24. Bölüm

645 68 85
                                    


Seo, galibiyet kazanmışçasına çektiği fotoğraflarla olduğu yerden uzaklaşırken, ikisi de şok olmuştu.
Topuklu ayakkabılarıyla çimenli yolun üstünde yalpayarak yürüyen Seo'ya bakakalmışlardı. Kısa bir
süre sonra ikisi de durumu kavrayınca aceleyle arkasından koşmaya başladılar. Seo'ya yetiştiklerinde  Jin hızlıca kolundan çekip onu durdurdu. Öyle sert bir şekilde çekti ki, Seo neredeyse yere düşecekti.

"Bırak kolumu!" diyerek Jin'den kurtulmaya çalışırken, tam önünde de Taehyung dikilmeye
başlamıştı. Jin'in kolunu bırakmayacağını anladığında kendisini savunmaya başladı.

"Biliyordum, her zaman biliyordum! Seninle birlikteyken ondan uzak durmanı istemekle çok
haklıymışım!"
Jin, Seo'nun sözleri karşısında gittikçe sinirlenmişti.

"Saçmalama! Seninle birlikteyken aramızda hiçbir şey olmadı!"

Taehyung ise gayet sakindi. Sadece Seo'nun yüzüne bakıyordu. Korkutucu derecede sakinliği Jin'in tuhafına gitmişti. Seo'ya karşı bakışlarından ürkmüştü. Karanlıkta yüzüne vuran hafif ışığın altında, Taehyung'un gözleri çok tuhaftı. Beş dakika önce kendisine bakan Taehyung bu değil de, başkası gibiydi. Jin, onun suratına bakarken, Taehyung sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Seo çektiğin fotoğrafları siler misin?" derken yüzünde korkutucu bir gülümseme vardı.

Seo, onun korkutucu gülümsemesinden etkilenmeyip aynı şekilde gülümseyerek cevap verdi.

"Silemem Taehyungcuğum. Bunu görmesi gereken insanlar var."

"Neyden bahsediyorsun sen?"

"Arkadaşlarınıza göstereceğim. Eminim haberleri yoktur. Ama eğer şu an bana engel olursanız daha sonra tüm okula gösteririm."

Jin sıkıca tuttuğu kolu bırakmıştı.

"Nasıl yapacakmışsın bunu?"

"Fotoğrafları mailime gönderdim bile. Galerimden silseniz bile ordan silemezsiniz."

Jin derin bir nefes alarak geri çekildiğinde Taehyung'a baktı. Jin'in geri çekildiğini gören Taehyung, Seo'nun önünden çekildi.
Jin artık çaresizdi. Diyecek bir şeyi yoktu.
"Elbet öğrenecekler Taehyung." Sonra başını Seo'ya çevirdi. "Git söyle, hadi."

Seo zafer kazanmışçasına yanlarından uzaklaşırken "Sizden nefret ediyorum." dedi.

Yalnız kaldıklarında Jin endişeliydi. Taehyung ise Jinden başka hiçbir şeyi düşünmediği için kısmenndaha rahattı. Jin olduğu yerde başını eğmiş, yere bakıyordu. Onun üzüldüğünü gören Taehyung ise karşısına geçti ve sol eliyle elini tutarken, sağ eliyle Jin'in çenesini tuttu ve yüzüne bakmasını sağladı.

"Endişelenme bu kadar bir tanem. Bizi anlayacaklardır."
Çenesindeki eli tutup minik bir öpücük kondurdu Jin. Ardından tuttuğu eli aşağı indirdi.

"Söylemiş midir? Gitmek istemiyorum yanlarına."

Jin'i sakinleştirmeye çalışan Taehyung bir yandan onu cesaretlendirmeye çalışıyordu.

"Şimdi biraz kızacaklardır ama normal. Sonradan düzelirler bence. Hadi gidelim."

***

Karanlıktan aydınlık meydana çıktıklarında ilk önce gözlerini kısa bir süre açamadılar. Daha sonrauzaktan gördükleri masalarına doğru ilerlemeye başladılar. Onları bıraktıkları zamanın aksine, hepsinin yüzünde ciddi bir ifade vardı. Jimin ve Jungkook bildiği durumu için diğerlerine odaklandılar. Yavaş yavaş masaya yaklaştıklarında hepsi sessizce bekliyordu.

Eternal Sunshine | TAEJİN/VJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin