünü seçebiliyordu. İkisi şehvetle birbirlerini öperken, Taehyung çok etkilenmişti. Tek baktığı Seokjin'in bedeni ve dudaklarıydı. Nefesini tuttuğu için çok fazla kızarmıştı. Ona dokunuşunu, dudaklarını boynunda gezdirip en sonunda dudaklarına ulaşıp öpmesi onu çok ateşlendirmişti. Kıskanma duygusu yoktu, hatta gözü kızı bile görmüyordu. Tüm gözü Seokjin'in çıplak bedenindeydi. Daha önce onu çıplak görmüştü ama bu şekilde görmesi imkansızdı.
Normalde asla tahmin edemeyeceği bir aurası vardı sevişirken. Geniş omuzları aşırı dikkat çekiyordu. Beklediği yerde terlemişti resmen. Görünmez olup yanlarına gidip daha yakından izlemek istedi onları.
Taehyung izlerken mest olmuştu. Yaşadığı his azgınlık değil hayranlıktı. Uyurken aşırı masum görünen bu arkadaşını bu halde izlemek ona zevk veriyordu. Normalde utanması lazımdı değil mi? Diğerlerini bu halde görse evden hemen o an kaçardı. Ama içindeki o ses ordan ayrılmamasını söyledi ve o da o sesi dinledi. Etikten bahseden Jin'in yakın arkadaşı Taehyung, o gece orda değildi.
Birkaç saat sürse bile işlerini bitirene kadar karanlıkta onları izledi...

O gece Taehyung'un aklına bir fikir geldi. Ne olursa olsun kendine verdiği bu görevi yerine getirecekti. Yavaş yavaş içindeki yabancının tarafına geçer gibiydi.

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin